Ali BAYRAMOĞLU
Bu soru söz konusu olduğu zaman gözler, derhal hükümete, Davutoğlu'na, Erdoğan'a dönüyor.
Bu, ilk bakışta kaçınılmaz, zira devletin işletmecisi onlar. Yetki ve sorumluluk onlarda.
Fazlası da var. Bu tür sorunlarda, aldığı tavır ve kararlarla yeni hamlelere kapı açan ya da kapayan, sorunun çözümüyle yükümlü olan meşru ve yasal güç devlettir. Değişen koşullara uyum sağlamak, oyun planını buna göre değiştirmek, adapte olmak ve yeni siyasi yollar bulmak da öncelikle devletin işi ve görevidir.
Ancak bu şema her zaman gerçeklerle tam kesişmez.
Yeni dengeler ortada. Suriye'nin Kuzey'inde Türkiye sınırı boyunca daha doğrusu PYD-PKK egemenlik sahası Kürt hareketinin taleplerini de, Türkiye'nin tehdit algısını da değiştirdi. Kürt hareketi tarafından bu bölgede uygulanan özerkleşme, kantonlaşma, nüfus standartlaştırması politikalarının ilk iki ayağı Türkiye sınırları içine taşındı. Dün Cizre'de, bugün Silvan'da yaşanan örgütün egemen olduğu özerk bölge oluşturma hamlelerinden başka bir şey değil.
Yukarıdaki şemanın işlemesini engelleyen ana tıkaç budur.
Sorun devletin bu koşullar karşısında kendi başına ürettiği bir siyasetsizlikten çok (ya da en az onun kadar) karşı tarafça devletin siyasetsizliğe itilmesidir.
Siyasetsizliğe itilme, siyasi bir ünitenin, bir devletin doğrudan varoluş nedenine yönelen ısrarlı, zorlayıcı fiili, silahlı girişimler karşısında siyasi araçların yetersiz kalmasıdır.
Nitekim geldiğimiz noktada, dünün koşullarında pekala sorunları çözebilecek bir siyasi araç olan adem-i merkeziyet esaslı bir yerel yönetimler reformu bile bugün örgütün fiili ve silahlı egemenlik arayışının yarattığı ağır bunalımı ortadan kaldıramaz haldedir. Bu, gerek sorunun örgüt tarafından ve yeni dinamiklerle ülke sınırları dışına taşması açısından, gerekse PKK'nın bölgede bir tür “devletleşme” hamlesi başlatması ve bunu edinilmiş bir koza çevirme politikası bakımından böyledir.
Şüphe yok, siyasete geri dönüş olduğu andan itibaren masadaki iki temel mesele Rojava meselesi ve egemenlik konusu olacaktır. Bu iki çatışma nesnesi, iki siyasi tartışma meselesine dönüşecektir.
Ancak bu noktaya gelmenin, siyasete geri dönmenin tek yolu siyasetin önündeki tıkacın, siyasetsizlik üreten ana mekanizmanın kaldırılmasıdır. Somut bir ifadeyle Kandil'in izlediği özerk bölge oluşturma politikasından geri adım atması, vazgeçmesi, kent ve kasabalardan çekilmesidir.
Aksi halde devletin dokusu, gelenekleri ve toplumsal endişeler dikkate alındığında Kürt sorununun onlarca yıl sürecek, büyük göç dalgalarıyla bölgeyi insansızlaştıracak yeni bir savaşa gebe olduğu açıktır.
Kandil'in derin arzusu bu mudur bilinmez.
Ancak yaşananlar örgütün bir zorlama hamlesinden çok, daha derin savaş üzerine kurulu bir stratejisini akla getirmektedir.
Buna karşın Öcalan'ın öngördüğü barış ve çözüm fikriyle bu şiddet politikası, şiddet yapılanmasının yakından uzaktan bir ilgisi olduğunu sanmıyoruz.
Çıplak resim bu...
Resmin algısına gelince...
Derenin sürüklediği bir dal parçası olmamak önemlidir.
İnsan haklarının, özgürlüklerin, hakların katline, boğulmasına itiraz bir toplum için hayati bir reflekstir. Ancak bunların araç hale getirilmesine karşı çıkmak da demokrasi açısından o denli hayati bir meseledir.
Örneğin kent ayaklanmalarına karşı alınan tedbirler sırasında, kabul edilmez kimi uygulamaları, sivil ölümlerini, sokağa çıkma yasağıyla temel hakların askıya alınmasını görmek ve eleştirmek esas ve doğaldır.
Ancak büyük resmi, PKK'nın şiddet eylemlerinin yeni hedefini görmek, kimi ihlallerin arkasına saklanan, güvenlik tedbirlerini devletin ihlal ve katliam niyetiyle açıklayan propaganda dilini fark etmek ve buna itiraz etmek koşuluyla...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025