Ali BAYRAMOĞLU
Şubat 2009. Dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan Kültür Bakanlığı'nın “2008 Yılı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü"nü Çetin Altan'a takdim ederken, şunları söylüyordu:
“Yakın tarihimizde düşüncenin serüveni meşakkatli bir yolculuk olmuştu. Farklılıkların kabulü kolay olmamış, kemikleşen önyargılar, tahammülsüz anlayışlar düşünceyi ağır şekilde cezalandırmış ve bedelini bütün Türkiye ödemek zorunda kalmıştır. Bu yolcukta direnç gösteren, bedel ödemek pahasına düşünce sevdasından vazgeçmeyen, otoriter anlayışlara boyun eğmek yerine gerçeği söyleyen aydınlarımızın, yazarlarımızın öncülüğü büyük önem taşıyor. Eleştirel akıl olmadan, eleştiriye tahammül olmadan yol alamayız. Söz olmadan, yazı ve fikir olmadan uygarlık iddiamızı gerçekleştiremeyiz. Farklı düşünmek asla birbirimizi anlamaya, en azından anlama çabasına mani olmamalı. Demokrasinin temeli tahammül duygusudur. Bugün mutlulukla ifade ediyorum ki Türkiye ne Çetin Altan'ı 300 kez mahkeme kapılarına çağıran ve düşünceyi mahkûm eden bir Türkiye'dir, ne de Nâzım Hikmet'i 12 yıl boyunca hapishanelerde tutan Türkiye'dir…"
Güzel, umut veren ve özlenen sözlerdi bunlar.
Sonra bir “geri kayış" başladı. Önce yavaş, sonra hızlı...
Ardından iktidar savaşları baş gösterdi. Önce gizli, sonra açık...
Her savaş "keyfilik ve zorbalık", “mağduriyet ve korku " üretir. Bu savaş da üretti...
2010'dan itibaren çoğu “devlet içindeki cemaat" kaynaklı keyfilik ve haksızlıklara karşı çıkanlar, onu görenler, ona muhalefet yapanlar ya da tehlike oluşturanlar, onun adamlarına yer açılması için tasfiye edilmesi gerekenler, keyfi yollarla ve sahtecilikle kimi suçlara bağlanarak, baskı ve tutuklama furyasına eklenerek “kriminalize" edildi, susturuldu.
Bir değişim süreci alt üst oluyor, ele yüze bulaştırılıyordu.
Nitekim bunu dinlemeler ve tapeler evresiyle gayri meşru bir siyaset tarzı, buna karşı keyfi siyasi yaptırımlar takip etti. Güvensizlik duygusu iktidarda kişileşmeye, siyasi ittifakları bozarak siyasal ve kurumsal zaaflara yol açmaya başladı. Askerli askersiz darbe girişimleri boy gösterdi.
15 Temmuz günü iflas noktasına böyle gelindi.
16 Temmuz, şüphe yok, bir kopuştur.
Siyasi bozulma ve otoriterleşmenin iki temel kaynağından birisi oluşturan “cemaat", FETÖ sıfatıyla bugün kürsünün diğer tarafında bulunuyor. Darbe girişimlerinin hesabını veriyor, devletten temizleniyor.
Bu temizlik demokrasi ve hukuk devleti için hukuk ve hakkaniyet ölçülerinde yapılması gereken “olmazsa olmaz" bir işlemdir.
Ne var ki, sorun burada...
16 Temmuz bir açıdan, esas bakımından bir kopuştur, ancak başka bir açıdan, usül bakımından da bir sürekliliğin taşıyıcısıdır.
Yıkılası bir yapı alaşağı edilmeye başlanmış, ancak, düne benzer bir şekilde, araya başka hesaplar ve eski zihniyet karışmış, iş bir yönüyle başka bir temizliğe, hesaplaşmaya dönüşmüştür.
Bugün FETÖ'yle yakından uzaktan ilgisi olmayan, kimi muhaliflerin keyfi takdirlerle, zorlama yorumlarla, niyet okumayla darbeci olarak yaftalanması, tutuklanması, gözaltına alınması korku zincirine eklenen yeni halkalar arasındadır.
Yöntem, niyet ve zihniyet değişmeyince, sonuç da değişmiyor.
Çetin Altan'a ödül veren siyasi iktidar, hala iktidarda.
Babaya ödül verildiği günlerden, oğulların darbeci iddiasıyla gözaltına alındığı günlere geldik. Ahmet ve Mehmet Altan: Ulusal ve uluslararası itibarı yüksek iki isim. Düşüncelerini, tarzlarını beğenseniz de beğenmeseniz de, her vicdanın özerk ve özgürlükçü düşünceyi temsil ettiğini kabul edeceği iki kardeş. Ömürlerini askeri vesayetle, darbelerle mücadele ederek geçirmiş iki düşünce adamı... FETÖ'yle, darbeyle, darbecilikle bağlantılı olarak gözaltına alındılar.
FETÖ'yle bağlantısı olmayan, keyfi takdirle gözaltına alınan, tutuklanan aydın, yazar, akademisyen sayısı her geçen gün artıyor. 15 Temmuz öncesi, binlerce kişinin kendisine tümüyle farklı ve kurumsal anlamda sorduğu, “ordu darbe yapar mı, böyle bir tehlike var mı" sorusunun, eğer muhalifseniz, FETÖ'cü olmaya yettiği günlere geldik.
Bırakın hukuku bunu düz mantık bile izah edemez...
“Ölçü", yerini “niyet" sorusuna bırakıyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025