Ali BAYRAMOĞLU

Ali BAYRAMOĞLU
Ali BAYRAMOĞLU
Karar Tüm Yazıları
Dersim, özür ve bu toplum…
5.12.2011
3110

 

Geçen hafta bedelli askerlik ve vicdani ret hakkında yazmıştık ve bu iki konuda yapılması beklenen düzenlemenin “sivilleşme süreci “ açısından önemine değinmiştik.
     

 

Ne var ki bu konulardan ikincisi olan vicdani ret meselesi, hükümetin gündeminde yer almadı. Daha önce Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in yaptığı, “Düzenleme hazırlanmaktadır” açıklamasına rağmen, bu konuda hükümet bir geri adım atmış oldu. Umarız bir sonraki hamlede bu konu tekrar gündeme gelir.

Böylece hem yazımızı tashih edelim hem de bir temennide bulunmuş olalım…

 

Değişim ve demokratikleşme hattında yol almak kolay değil… İnişli çıkışlı bir hat bu…

 

Şüphe yok ki Dersim konusunda Başbakan Erdoğan’ın yaptığı çıkış, bu açıdan son dönemlerin en önemli gelişmesiydi.

 

Bu topraklarda devletin sorumluluğunu taşıdığı pek çok acı yaşandı. Bunlar arasında devletin doğrudan işi olan Varlık Vergisi, 6-7 Eylül olayları, Diyarbakır hapishanesi gibi facialar var.

 

Ayrıca devletin izi olan pek çok başka olay var. Kahramanmaraş, Çorum katliamları ve benzerleri de bunlar arasında yer alır.

 

Bugüne kadar devlet ya da devlet adına hiçbir yetkili, hiçbir siyasetçi bu olaylarla ilgili “özür” kelimesini kullanmamıştı. Bu açıdan Tayyip Erdoğan’ın Dersim çıkışıyla bir ilk yaşandı. Bunun hem sembolik hem fiilî anlamı çok büyüktür, en azından bu konuda önemli bir eşik aşılmıştır.

 

Başbakan, bundan iki yıl önce yine kasım ayında, Onur Öymen’in Dersim konusundaki utanç verici sözleri tartışılırken, Dersim’i “bir katliam ve utanç duyulması gereken bir sayfa” olarak tanımlamıştı. İki yıl sonra özür diledi. Umarız bu ve benzeri konularda özür bundan böyle parlamentoda ya da eşdeğer yerlerde usulüne uygun olarak yapılır ve tarihe geçer.

 

Bu, işin siyasi boyutu…

 

Geldiğimiz bu noktayı mümkün kılan ne?

 

Sadece Tayyip Erdoğan’ın vasıfları mı, yoksa aynı zamanda bu toplumun yaşadığı değişim öyküsü mü?

 

Toplumların tarihleriyle, tarihlerinin karanlık sayfalarıyla yüzleşmeleri sadece ahlaki bir borç değildir, aynı zaman sağlıklı ve demokrat bir zihniyet dönüşümünün en önemli araçlarından biridir.

 

Unutmamak gerekir ki gerginlikleri, korkuları, endişeleri üreten, bastırılmış siyasi ve toplumsal hafızalardır.

 

Son 6-7 yıla şöyle bir bakın, siyaset arenasına, üniversitelere, entelektüellere, basına, sokağa bakın...

 

“Tarihteki toplumu”, “toplulukları” hatırlayan, keşfeden ve önemseyen bir dalga var karşımızda.

 

Şüphe yok, bu bir toplumsal dalgadır ve meşruiyet dalgasıdır...

 

Örneğin Dersim’de yaşananları, Kürtleri, Alevileri, Alevi Kürtleri etnik varlığıyla, dinî farklılığıyla görme noktasına hızla ilerleyen bir toplumdur bu.

 

Adını koyalım:

 

Bu, bir yüzleşme alıştırmasıdır, “tarih ve ahlakla yapılan toplumsal yüzleşme alıştırması”dır. Bu alıştırmalar, önünde durulmaz dev dalgalara benzerler.

 

Önemli olan bu değişim dalgalarının, sanılanın aksine, yıkıcı, bölücü, dağıtıcı olmaktan çok, yeniden kurucu olmasıdır.

 

Bir toplumun değişimindeki sıhhat, o toplumun kimliğini işlemesinden, kimliği demokrat kılarak, şeffaflaştırarak, farklılıklarını içselleştirerek, hatta üreterek biteviye yeniden kurmasından kaynaklanır...

 

Bunu anlamak ve algılamaktan uzak kalanlar, dün Onur Öymen’ler, bugün yeni CHP’liler ve benzerleri siyasette, basında, üniversitelerde bu yüzden çok zamandır tarihin gerisinde, hatta altında kaldılar.

 

Asıl meseleye dönelim...

 

Gerçek odur ki Türkiye gerçekten değişiyor.

 

Tartışılmamış, bilinmeyen bir Dersim meselesi bir anda, cinin şişeden fırlaması ve karşınızda dev bir görüntünün oluşması gibi gündeme geliyor, bilinir olmaya kapılarını açıyor.

 

Önemlidir bu.

 

Alevilik meselesi keza...

 

Bir yandan sistem tarafından itilip kakılmış, öte yandan Sünni gelenek tarafından kuşkuyla karşılanmış ve dışlanmış bir inanç, kendisini ifade etmenin demokratik, dinsel, kültürel yollarını bulmakla kalmıyor. Sünni tutum bu yeni tablo karşısında değişiyor ve dönüşüyor. Devlet bünyesinde sorun çözmek ve hizmet götürmek esaslı Alevi çalıştayları yapılıyor.

 

Toplumun kendisiyle, tarihiyle, kimliğiyle yüzleşmesi sadece geçmişin olumsuzluklarını deşmek değildir.

 

Sadece kimlik, mal, can gaspını anlatmak değildir.

 

O olumsuzluklardan hareketle yeni değer sistemleri, siyasi ilkeler üretebilmektir.

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar