Ali BAYRAMOĞLU
Genelkurmay Başkanlığı'nın bir süre önce yaptığı açıklamanın siyasi akisleri devam ediyor. Bu akisler eski yıllarda olduğu gibi sistem üzerine çöken bir ağırlık şeklinde değil, tersine, açıklamanın varlığına itirazlar yapılıyor ya da açıklama farklı bir siyasi kullanıma sokuluyor.
Nitekim Gazeteciler Cemiyeti ve CHP itirazcıları arasında yer aldılar.
AK Parti ise askerin açıklamasını haklı buldu, hatta Başbakan son bir açıklamayla Genelkurmay'ı kendise yönelik yazılar konusunda suç duyurusunda bulunmaya çağırdı.
Siyasi fayda elde etmek görüntüsü veren bu resmin derinlikli olmadığı kesin...
Örneğin CHP...
Askerin çıkışlarına hemen her zaman destek vermiş, CHP'nin son açıklamaya işine geldiği için yaptığı itirazı, "doğal refleksi"ymiş gibi sunması, en basit ifadeyle hafif bir durumdur.
Gazeteciler Cemiyeti'nin 28 Şubat'ın Andıçı başta olmak üzere sırtındaki bohçada askerle ilgili pek kirli çamaşır varken, atılan askeri taş kendi yakınına düştüğü için tepki vermesi, bunu demokratik ilkelerle bezemesi de inandırıcı olmaktan uzak bir durumdur.
Siyasi iktidarın durumu da, tersten, benzer bir sıkıntıya işaret etmektedir. Askeri müdahalelerden çekmiş, askerin kendisine yönelik açıklamalarına sert tepki vermiş, askerden arınma politikasını cesaretle yürüten bir siyasi iktidardan beklenen, gerekçesi ve haklılığı ne olursa olsun, askere, açıklaması konusunda hak vermek olmamalıdır.
Meselemiz sivilleşmeyse, sorun bir yandan askerin ilke olarak kışlasının dışına çıkmamasıdır. Öte yandan askerin aksi davranışlarında ona yönelik desteğin ya da eleştirinin bu ilkeyi aşan ve kullanan siyasi tavırla endeksli olmamasıdır.
Aslında unutulmaması gereken şudur:
Askeri dil kışlaya ait bir dildir ve bu dilin üç temel kavramı görev, itaat ve hiyerarşidir. Bu üç kavram aynı zamanda orduların üç varoluşsal işlevidir, sistemin etkili çalışmasının olmazsa olmazlarıdır.
Sivil dünyaya, siyasi alana dair üç temel tavram ise (itaate karşı) özgürlük, (hiyerarşiye karşı) eşitlik, (göreve karşı) haktır. Bu kavramlar da bir toplumsal düzenin sağlığı, sürdürülebilirliği ve gücü açısından hayati niteliktedir.
Alanlar ve kavramlar arasında yer değiştirmeler düzenler için ölümcül olabilir.
Toplumsal ve siyasal düzenin itaat, hiyerarşi ve görev üçlüsüyle kurgulanmasının bedelini Türkiye çok uzun yıllar ödemiştir.
İşkenceler, hak gaspları, keyfilikler, kırılgan bir ekonomi, edilgen bir ülke, gergin bir toplum, bir ölçüde sivil alana askeri bakışını hakim olmasının sonuçlarındandır.
Tüm eksikliklere, gerginliklere rağmen bugün geldiğimiz nokta ise, güçlü bir ekonomi, artan toplumsal özgüven ve sentez, demokratikleşme, modernleşme ve yerelleşme üçlüsünün iç içe girmesi, adım adım genişleyen özgürlükler ortamı önemli ölçüde askeri olandan arınmanın sonuçlarından birisidir.
Askeri bakışın, sadece askeri bakışın hakim olduğu her yer, her konu ise, Kürt sorununda olduğu gibi, aczi, kırılganlığı, çatışmayı, özgürlük gasbını ifade etmektedir.
Siyasilerin, derneklerin, örgütlerin tutumuna gelince...
Sivil alan, ancak sivil değerlerin filizlenmesiyle yeşerir.
Bu sivil değerler ve alanı, ortak bir dil ve çabayla korumayı gerektirir.
Not:
Yukarıdaki yazı son askeri açıklamadan yola çıktı.
Ancak askeri açıklamalara dair ilkesel tavır alma ötesinde, farklı okuma yapmak da mümkündür; hatta bu, Türkiye gibi bir ülkede yaşıyorsak, gereklidir.
Yarına...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025