Ali BULAÇ
Rahmetli Cemil Meriç’i (öl. 1987) ne zaman tanıdığımı tam olarak hatırlayamıyorum. 1971’de İÜ Sosyoloji’ye başladığımda kızı Ümit Meriç asistan, hocamız Cahit Tanyol idi. Baykan Sezer de derslere girerdi, bir sene de Erol Güngör’ün Sosyal Psikoloji derslerine devam ettim, sene sonunda sınavı başarıyla verdim. Yine Sosyoloji’de Muhammed Hamidullah Hoca’nın Mukayeseli Dinler Tarihi derslerini de takip ettim ama Hamidullah hoca sınav yapmadı.
Her ne kadar fakülteye gelmiyor idiyse de Cemil Meriç anfinin sosyoloji kokan atmosferine hakimdi, sık sık ondan söz edilirdi. Tabii ki sosyolojinin en büyük referansı Ziya Gökalp’tı.
(Bir kış günü dersteydik, Tanyol hoca yine Ziya Gökalp’tan söz ediyordu, konu “içtimai fıkıh”tı. Cahit Tanyol “Tarih ve fıkıh bilmeyen bizde sosyoloji yapamaz diyordu. Yüksek İslam Enstitüsü’nde de okuduğumdan bu bana çok ilginç geliyordu. Yanımda oturan Lusin isminde bir kız, bana yavaşça “Kim bu Ziya Gökalp yahu, hoca her gün anlatıp durur, yaşıyor mu?” diye sordu. İçmişti, kokuyordu. Ben de “-Bilmiyor musun? dedim. Ziya Gökalp yaşıyor, şimdi bu işleri bırakmış Diyarbakır Melik Ahmet çarşısında karpuz satıyor.” Öyle deyince Lusin, fena halde köpürdü “-İşte” dedi, “her gün bir karpuzcuyla kafamız şişip duruyor.)
Rahmetli Nurettin Topçu’nun (öl. 1975) hem sosyoloji hem ahlaka ilişkin son derece değerli sohbetlerinden edindiğim bilgi ve fikriyat yanında Cemil Meriç benim için tanımam gereken bir kıymetti. Daha o sene Tohum Dergisi’nde dikkatlice okuduğum Devlet Ana ve Yol Ayrımı romanlarıyla pek sevdiğim Kemal Tahir’e ilişkin söyledikleri pek hoşuma gitmiyordu ama yine de Cemil Meriç’i dinlemek önemliydi.
(Hareket Dergisi’nden birkaç arkadaşla Kemal Tahir’i evinde ziyaret ettik. Ona zannedersem Ezel Erverdi bey, iki romanıyla ilgili yazılarımı takdim etti. İmam Hatip kökenli olduğumu öğrenince çok sevindi, duygulandı. Bu yüzden ona benim özel muhabbetim vardı.)
Cemil Meriç’e gidişim üç kanaldan oldu. Haraket Dergisi, Sedat Yenigün ve sonraları Pınar Yayınları’ndan Cevat Özkaya ile. Aklımda yanlış kalmadıysa ilk gidişim başında Ezel Erverdi beyin olduğu küçük bir heyete katılarak Erenköy’deki evine gittik, ilk defa hem tanıdım hem sohbetine katıldım. Gidişler birkaç kez tekrarladı, sonra Sedat Yenigün’le gitmeye başladık. Sedat’ın şehadetinden sonra (1980) Cevat Özkaya ile gidişlere devam ettim.
1984’te Genel Yayın Yönetmenliği’ni üstlendiğim İnsan Yayınları’nı kurunca Cemil Meriç’in kitaplarını yayınlama kararı aldık.
Umrandan Uygarlığa, Kültürden İrfana ve Bu Ülke kitaplarını yayınladık. Sonraları kitaplarını İletişim Yayınları yayınlamaya başladı.
Yanılmıyorsam, onu en son vefatına yakın bir iftar yemeğinde Cevat Özkaya’nın evinde gördüm, dört beş kişilik bir iftardı, bir daha görmek nasip olmadı.
Allah rahmet etsin, merhametiyle muamele etsin.
Cemil Meriç’in geniş bir daire çizen güzergahında son menzil Osmanlı idi, iyi bir hatipti, büyüleyici üslubu vardı, a’mâ idi ama müthiş bir hafızası vardı. Giriş kattaki evinin salonu kitaplarla doluydu, bazen;
-Yavrum, kalk, soldaki duvardan, üçüncü raf, beşinci kitabı eline al, sahife 123’ü aç, oku bakayım, derdi.
Çok sayıda fikir adamı, yazar, genç gelirdi, ona kitap okurlardı. Bir yandan dinler, bir yandan yorum yapardı. Hiç aklımdan çıkmayan, ara sıra gürleyerek, masaya vurarak tekrar ettiği bir cümlesi vardı:
“-Evladım, bu ülkede sağcı solcu yok, namuslu insanlarla namussuzlar var!”
Başlangıçta rahmetli Sait Nursi’yle ilgili söyledikleri hoşuma gitmemişti, Üstad’ı kullandığı dilden, bazı konuları ele alış tarzından eleştiriyor, biraz da küçümsüyordu. Belli ki hakkında derinlemesine bir bilgiye sahip değildi. Bu beni üzüyordu, bana göre Üstad İslam aleminin 20 . yüzyıldaki önde gelen yüksek kapasiteli beş-on zihininden biriydi . Sonraları Said Nursi’ye ilişkin görüşlerinde olumlu yönde değişim oldu, artık takdir edici ifadeler kullanarak onu anmaya başladı. Gelip gidenlerden bazıları ona Risalelerden okumuşlardı.
İslam Devrimi konusunda kanaatleri olumluydu, bir keresinde “Ben bir Ali Şeriati olmak isterdim” dediğini hatırlıyorum, Kırk Ambar’da Şeriati’den övgüyle söz eder. Vefatından hemen sonra yazdığım yazıda bu konuya değinmiştim. (Bkz. Ali Bulaç, Cemil Meriç, Tarih ve Toplum Dergisi, Ağustos-1987).
Tabii ki Cemil Meriç, bir İslam bilgini değildi, İlk nesil İslamcılar zülcenaheyn idi, hem İslami ilimlere, İslam tarihine ve Doğu’ya vukufiyetleri vardı, hem de Batı’ya. Cemil Meriç, şair ve edebiyatçıların retorikten öte geçmeyen Batı karşıtı söylemlerine karşı fikri bir muhasebeye tabi tutuyor, Batı’ya karşı Osmanlı’nın haksızlığa uğramış kaynaklarını öne çıkarıyordu; Batı’ya karşı muazzam bir öfkesi vardı, Batı’yı biliyordu, Batı kadar değilse de Hind’i de bilirdi, Marksizm’e bilgi ve fikir olarak hakimdi.
Şair değildi, ama şairane üslubu vardı, şair vehmi ve dolduruşuna gelmeden de fikri ve siyasi bir davayı yürütmenin mümkün olduğunu gösteriyordu. Tercih ettiği kısa cümlelerin her biri neredeyse birer aforizma idi. Hak ettiği halde bir türlü Nobel ödülü kendisine verilmeyen Yaşar Kemal de kısa cümleyi başarıyla kullanmıştır ama geriden Marksist bakış açısından Anadolu’nun sınıf temeline ve tarihimizin “hepten kötü mirası”na dayandırdığı sefalet ve zalimane tasvirleri yer yer doğru olsa bile anlatımları ruhsuzdu.
(İmam Hatip’te okurken Edebiyat hocam Zeki Tuna, bana kısa cümle için Yaşar Kemal’in İnce Memedi’ni, İstanbul türkçesi için de Salah Birsel’i okumamı tavsiye etmişti. Bunun yanında Dostyoveski’den Tolstoy’a, Kavabada’dan Balzac’a dünya klasiklerini de okuttu. Meslek derslerinden iki hocam da Süleyman Darçın ve Ömer Dursun Ayvaz da Seyyid Kutup-Mevdudi’nin kitapları ile kelam ve İslam felsefesiyle ilgili kaynakları okumamızı tavsiye ediyordu. Her iki öğretmen grubunun tavsiyelerini yerine getirdim, hepsine büyük borcum ve hürmetim var.)
Cemil Meriç, bizde Batı’dakine benzer sınıf olmadığını söylüyordu. Bazen tarihimizi fazlaca yüceltse bile, asıl davası Batı’nın sömürgeci, kibirli, bencil ve gaddar ruhuna nazara vermekti. Bu konuda Kemal Tahir’le aynı fikirdeydi. Kemal Tahir’den şu cümleyi hatırlıyorum: “Osmanlı namusunu korumayı, Batı fahişeliği tercih etti. ”
İkisi için de tarihsel kavga namus ile fuhuş (namussuzluk) arasında cereyan etmişti. Batı namus peçesini yırtıp atmış, şimdi Doğu İslam’ın da peçesini yırtmaya çalışıyordu.
Cemil Meriç’in üslubu muhafazakâr dindar bazı yazarları üslubuyla etkiledi, her biri üsluplarında Cemil Meriç’i taklit ve takip ettiler. Sağ muhafazakâr kesime cazip gelmesinin bir sebebi tarihe ve geçmişe ilişkin okurlarına büyük bir özgüven telkin etmesiydi, benzer bir özgüveni çok daha güçlü ve bir bilgi temeline dayalı Seyyid Hüseyin Nasr verir.
(Seyyid Hüseyin’in Türkçe’ye ilk kitaplarını ben yayınladım, kitaplarının insanı zengin tarihi mirasımıza, Şeriat’ın yüceliğine ve İslam’a sarsılmaz bir özgüvene yönlendirmesi bakımından yararlı olacağını düşünmüştüm, bugün de aynı kanaatteyim. Türkiye’ye gelişinde onun toplantılarına, sohbetlerine katılırdım. Bu sene de kuruluşunun 40. Yıldönümü dolayısıyla İnsan Yayınları tarafından İstanbul’a davet edildi, Yayınevinin kurucusu ve ilk Yayın Yönetmeni olmam hasebiyle beni de Nasr’ın verdiği konferansa ve yemeğe davet ettiler. İki sebepten dolayı gitmedim: 1. Seyyid Hüseyin Nasr, Devrim öncesinde Şah’ın kız kardeşinin kurduğu vakfın danışmanı iken, hiçbir hakikat ve doğruluk temeli olmadığı, hatta Şah’ın Savak ajanları tarafından öldürüldüğü kuvvetle iddia edildiği halde, Ali Şeriati’yi Şah’la ilişkilendirdi, bu gerçekten çirkin bir yakıştırmaydı, bunu kendisine yakıştıramadım 2. İnsan Yayınları’nın önemli yayınlarından biri Ebu’l A’la Mevdudi’nin Tefhimü’l Kur’an adı 7 ciltlik tefsiridir. Bu önemli tefsir Sebe’ suresine kadar İngilizce, Sebe’ten Nâs’a kadar Urduca idi. Tercüme ettirip editörlüğünü yapmayı kendime en önemli iş addettim, büyük zorluklara katlanarak tercümeyi yaptırabildim ve tefsiri yayınlayabildik. 2016’da 22 ay hapis yatınca çıkışta Yenikapı’da yapılan bir fuarda Yayınevi’nin ismimi “editörlük”ten çıkardığını öğrendim, çok üzüldüm. Teberri veya korku, Stalinvari yöntemlerle geçmişe dönüp olay ve olguları tarihten silmek mümkün mü?)
Rahmetli Cemil Meriç konusuna avdet edecek olursak, zaman zaman konuşmalarını not alıyordum. Fakat 50 çuvala yakın kitabım Bağcılar’da bir depoda sular altında kalınca kitaplarımla o notlar da yok oldu gitti. Ceylan göbeği derisinden kaplamalı çok değerli kitaplarım vardı, İmam Şafii’nin el Ümm’ü, Muhyiddin ibn Arabi’nin Fütuhat-ı Mekkiye’si, Kütüb-ü Sitte, tefsirler, ansiklopediler, siyer, tarih kitapları vs.
Geçenlerde bir kitabı ararken elime eski A4 eb’adında epey sararmış bir teksir kağıdı geçti, baktım Cemil Meriç’in bir sohbetinden aldığım notlar. Önlü arkalı iki sahifelik notları ne zaman aldığımı not etmemişim. Ağırlıklı olarak sosyolojiyle ilgili. Özenle aldım, şeffaf bir dosya içine koyup kenara ayırdım.
Serbestiyet’teki ilk yazım Cemil Meriç’ten aldığım notlar olsun diye düşündüm. Redakte etmeden olduğu gibi aşağıya alıyorum, bazı cümle düşüklükleri hızlıca not almam dolayısıyla bana aittir.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.08.2025
16.08.2025
7.08.2025
3.08.2025
25.07.2025
19.07.2025
23.06.2025
11.05.2025
21.04.2025
15.03.2025