Alper GÖRMÜŞ
Sanıkların ve sanık avukatlarının, içerdiği “zamanlama çelişkileri”nden yola çıkarak 11 No’lu CD’yle ilgili olarak geliştirdikleri “sahte” iddiasını ele alıyorduk...
Geçen yazıda, bu tartışmalar sürerken, Gölcük Donanma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü İstihbarat Kısım Amirliği’ne ait odanın döşemelerinin altına gizlenmiş yeni “Balyoz” belgelerinin arasında 11 No’lu CD’nin kopyasının bulunmasından sonra, benim bu konudaki yaklaşımımın farklılaştığını söylemiştim. Ondan önce, “zamanlama çelişkileri”nin bu CD’nin sonradan üretilmiş olduğuna dair iddialara güçlü bir argüman teşkil ettiğini söylüyor, sanıkların ve avukatlarının bu çelişkileri izale etmek için geliştirdikleri “sonradan üretilmiş” izahına alternatif başka bir izahın geliştirilemediğini itiraf ediyordum.
Gölcük belgelerine dayanan üçüncü Balyoz iddianamesinin kabul edilip, 11 No’lu CD’nin bir kopyasının da burada ele geçirildiğinin teyit edilmesinden sonra yaklaşımımın neden değiştiğini ve neden “bu çelişkilerin başka bir izahı olmalı” noktasına geldiğimi de bugün anlatacağımı söylemiştim.
Gölcük belgelerinin ima ettiği soru
Gölcük belgelerinin ima ettiği soru şuydu:
Madem 11 No’lu CD bir “sahtekârlar çetesi” tarafından yaratılmıştı, onun kopyası olan 1 No’lu CD Donanma’nın kalbinde ne arıyordu? Donanma istihbaratı, “çete”den bir kopya da kendisi için mi üretmesini rica etmişti?
Bu gelişme, sürekli olarak “zamanlama çelişkileri”ne işaret edenlerin önüne, mutlaka izah edilmesi gereken bir çelişki çıkartmıştı... Bu çelişki, ancak akla ziyan bir varsayımla savuşturulabilirdi: O belgeleri (de) oraya “sahtekârlar çetesi” yerleştirmiştir!
Nitekim öyle yaptılar... Pınar Doğan ve Dani Rodrik birlikte oluşturdukları “Balyoz Davası ve Gerçekler” blogunda şöyle yazdılar (21 Ocak 2011):
“Şimdi Gölcük’e gelelim. Burada olan nedir? Gene bazı gerçek belgeler sahte belgelerle paketlenip, bu sefer dışarı sızdırılacağına içeride saklanmıştır. Kim yapmıştır bunu? Besbelli, çetenin donanma komutanlığındaki işbirlikçisi ya da işbirlikçileri.”
Zaten tuhaf olan bu izah, Donanma İstihbarat Müdürü Binbaşı Kemalettin Yakar’ın, Gölcük belgelerine dair davanın üçüncü duruşmasında (11 Ocak 2012), dokümanları döşemenin altına bizzat kendisinin sakladığını söylemesinden sonra çöktü.
Yakar, ilave olarak, 11 No’lu CD’nin kopyası olan 1 No’lu CD ile, suç teşkil eden diğer dijital belgeleri savcılık sorgusunda gördüğünü belirtti. Yani “Benim gizlediğim çuvallarda bunlar yoktu, sonradan birileri tıkıştırmış olmalı” demeye getiriyordu...
Bu yeni durumla birlikte mahkemenin kanaati şu iki alternatiften birine meyledebilirdi:
Birincisi: Mahkeme, Kemalettin Yakar’ın bütün söylediklerinin “gerçekçi ve doğru” olduğuna kanaat getirir, Gölcük belgelerini oraya “çete”nin yerleştirdiğini kabul ederdi.
İkincisi: Mahkeme, Yakar’ın söylediklerini hiçbir şekilde ciddiye almaz ve bunun dolaysız bir sonucu olarak da hem 11 No’lu CD’nin hem de 1 No’lu CD’nin Balyoz’culara ait olduğuna hükmederdi.
Mahkemenin kararı, ikinci şıkkın geçerli olduğunu gösterdi.
11 No’lu ile 1 No’lu arasındaki tek fark
Yukarıdan beri, Baransu’nun savcılığa teslim ettiği bavulda yer alan 11 No’lu CD ile Gölcük’te ele geçirilen 1 No’lu CD’nin birbirinin kopyası olduğunu söyledim. Aslında, arada bir dosyalık bir fark var.“Sn. K. Arz.doc.” adlı bu dosya, Gölcük’te bulunan CD’de var ama, Baransu’nun savcılığa teslim ettiği CD’de yok!
Savcılar, iddianamede, bu farklılığı şöyle yorumluyorlar (mealen):
Eylem planlarını içeren CD’nin biri (11 No’lu) “Komutan”a (1. Ordu Komutanı Çetin Doğan) arz edildi, öbürü de (1 No’lu) öbür dokümanlar ve CD’lerle birlikte saklandı. Komutan’a arz edilecek CD’yi hazırlayanlar, CD’yi, doğal olarak “arz dosyası”nı çıkardıktan sonra komutana göndermiş olmalılar. Bu dosyanın Gölcük’teki CD’de bulunmayıp 1. Ordu’dan çıkartılan belgeler arasında yer alan 11 No’lu CD’de bulunmasının nedeni budur.
Bu arada yeri gelmişken, bu dosyayla ilgili olarak Ezgi Başaran’ın eski yazılarından birinde (Radikal, 12 Ağustos 2011) yer alan “hoş” bir yorumu da hatırlatayım...
Başaran, işaret ettiğim yazısında, TSK’da “komutan” diye sadece genelkurmay başkanlarına hitap edildiğini; dolayısıyla CD’deki “komutana arz” dosyasında kast edilen ismin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ten başkası olamayacağını hatırlatıp soruyordu:
“Balyoz darbe planını Hilmi Özkök’e karşı olan bir cunta hazırlamıştı. Öyleyse planın detayları niçin ona arz olunsun, arz olunması istensin?”
Başaran, iddianamede “yakaladığı” bu “açığı”, o günlerde gündemde olan “internet andıcı”soruşturmasında Genelkurmay İkinci Başkanı Hasan Iğsız’ın savcılık ifadesindeki şu bölüme dayandırmıştı: “Andıçta parafının karşısındaki ‘SN. K’arz’ ifadesiyle ilgili olarak ‘SN. K’arz’ ifadesinin sadece Genelkurmay Başkanı’na sunulunca yazıldığını, onaylayıp onaylamadığını bilmediğini, onun onayı ve emri olmadan hiçbir şeyin yapılamayacağını, nihai karar merciinin Genelkurmay Başkanı olduğunu...”
Başaran, buradaki tartışma konusu belgenin Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde hazırlandığı için“komutan” deyince Genelkurmay Başkanı’ndan başka kimsenin anlaşılamayacağını; fakat başka bir TSK biriminde hazırlanan bir belgeyle ilgili olarak “komutana arz” notu düşüldüğünde, o birimin en yüksek rütbeli subayının anlaşılacağını o heyecanla hesaba kat(a)madığı için böyle vahim bir hata yapmıştı.
Kimbilir, belki şu anda bile Başaran sorusunun geçerli olduğunu düşünüyor ve cevap bekliyordur; sonraki yazılarında hatasından hiç söz etmediğine göre...
Bilgileri güncellerken manuel müdahale
Geldik, buraya kadar yazdıklarımdan sonra, haklı olarak benden cevabı beklenen soruya: “Peki, diyelim ki her iki CD de Balyoz’cular tarafından hazırlanmıştır ve TÜBİTAK’ın da raporunda belirttiği gibi bu CD’ler 2003’te hazırlanmıştır... Bu durumda ‘zamanlama çelişkileri’ni nasıl izah edeceksiniz? 2003’te hazırlanan bir CD’de nasıl oluyor da sonraki yıllara ait kimi bilgiler yer alıyor?”
Benim daha önceki yazılarda açıkladığım “model”im, “Bir çete, 2009’da oturup 2003’e dair bir darbe senaryosu yazdı” iddiasını öne sürenlerin “çete”ye atfettikleri hilenin aynısını Balyoz darbecilerinin uygulamış olabilecekleri esasına dayanıyordu...
Nasıl ki onlar, “Çete, bilgisayarda hazırladıkları her dosyanın üst verilerini manuel olarak değiştiriyor, gerçekte 2009’da üretilen bir dokümanı 2003’te üretilmiş gibi gösteriyordu” diyorlarsa, ben de şunu diyordum:
“11 No’lu CD darbecilerin öz malıdır. Darbenin hafızasını her daim taze tutmak için CD’deki dosyalarda yer alan bilgileri sürekli güncelliyorlardı. Yeni bir bilgi girdiklerinde ise bilgisayarın tarihini bir istihbarata karşı koyma tekniği çerçevesinde manuel olarak eskiye ayarlıyorlardı. Ki böylece, ola ki belgeler deşifre olduğunda, ‘zamanlama çelişkileri’ni öne sürerek ‘her şey sahte, her şey senaryo’ iddiasını öne sürebilsinler...”
Doğan ve Rodrik’in “senaryo”ma cevapları
Benim öne sürdüğüm bu modelle ilgili olarak Doğan-Rodrik ikilisinden ve 11 No’lu CD’yle ilgili olarak onlar gibi düşünenlerden teknik anlamda hiçbir itiraz gelmedi. Gelemezdi de zaten, çünkü ben de onların başvurduğu varsayımdan (bilgisayarın tarih ve saatini manuel olarak değiştirme yoluyla, girilen bilgilere eskiymiş havası vermek) hareket ediyordum.
Doğan ve Rodrik, sadece bir kez “bu senaryo gerçek olsa bile, hukuki değerinin olmayacağını” söylediler:
“Bu tuhaf senaryo gerçekleşmiş olsa dahi, belge ve CD’lerin üstverileri değiştirilmiş olduğundan ve belgelerin gerçekte ne zaman en son kaydedildiğini yansıtmadığından hukuki olarak delil kabul edilmeleri zaten mümkün değil.”
Onu bilemem, buna karar verecek olan makam mahkemedir.
Benim derdim, 11 No’lu CD’deki zamanlama çelişkilerinin, “sahtekârlar çetesi” varsayımı olmaksızın da açıklanabileceğiydi.
Ne var ki, “her şeyi anladık, şu zamanlama çelişkilerini izah edin bize” diyenler, her nedense bu yazdıklarımı hiç görmüyorlar.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
23.06.2025
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025