Amberin ZAMAN

Amberin ZAMAN
Amberin ZAMAN
DİKEN Tüm Yazıları
İnanın Türkiye’de güzel şeyler oluyor
7.03.2014
2533

 Son bir haftadır The Economist’ten patronum Avrupa Editörü John Peet ile memleketi turluyorum. (Geçen haftaki yazımı bu yüzden yollayamamıştım.) İlaç gibi geldi vallahi. 17 Aralık’tan beri karalara bürünmüş “Türkiye batıyor” psikolojisine girmiştik. Karşımızdaki tablo elbette vahim. Cumhuriyet tarihimizin en büyük rüşvet ve yolsuzluk skandalıyla, ruhu kirlenmiş bir iktidarla karşı karşıyayız. Adalet bekleyen Ali İsmail Korkmazlar, Roboskili Encüler. Ekonomideki çözülme. Güney komşumuzdaki yaşanan felaketi her gün hatırlatan Suriyeli “misafirler”... Manzara gerçekten iç karartıcı.


Ama emin olun Türkiye her ne kadar “geriye gidiyor” gibi görünse de “gerideki” vardığı nokta on yıl öncesine kıyasla çok daha ileri. Bunu sadece AK Parti’ye borçlu değiliz. Tarihsel sürece baktığımızda Türkiye her daim bir adım ileri iki adım geriye değil, iki adım ileri bir adım geriye gitmiştir. Kanlı darbelerden (1980) “kadife” darbelere (28 Şubat) ve en son “e-muhtıralar” (Nisan 2007) geçtik. Genç nesil için tarih çok daha sonra başladığı için eminim bu yazdıklarım onları “kesmez”. Ama gerçek şu ki Kürtlere zindanlarda kendi dışkılarının yedirildiği, binlerce insanın faili meçhullerde kaybedildiği, köylerin bombalanıp, yakılıp yıkıldığı günler geride kaldı. Bir yılı aşkın süredir silahlar konuşmuyor. Gençler ölmüyor. Diyarbakır’da, Hevsel Bahçeleri’nde gerilla avına çıkılırken bugünlerde oradaki ağaçlar kesilmesin diye halk nöbet tutuyor. Yavuz Sultan Selim’e inat Aleviler dimdik yerli yerlerinde duruyorlar. ‘Sünnileşmiyorlar.’ Ve iktidar her ne kadar “darbe var darbe var” diye bağırsa da ne darbe var ne de bu saatten sonra olur.


İktidar darbeyle değil sandıkta er veya geç paketlenecek. “Yerlerine kim gelecek” diye stres yapmayın. Kayseri’de tanıştığımız Boydak Holding’in (İstikbal, Bellona) genç CEO’su Memduh Boydak’ın dediği gibi memlekette 74 milyon insan var. Elbette birileri çıkar. Mesela CHP’nin genç milletvekillerinden Harvard doktoralı antropolog Aykan Erdemir. Onu mutlaka izleyin derim. Veya çiçeği burnunda Başbakanlık kamu diplomasi koordinatörü 36 yaşındaki Cemal Haşimi’yi. Ünlü Kürt siyasetçi Haşim Haşimi’nin ortanca oğlu olan Cemal büyük azimle yabancı basını “geri kazanmaya” gayret ediyor, Başbakan Erdoğan’ı canhıraş biçimde savunuyor. Bir yandan da ABD’nin ünlü Johns Hopkins Üniversitesi’nde doktora tezini hazırlıyor. İşi zor. Ama yine de iktidarın nefret objesi hâline gelen The Economist için üç ayrı bakandan randevu koparmaya başardı. Bu sayede örneğin bizim John Peet aşağıdaki şu güzel haberlere vâkıf oldu:


Ermeni vatandaşlarımızın talepleri çerçevesinde farklı kanun maddelerine istinaden yapılan bazı düzenlemeler: 


1)Vakıf ve taşınmazların tescili-1: 4771, 4778 sayılı Kanununa istinaden 29 Ermeni Vakfının 105 taşınmazının tesciline karar verilmiştir.


2)Vakıf ve taşınmazların tescili-2: 5737 Sayılı Kanun çerçevesinde ve geçici 7. Madde kapsamında 17 Ermeni Vakfının 52 taşınmazının tesciline karar verilmiştir.


3)Tescil ve beden ödenmesi: Geçici 11. Madde kapsamında 29 Ermeni Vakfının 88 taşınmazının tesciline, 9 taşınmazın bedelinin ödenmesine karar verilmiştir. (Ocak 2014 itibariyle)


TOPLAM: Toplam 245 taşınmazın tescili, 9 taşınmazın da Hazine tarafından vakfına bedel ödenmesi (tazminat) karar verildi.


İktidar mevcut krizin arkasında “Türkiye’nin gücünü ve başarılarını hazmedemeyen kirli odaklar” olduğunu tekrarlayıp duruyor. Ankara’da Batılı bir büyükelçinin ifadesiyle “Keşke Türklerin kendileri de Türkiye’nin bu gücüne, başarılarına inanabilseler”. Adam haklı. Keşke...



[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar