Amberin ZAMAN
ABD ile Türkiye arasındaki kriz ABD Başkanı Donald Trump’ın attığı her tweet ve pastör Andrew Brunson’un tutuklu kaldığı her geçen dakika ile gittikçe derinleşiyor. İzmir’deki mahkemenin Brunson’un avukatlarının itirazlarını reddederek pastörün ev hapsinin devamına karar vermesinin akabinde Trump yine esip gürledi. Beyaz Saray’da basına açıklamalarda bulunan Trump “Çok uzun zaman önce pastörü geri vermeliydiler ve bence Türkiye çok kötü davrandı. Bu iş daha bitmedi” dedi ve ekledi: “Boş oturmayacağız. Ne olacağını göreceksiniz.”
Adalet ve içişleri bakanlarına ilaveten yine hükümetten önemli bazı isimlerin ve iktidara yakın iş adamlarının ABD’deki mal varlıklarının dondurulması dillendirilen olasılıklar arasında. Halkbank’a İran’a uygulanan yaptırımların delinmesinden ötürü öngörülen cezanın da eli kulağında diyenler var. Ancak, Washington’daki diplomatik kaynaklar Türkiye’ye Kurban Bayramı’nın sonuna kadar ‘mühlet’ tanındığını öne sürüyor.
Mantar gibi aniden türeyen Türkiye uzmanlarından bazıları Türkiye’nin ‘Rusya, İran ve Çin kampına kayacağını’ iddia ediyor. Peki işler Türkiye’nin NATO’dan kopuşuna kadar gider mi? Sanmıyorum. Nedenlerini şimdilik bir kenara bırakıp önümüzdeki tabloya bakmakta yarar var.
Türkiye’nin ABD’ye duyduğu kronik güvensizliğin gayet haklı gerekçeleri var. Ne var ki Brunson meselesi apayrı. Hikayenin özünde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Fetullah Gülen arasındaki iktidar tepişmesi bulunuyor.
Bu kavganın akabinde ortaya saçılan Halkbank ve Rıza Sarraf üzerinden yürüyen devasa boyutlardaki yolsuzluk ve rant düzeni iddialarına ilişkin soruşturma… Kazançlar Amerika’nın İran’a yönelik yaptırımlarını delerek sağlanınca doğal olarak ucu Türk-Amerikan ilişkilerine dokundu.
İktidarla araları bozulunca yargıda ve emniyetteki Gülen’e yakın ekibin elindeki bilgileri paylaşmak üzere ABD ile işbirliğine gittiğini tahmin etmek güç değil. İktidarın gözünde ise bu işbirliği kanlı 15 Temmuz kalkışmasına kadar ilerledi ve sürüyor.
Sonrası malum… ABD ve Türk basınına yansıyan iddialara göre Türkiye, Brunson karşılığında ilk etapta Sarraf’ı istemiş. Sarraf itirafçılığa soyununca da Sarraf’ın ifadelerine dayalı olarak genişletilen soruşturmaların durdurulmasını istemiş. Güvenilir kaynaklar bu iddiaları doğruluyor. Soruşturmalar iki koldan yürüyor. Biri ABD Hazinesi’ne bağlı Yabancı Varlıkların Kontrolü Ofisi (OFAC) üzerinden, diğeri ise Halkbank davasını gören New York Güney Bölgesi Başsavcılığı tarafından yürütülüyor.
Ancak basına yansıyan iddiaların aksine Washington müzakereler sırasında Halkbank’a yönelik ceza için herhangi indirim sözü vermemiş. Soruşturmalara gelince, ‘yeni’ değiller ve ABD yönetiminin soruşturmayı sonlandırması yönünde ne mahkemeye, ne de OFAC’a müdahalesi söz konusu olabilir.
Bilindiği gibi Brunson için rehine pazarlığına oturan yönetimin Ankara’ya sunduğu en somut teklif ABD’de tutuklu olan eski Halkbank yöneticisi Mehmet Hakan Atilla’yla ilgili olanıydı. Birtakım bürokratik prosedürler tamamlandıktan sonra Atilla, cezasının geri kalanını Türkiye’de çekmek üzere iade edilecekti. Bu arada Brunson da ABD’ye yollanacaktı. Ama tüm bu hesaplar duvara tosladı. Birinci nedeni Trump’ın ABD Dışişleri’nden habersiz girişimi üzerine İsrail’in Ebru Özkan’ı Türkiye’ye iade etmesiydi. Özkan 16 Temmuz’da Türkiye’ye döndü. Brunson’un duruşması 18 Temmuz’daydı ve Trump serbest kalacağından emindi. Tersi oldu. Kıyamet ondan sonra koptu.
Anlaşılan Ankara hala Halkbank soruşturması konusunda garanti peşindeydi ve çantada keklik olarak gördüğü Trump’ın tepkisini öngörememişti. Kimilerine göre Erdoğan, çevresinin ve son dönemde türeyen arabulucuların kurbanıydı. Yanlış yönlendirilip bilgilendirilmişti. ABD’nin Türkiye’den asla vazgeçemeyeceğine inanan Erdoğan ‘tehlikenin’ farkında değildi.
Oysa halen devrede olduğu iddia edilen cumhuriyetçi senatör Lindsey Graham 29 Haziran günü Erdoğan ile Ankara’da bir araya geldiğinde başta ABD Kongresi’nde olmak üzere Washington’da Türkiye aleyhinde oluşan sert havayı net ifadelerle aktarmıştı. Görüşme hakkında bilgi veren bir kaynağım Erdoğan’ın duydukları karşısında “Ah gerçekten mi, bilmiyordum havasındaydı” diyerek Graham ve beraberindeki heyete ‘minnetini’ ifade ettiğini öne sürdü.
ABD tarafındaki beklenti – duruşmadan önce mi sonra mı öğrenemedim – Brunson’un Graham’e teslim edilerek ABD’ye geri yollanmasıydı. Trump ile yakın ilişkisi olan Graham F-35 savaş uçaklarının akıbetini tayin edecek olan Senato alt komitesinin başkanlığını yürütüyor. Eğer Brunson kendisine teslime edilseydi bin lobiciye bedel Graham Türkiye’nin ömür boyu dostu olacaktı.
İktidar yanlısı basın ‘bu Brunson neymiş ki Amerika işleri Türkiye gibi eşsiz değerdeki bir müttefikiyle köprüleri yakmaya kadar götürüyor’ temalı kompozisyonlarını yaza dursun, esas cevaba muhtaç soru şu: Bu Sarraf neymiş ki Türkiye işleri dünyanın tek süper gücü Amerika’yla köprüleri yakmaya kadar götürüyor?
Yazarlar
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.08.2018
18.08.2018
31.07.2018
3.02.2018
24.06.2018
14.06.2018
3.02.2018
20.05.2018
1.02.2018
23.04.2018