Amberin ZAMAN

Amberin ZAMAN
Amberin ZAMAN
DİKEN Tüm Yazıları
Bazen AK
5.12.2014
2244

 Geçen hafta CHP’nin yükselen yıldızı, Ekonomiden Sorumlu yeni Genel Başkan YardımcısıSelin Sayek Böke Hürriyet gazetesine verdiği mülakatta ezber bozdu. AK Parti’nin ekonomi kurmayları Ali Babacan ve Mehmet Şimşek’i övdü: “Hem Babacan hem de Şimşek, ekonominin teknik gücünü siyasete taşıyan siyasetçilerdi... İkisi de çok değer verdiğim siyasetçiler” dedi. Böke’nin ifadeleri CHP’de sert tepkilere neden oldu. Oysa Böke, Ahmet Hakan ile yaptığı röportajda AK Parti’nin ekonomi politikasını bolca eleştirmişti.

Son birkaç gündür Ankara’da Batılı kaynaklarımla sohbet ederken Böke’nin yaşadıkları aklıma geldi. Türkiye’ye nispeten taze ve tarafsız gözle bakan kişiler özetle şunu söylüyorlar. “Evet, AK Parti iktidarı ve Erdoğan bir sürü hata yapıyor. Hukuk devleti erozyona uğruyor. Ama karşı taraf o kadar nefretle dolmuş ki milyarlarca dolar cirosu olan şirket sahipleri, bankacılar, akademisyenler, gazeteciler sağlıklı bir analiz yapmaktan aciz hâle gelmişler. Varsa yoksa Erdoğan nasıl devrilir. Kafayı buna takmış vaziyetteler.

Hak vermemek elde değil. AK Parti’nin bertaraf edilmesi için Cemaat ve PKK’den umudu kesenler şimdi ordudan medet umuyor. Ankara gecelerinde “Ordu darbe yapar mı, yapabilir de yani” şeklinde cümleler havada uçuşuyor. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın seçim barajıyla ilgili çıkışı umutları daha da yeşertti. “Sizinki siyasi analiz değil, temenni,” dendiğinde ise kaşlar çatılıyor, moraller bozuluyor.

Esas Erdoğan ve etrafındakiler nefret ve kutuplaşmayı pompalıyorlar” diyeceksiniz. Evet, öyle. Ama Batılı kaynaklarımın tabiriyle bu “enfeksiyona” kapılmamak lazım. Selin Sayek Böke’nin yaptığı gibi gerektiğinde hükümetin hakkını teslim etmek lazım.

Özellikle gazeteci dediğiniz, iktidarların ne dostu ne düşmanı olur. Dolayısıyla iktidarlarla ne küsmesi ne de barışması sözkonusudur. Ama Türkiye’de nedense sürekli tek bir taraf tutmanız için üzerinize müthiş bir baskı kuruluyor. Bir tarafın hoşuna giden şeyler yazdığınızda o taraftan size müthiş gaz veriliyor. Bir bakıyorsunuz Twitter’daki takipçi sayınız patlamış. Kahraman ilan edilmişiniz. Hedef alındığını düşünen taraf size hakaret yağdırıyor. Şeytan ilan edilmişiniz.

Bu tuhaf zihniyeti, AK Partililerin bana en sık yaptıkları sitem gayet güzel özetliyor: “Sen bizim dostumuzdun, en zor günlerimizde yanımızdaydın. Ne oldu sana böyle. Bizi en çok da bu yaralıyor.” Tekrarlamaktan dilimde tüy bitti. Biz doğru yaptıklarını alkışlıyorduk. Ama varılan noktada yanlışlar doğru yapılanları aşıyor. Bunları yazdığımız için de dış mihrakların maşası ilan ediliyoruz. Tıpkı eskiden askerlerin nasırlarına bastığımızda olduğu gibi.

Seküler cenahtaki dostlar diyecekler ki “ama durum hiçbir zaman bu kadar kötü olmadı”. Hem öyle hem değil. Hiçbir hükümet ve Atatürk’ten beri hiçbir lider, gücü bu denli elinde toplayıp bu denli uzun süre iktidarda kalmamıştı. Dolayısıyla baskı asla bu denli uzun ve kuşatıcı olmamıştı. Teknolojinin sunduğu kitle iletişim araçları çarpı etken yaratıyor. Muhalefetin alternatif sunamaması iktidara duyulan kin ve nefreti daha da derinleştiriyor. “Enfeksiyon” karşılıklı olarak yayılıyor. Oysa AK Parti öncesinde de benzer baskılar vardı. Üstelik gazeteciler de işadamları da öldürülüyordu, Kürtçü, İslamcı diye fişleniyordu. Ama askerleri perdeleyen koalisyon hükümetleri olduğu için güç daha dağınıkmış gibi geliyordu.

Bu toplu cinnet geçirme hâlinden kurtulabilecek miyiz peki? Orta vadede evet. Zira üzerimize çöken karabulutları delen ışıltılar var. Bunlardan biri efsanevi insan hakları savunucusu, merhum Doktor Füsun Sayek’in kızı, Selin Sayek Böke. Bu güler yüzlü genç kadın Türkiye ve CHP için (kıymetini bilirlerse) bir şans. Tanıyınca anladım. Ayrıntıları yakında...

[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar