Amberin ZAMAN
Ergenekon ve Balyoz davalarında büyük hukuksuzluklar yaşandı. Kurunun yanında bolca yaş yandı. Haksız ithamlara uğrayanlar intihar etti. Askeri vesayeti sonlandırmak ve demokrasimizi güçlendirmek için yakalanan altın değerindeki fırsat cadı avına dönüştürülerek heba edildi…
Ben dahil birçok liberal yazar ve özellikle gazete yöneticileri, Cemaat tarafından servis edilen sözde delilleri yeterince incelemeden, kurcalamadan mutlak gerçek olarak kabul etti; bu yüzden bizim de günahımız var.
Bizleri her fırsatta bu yüzden eleştirenler, Ergenekon ve Balyoz’u çoktan sollayan hukuk katli ve doğurduğu dramlar karşısında neden suspus?
Diyeceksiniz ki Türkiye’de siyasi yapı bu gibi çifte standartlarla dolu. Herkes kendi mahallesine sahip çıkıyor. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın kafası aşılamıyor… Peki ama ayrım yapmaksızın tüm mağdurlara sahip çıkma iddiasındaki liberallere ne oldu? Onlar neden suskun? Neden sesler sadece bir avuç tanınan ve ‘daha makbul’ kabul edilen tutuklu gazeteciler için yükseliyor?
Bunları daha önce de yazdım ama bakıyorum değişen tek bir şey yok.
Misal, geçenlerde çok sevdiğim ve saygı duyduğum arkadaşım, eski CHP milletvekili Aykan Erdemir ve yine CHP çevresinden genç ve başarılı strateji danışmanı Cenk Sidar Washington Post için Türkiye’de tutuklu gazetecilerin durumunu anlatan gayet düzgün ve iyi niyetli bir yazı kaleme aldı.
Ne var ki yazıda tutuklular kafilesine yeni eklenen Die Welt muhabiri Deniz Yücel’e ve sevgili dostlarım Ahmet Şık ve Kadri Gürsel’e yer verilirken, Cemaat’e yakın tek bir isim yoktu. Örneğin, tam iki yıldır hapiste çürüyen ve eşi kahrından düşük yapan, Mehmet Baransu’dan söz edilmiyor.
Hadi Baransu’nun el üstünde tutulduğu günlerdeki ergence celallenmeleri, aymazca tehditleri antipati yarattı. Ya Nazlı Ilıcak, Şahin Alpay, Ayşenur Parıldak, Ali Bulaç, Hidayet Karaca, Ahmet Turan Alkan ve saymadığım daha niceleri? Yazı falan yazmayan, uluslararası ödülleri bulunan Zaman gazetesinin görsel yönetmeni Fevzi Yazıcı’nın ismini zikreden var mı peki?
Çoğumuz daha ziyade kendimize yakın gördüklerimizi ve elbette her türlü desteği hak eden, daha ziyade sol, liberal tandanslı mağdurlara omuz veriyoruz.
Neden bu seçicilik? Bu soru hepimize.
Cemaat’e bağlı veya sempati duyanlar için sesimizi yükseltirsek bizler de ‘FETÖ’cü’ damgası yeriz korkusundan mı?
Balyoz’da olduğu gibi önyargılarımıza yenilerek bu kişilerin suçlu olduklarına peşinen kanaat getirdiğimizden mi?
Yurt dışında bulunan Cemaatçilerin yönettiği iddia edilen bir takım gayet sofistike sosyal medya hesapları üzerinden mağduriyetlerini nasıl olsa dillendirdikleri için mi?
Veya Cemaat’in kanaat önderleri şu ana kadar doyurucu özeleştiri yapmadığından mı?
Gerçi Zaman’ın eski genel yayın yönetmeni Abdülhamit Bilici Artı Gerçek sitesine verdiği mülakatta kapıyı az da olsa aralamış. Gazetenin eski Washington temsilcisi Ali Aslan’ın ucu Fethullah Gülen’e dokunan cesur çıkışları var. Bir tweetinde, “Şahsi kanaatimce, Cemaat’in önde gelenleri neden bu denli düşman kazanıldığını ciddi sorgulamalı, sorumluluk almalı, gerekirse çekilmeli” diyebildi.
Bunun gibi kamu önünde tek tük eleştiriler belki zamanla Cemaat içinde daha kapsamlı bir iç muhasebe ve arınmaya yol açar. Ve tabii ki en başta 15 Temmuz’daki kanlı darbe girişimiyle yüzleşilmeli.
Ama sonuçta tek bir kişiye, yani Fethullah Gülen’e biat üzerine kurulu ve birçok kapalı örgütlenmede olduğu gibi takiyeyi yaygın bir yöntem haline getirmiş bir yapıdan demokrasi havariliği beklemek ne kadar gerçekçi?
Zaten ABD resmi çevrelerinde yaygın kanaat Cemaat ve AK Parti’nin güç ve rant kavgası yüzünden birbirine düştüğü ve Cemaat’e yakın bir takım asker ve sivillerin diğer AK Parti karşıtı unsurlarla bir olup darbeye katıldığı yönünde.
Ancak bunların hiçbiri darbe sonrası ‘FETÖ’yle ilişkilendirilen on binlerce kişinin ‘darbeci hain’ ilan edilerek neden zindanlara atıldığını, işlerinden kovulduğunu sorgulamamamızı meşru kılmıyor.
Sizi, güvenliğini riske atmamak için adını veremeyeceğim, ipe sapma gelmez bir ‘FETÖ’ suçlamasıyla tutuklanan gencecik bir kadından elime ulaşan bir mektubun kısa bir bölümüyle baş başa bırakıyorum: “Burada anneleriyle birlikte kalan öyle çok çocuk var ki. Her koğuşta en az iki üç tane, daha süt emen bebecikler var. Hava soğuk, yeteri kadar beslenmiyorlar. Ama annecikleri ne yapsın.. Burada sütünü sağıp tuvalete döken anneler gördüm. Ağlaya ağlaya… Eski oda arkadaşım dokuz aylık hamileydi. Bir annenin en zor zamanları o son bir haftalık dönemdir değil mi? O kız son haftasını bir cezaevi koğuşunda geçirdi. Buradan gitti doğuma. Buradaki kreşten verilen pembe kıyafetleri giydirdi oğluna. Öyle zor ki anlatmak. Herkesin hikayesi bambaşka…”
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.08.2018
18.08.2018
31.07.2018
3.02.2018
24.06.2018
14.06.2018
3.02.2018
20.05.2018
1.02.2018
23.04.2018