Atilla YAYLA
Bir ülkenin geleceğinin nasıl şekilleneceğinde hangi faktörlerin rol oynayacağı hakkında farklı fikirler var. Marksistler her şeyi, determinist bir tarzda, üretim ilişkilerine atfeder. İnsan toplumları aynen tabiat kanunları gibi işleyen kanunlara bağlıdır ve insan iradesinin toplumların uzun vadede alacağı biçimler ve kazanacağı özellikler üzerinde hiçbir tesiri yoktur. Marksizmin tam zıddında yer alan ve –dinî ve seküler– çeşitli versiyonları bulunan bir yaklaşıma göreyse, dünyaya şekil veren sadece ve sadece soyut düşüncelerdir. İnsanlar, teorik alanda geliştirecekleri üstün projelerle bireylere, toplumlara, ülkelere ve nihayet dünyaya şekil verebilirler.
Sanırım hakikat bu iki aşırı görüş arasında bir yerlerde yatıyor. İnsan toplumlarının tabiat kanunları benzeri kanunlara tâbi olduğuna inanmak zor. İnsan pasif, edilgen bir nesne değil; irade sahibi, tercih yapan bir varlık. Bu yüzden, toplumlar nesneler toplamı gibi bilimsel incelemeye tâbi tutulamaz. Pozitif bilimlerin metotlarını sosyal bilimlere taşıma çabaları her zaman hüsranla sonuçlandı. Maddî şartlar elbette önemlidir ama yerine göre fikirler de çok mühim olabilir. Bir örnek verelim: Mülkiyet müessesesinin anası, insanın yaşama ortamının özellikleridir. Yani mülkiyetin ekosistemi dünyada yatmaktadır. Buna karşılık, mülkiyet fikri bir soyut düşüncedir. Hayvanlar da insanlarla aynı dünyada yaşamasına rağmen mülkiyet kavramını ve kurumunu geliştirememiştir. Demek ki, fikirler, soyut düşünceler insan hayatında etkili olabilmektedir.
Buna karşılık, maddî alanda olup bitenlerin insan toplumlarının hâline ve geleceğine tesir ettiğine kuşku yok. Meselâ, dünya bir kıtlık dünyası olmasaydı ve insanlar varlıklarını sürdürmek için tüketmek zorunda kalmasaydı bugünkü dünya çok farklı bir dünya olurdu. İnsanlar, hangi soyut düşünce ve akıl yürütme yeteneğine sahip olursa olsun, dünyanın tabiatını kökten değiştirme kabiliyetine ve imkânına malik değildir. Bu yüzden, hayatın gerçeklerinden kopuk soyut düşünceler anlamlı ve yararlı neticeler üretmeyecektir.
Türkiye’nin en büyük eksiklerinden biri fikir hayatımızın yeterince canlı ve verimli olmaması. Bir karşılaştırmayla durumu açıklayayım. Türkiye son 12 yılda ekonomik olarak neredeyse ikiye katlandı. GSYİH’sı 300 milyar dolardan kopup 1 trilyon dolara doğru yaklaştı. Peki, fikir ve düşünce hayatımızda da hatırı sayılır bir gelişme oldu mu? Bunu sorarken, ekonomik büyümeye paralel bir fikir ve düşünce hayatı gelişmesi aradığımı kastetmiyorum, sorduğum hatırı sayılır bir canlanma olup olmadığı. Ne yazık ki bu soruya müspet cevap vermek zor.
Neden? Birçok sebebi olmalı bunun. Biri, tüm toplumun ve bu arada ekonomide parlak işlere imza atan müteşebbislerin fikirlerin önemini kavramaya yatkın olmaması. Pratikten gelen kimseler olarak entelektüel faaliyetleri diğer yatırımlar gibi sonuçları somut biçimde görülebilen ve ölçülebilen bir yatırım saymaması. Bu yüzden de ekonomik girişime ve hayırseverliğe önemli kaynaklar ayırırken entelektüel faaliyetlere kaynak ayırmaya yanaşmaması hatta bunu israf olarak görmesi.
Anadolu’da eskiden daha canlı bir fikir ve kültür hayatına sahip olan yerler bile on yıllardır entelektüel sessizliğe gömülmüş durumda. Anadolu’da ekonomi kaplanları var ama entelektüel faaliyet kaplanları pek çıkmıyor. Bu talihsiz durumun değişmesi yolunda bir işaret belirdi. Kayseri’de Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Ferhat Akmermer ve arkadaşlarının öncülüğünde kurulan Kayseri Düşünce Okulu (KDO) ekonomik bakımdan muazzam gelişmeler kaydeden Kayseri’de entelektüel hayatı, düşünce faaliyetlerini canlandırmak üzere yola çıktı.
KDO önemli bir araştırma yaptırdı. Konu, Türkiye’de illerdeki hayat kalitesi... Bu tür araştırmalar Türkiye’de 50 dünyada ise 25 yıllık bir tarihe sahip. KDO’nun araştırmasını Mimar Sinan Üniversitesi öğretim üyesi, Prof. Dr. Gülay Başarır yürüttü. Araştırmada, ölçülmesi ve karşılaştırılması zor olduğu için öznel ölçütlerden uzak kalındı, nesnel ölçütler kullanıldı. Bunlar: Bebek ölüm oranı, ilköğretimde okul başına öğrenci sayısı, lisede okul başına öğrenci sayısı, sinema sayısı, hastahane yatağı sayısı, havadaki kirlilik miktarı, okur yazar oranı, işsizlik oranı, hane halkı büyüklüğü, ortalama yağış, ortalama sıcaklık, GSYİH payı, hekim sayısı, suç sayısı, cinayet sayısı, motorlu taşıt sayısı, kentleşme oranı, net göç, ithalat, ihracat, istihdam oranı, üniversite öğrenci sayısı, mühendis teknisyen sayısı.
Bu ölçütlerin kullanıldığı araştırmaya göre, ilk beşe giren şehirler İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli, Bursa ve Antalya. Buralar aynı zamanda nüfusun en yoğun olduğu yerler. Dolayısıyla, şehrin büyüklüğü ile hayat kalitesi arasında aşikâr bir ilişki var. Bu gayet normal. Tarih boyunca büyüyen şehirler her zaman daha fazla çekim alanı ve imkân yaratmıştır. Kayseri ise 81 il arasında 10. sırada yer almakta. Bazı şehirlerde, hayat kalitesi, ne yazık ki, negatif puanlar alacak kadar kötü.
Bu araştırmanın bulguları kadar yapılma yeri de önemli. Kayseri bu tür araştırmalara kaynaklık edecek çapa ve güce sahip. Kayseri’yi başka iller de takip etse ne iyi olur. Kayseri Düşünce Okulu kurucularını tebrik ediyorum. Düşünce faaliyetlerinde istikrar ve sabrın başarının anahtarı olduğunu bilmeliler ve uzun bir yolculuğa hazırlanmalılar. Tüm Türkiye’de ses getiren bir fikir ve düşünce kuruluşu olmalarının önünde hiçbir engel yok.
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları








































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019