Atilla YAYLA
Benzersiz bir toplantı
8 Mayıs’ta İstanbul’da Liberal Düşünce Topluluğu ve Liberal Gençlik Derneği YSK’nın İBB başkanlığı seçimiyle ilgili iptal ve yenileme kararını değerlendirmek üzere bir ortak toplantı yaptı. Toplantı, eşine az rastlanacak -daha doğrusu muhtemelen başka hiçbir kuruluş veya çizginin ulaşamayacağı- bir olgunlukta geçti.
Bu toplantının benzer toplantılardan ne farkı olduğunu merak edenler çıkabilir. Onlar için açıklayayım. Türkiye’de bu tür toplantılarda iki şey oluyor: Ya hep aynı görüşte olan kimseler bir araya geliyor ve birbirlerini tahrik ediyor, kışkırtıyor, gaza getiriyor, inanç pekiştiriyor; ya da farklı görüştekiler bir araya gelip çok geçmeden kavgaya tutuşuyor ve mekândan düşman veya eski düşmanlıkları pekiştirmiş olarak ayrılıyor. Oysa bizim toplantımızda farklı görüş sahipleri birbirini dikkatle dinledi, anlamaya çalıştı, ihtiyaç hissediyorsa cevap verdi. Sonunda salondan herkes dost bir hava içinde ayrıldı ve katılımcıların çoğu dostane sohbeti iftar yemeğinde sürdürdü.Neler tartışıldı?
İki saat süren toplantıda şu dört başlık altında tartışmalar yapıldı: 1) YSK kararının doğruluğu-yanlışlığı, 2) YSK kararının seçim sistemimiz açısından sonuçları, 3) YSK kararının demokrasimiz açısından sonuçları, 4) YSK kararının siyasî partiler açısından sonuçları. Toplantıda isteyen herkes söz aldı, konuya ve zaman sınırlamasına bağlı kalarak fikirlerini ifade etti. Bazı katılımcılar bir defadan fazla söz alma imkânı buldu. Herkes görüşlerini büyük bir nezaketle, temiz bir dille, kimseyi yargılamadan, infaz etmeden, yapıcı bir üslupla dile getirdi. O kadar ki, sert ihtilâflar yaratmaya çok elverişli bir güncel konuda böylesine seviyeli ve huzurlu bir tartışmayı gerçekleştiren heyetin parçası olmaktan gerçekten gurur duydum.
Tartışmalardan, fikir alışverişlerinden benim edindiğim genel izlenim, tarafların hiç birinin diğer tarafın argümanlarını tümüyle geçersizleştirebilecek bir argüman cephaneliğine sahip olmadığı. Hemen herkesin haklı ve haksız olduğu hususlar var. Beni sevindiren, görüşler aynı kalsa da tutumların yumuşamış olması. Toplantıda anladım ki olayın sıcak anlarında bilhassa sosyal medyada yansıyan keskin ve sert tavırlar erozyona uğramış. Elbette bunda bizim platformumuzun benzersiz özellikleri de etkili olmuştur, ama aradan geçen zaman, artan bilgi ve karşı görüşleri dinlemek insanları bir şekilde etkiliyor.
YSK’nın gerekçeleri
YSK kararı ya doğru ya yanlış. Ben yanlış diyen taraftayım. Daha önce de birkaç defa yazmış olmama rağmen gerekçelerimi özetle açıklamaya çalışayım.
1 Nisan sabahından itibaren seçimlerdeki problemlerle ilgili çeşitli iddialar ileri sürüldü. Oy kaydırma, muhayyel seçmen, mükerrer seçmen, KHK’lıların oy kullanması, kısıtlıların oy kullanması gibi iddiaların tamamı YSK tarafından boşa çıkartıldı. YSK’nın kararı iki ayağa dayanıyor: İlki bazı sandık kurullarının oluşturulmasında kanuna aykırılık olduğu. Buna göre 225 kadar andıkta sandık başkanı ve 3500 kadar sandık görevlisi kamu görevlisi değil. Bu sandıklarda 40 bin civarında oy var. Bu da iki yarışçı arasındaki oy farkından fazla. Dolayısıyla seçim sonucunu etkileyebilir. İkincisi bazı tutanaklarda imza olmaması.
Seçimin sıhhatini değerlendirirken ve bir hile olup olmadığını anlamaya çalışırken somut delillere dayanmak zorunlu. Dolayısıyla, hile olduğu hissine kapılmak, bir şeyler döndüğüne kani olmak, kısmî yeniden sayımda farkın azalmasından tam bir yeniden sayım olsaydı farkın mutlaka kapanacağı sonucunu çıkartmak yargının dikkate alması gereken deliller teşkil etmez. Bu yüzden YSK’nın bu iddiaları dikkate almaması yerinde bir tutum oldu.
YSK gerekçeleri geçerli mi?
YSK’nın kararını dayandırdığı yukarda işaret edilen iki gerekçe seçim hukukumuz bakımından makul ve meşru sayılabilir. Bütünüyle görmezden gelinmeleri zor. Ancak, yine de, bana göre, seçimin iptalini gerektirdikleri söylenemez.
Niçin? Demokratik seçim takvime bağlı bir faaliyet. Her adım bir önceki adımın üstüne inşa ediliyor. Dolayısıyla, tutanaklarla ilgili sorunlar bir yana, sandık kurullarının teşkiliyle ilgili problemler, varsa bile, hukukî değerlendirmeye katılmamalıydı. Çünkü sandık kurullarına itiraz 2 Mart itibariyle sona ermişi. Nitekim YSK İP’nin bir ilçede Nisan ayında sandık kurulları oluşumunda hata olduğu gerekçesiyle yaptığı bir itirazı bu gerekçeyle reddetmişti. Bu sefer de durum aynıydı. Bu yüzden YSK geriye yürümemeli ve itirazı reddetmeliydi. Ancak, toplantımızda bir katılımcının dediği gibi, bu görüşe yapılabilecek bir eleştiri var. Sandık başkanları hakkında partilerin bilgisi yok. Bu yüzden partilerin sandık başkanlarıyla ilgili hatalara seçimlerin gerçekleşmesinden önce itiraz etmesi imkânsız veya çok zor. Sandık başkanları hakkında partilere bilgi verilmemesinin sebebi siyasî baskı altında kalmalarını önlemek. Bu iyi niyetli bir düşünce ama fiiliyatta başka bir sonuç yaratıyor. Kurullar mülkî idare amirlerinin büyük desteğiyle hazırlandığı için iktidarda bulunan parti bu bilgileri elde etme şansına sahip. Dolayısıyla siyasî baskı ve telkin olması ihtimâli var. Bunun yaratacağı potansiyel sıkıntıları önlemek için belki de sandık başkanları listelerinin seçime girecek tüm partilerle paylaşılması lâzım. İlginçtir, tam ben bu satırları yazarken YSK’nın sandık kurulu listelerinin partilere verilmesine karar verdiği haberi “son dakika haberi” olarak televizyonlara düştü.
Geleceğe bakalım
Artık olan oldu. YSK seçim sürecinde son karar mercii. Usul kuralları, YSK ne karar verdiyse ona uymayı gerektiriyor. Bereket versin CHP liderliği bazı sert ve yakışıksız sözlere rağmen sokağa çıkmayı teşvik etmedi. Bu çok yerinde ve takdire şayan bir tutum. İnşallah kalıcı olur.
Daha önce de ifade ettim. Şimdi geçmişten ziyade geleceğe bakmak zorundayız. İstanbul’da 23 Haziran’da tekrar seçim yapılacak. Seçimler tüm ilgimizi ve dikkatimizi tüketmemeli. Üzerinde düşünmemiz, tartışmamız gereken, seçim sistemimize ait meseleler var. Meselâ tam kanunsuzluk itirazına zaman sınırlaması getirilmeli mi? Sandık kurullarında memur olmayanların görev almasına izin verilmeli mi? YSK tarafından verilen kararlarda çelişkiler olması durumunda yapacak bir şeyler olabilir mi? YSK kararlarında içtihat farklılıkları normal mi karşılanmalı yoksa bir problem olarak mı görülmeli? YSK’ya ne kadar serbest hareket alanı bırakılmalı? Önemli meseleler yargıçların takdirine terk edilebilir mi? Yoksa kanunlar tarafından yargıçların asla dışına çıkamayacağı sınırlar mı çizilmeli? Bu ve benzeri sorular/sorunlar üzerinde düşünmemiz ve şahit olduğumuz türden sorunların bir daha yaşanmaması için tedbirler almamız lâzım.
Şüphe yok ki seçimin iptali ve yenilenmesi ülkemizi ve insanlarımızı hem maddî hem manevî bir külfetin altına soktu. Ancak, sağduyulu ve soğukkanlı davranırsak bu krizden kazançlı çıkabiliriz. Seçim sisteminizde ortaya çıkan boşlukları ve hata kaynaklarını giderme, böylece seçim sistemimizi ıslah etme yolunda adımlar atabiliriz.
Elbette bütün bunların olması bir taraftan vatandaşların diğer taraftan özellikle siyasî parti liderlerinin yeni İstanbul seçimi sürecinde sağduyulu ve sorumlu davranmasına bağlı. Bu çerçevede nelerin yapılmasını ve nelerin yapılmamasını gerekli gördüğümü bir başka yazıda ele alacağım.
Yazarlar
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019