Atilla YAYLA
Chomsky ABD’li, Habermas ise Alman bir akademisyen. Her ikisi de Türkiye’de gayet meşhur. Sadece sol çevrelerde değil solun fikir ve söylem hegemonyasına teslim olmuş dindar muhafazakâr ve İslâmcı çevrelerde de çokrevaçtalar. Seküler sosyalist sol, ne zaman bir atak yapmaya kalksa, onların isminden yararlanır. Son örnek geçenlerde yayınlanan gayri âdil, PKK terörünü görmezden gelen, gerçeği çarpıtan bildirideki imzaları.
Chomsky çalışmalarıyla özellikle dil felsefesine katkıda bulundu. Dil çalışanların gitmesi gereken biri olduğunu akademik camiada hemen hemen herkes kabul eder. Habermas’ın durumu karışık. Bilim ve fikir dünyasına ciddiye almaya değer bir katkısı var mı, çok tartışılır. Buna karşın, sol ve solun etkisinde kalan sağ aydın çevrelerinde devamlı övülür. Meselâ Amerikan liberalleri Habermas’ı beğenir, çalışmalarına atıf yapar. Klasik liberaller ve anarko-kapitalistler ise Habermas’ı pekdikkate almaz. Bunu yapan az sayıdaki kişi de ona ağır, tahripkâr eleştiriler yöneltir.
Habermas sosyalizmi çökerten Kadife Devrim’den sonra kamusal alan ve iletişimsel eylem kavramları üzerinden tartışmalar yaptı. Son zamanlarda adeta bir liberal demokrasi teorisyeni gibi takdim edilmesine rağmen, teoriye katkısı yok denecek kadar az ve ikincil. Anarko-kapitalist düşüncenin zamanımızdaki önemli isimlerinden -yine Alman asıllı- Hans-Hermann Hoppe bir sohbetimizde hayattaki en büyük şansının Habermas’ın asistanlığından kurtulmak olduğunu söyledi. Doktorasından sonra Almanya’dan ayrılıp ABD’ye gittiğini, yıllarca M. Rothbard ile çalıştığını ve sosyalist solun mütehakkim fakat arkaik düşünce dünyasından bu sayede kurtulduğunu anlattı.
Yüksek tahsil hayatının her seviyesinde yoğun Marksist sosyalist endoktrinasyona maruz bırakılmış biri olarak Hoppe’nin ne demek istediğini çok iyi anlıyorum. Bu tür isimler çoğu zaman hayalî, hayatta karşılığı olmayan, bundan dolayı da anlaşılmayacak ölçüde soyut, karmaşık ve uçuk teoriler geliştirmeye teşnedir. Liberallerin üçüncü, dördüncü derecede önemli veya tümden ehemmiyetsiz saydığı konuları dünyanın en önemli meseleleriymiş gibi görürler ve onlar üzerine ciltler dolusu kitap yazarlar.
Gerek Chomsky gerekse Habermas, akademik çizgileri ve performansları bir yana, açık suçlara manen ortak oldu. Chomsky Kamboçya’da sosyalist katil Pol Pot’un -Kızıl Kmerlerin- katliamlarına destek verdi. Sonraki yıllarda katliamlarla ilgili kesin bilgiler ortaya çıkmasına rağmen görüşlerini revize etmedi ve vahşete manevî destek sağladığı için özür dilemedi.Habermas gençlik yıllarında Genç Naziler Teşkilâtı’nda yer aldı. Çok küçük yaşta olduğu için bu bir kabahat sayılmazdı. Sonra ortodoks sosyalizme demir attı. Sosyalist bir fikir adamı olarak kapitalizm hakkında yaptığı tüm tespitler ve tahliller boşa çıktı. 1970’lerde kitaplarında kapitalizmin krizi olarak gördüğü ve sunduğu her şeyin sosyalizmin krizi olduğu çok geçmeden anlaşıldı. Aynı Habermas, 2000’lerin başlarında, Avrupa Parlamentosu’nda Nazi suçları gibi komünist suçların da araştırılması ve kınanması gündeme gelince buna şiddetle karşı çıkan blokta yer aldı. Komünist suçların Nazi suçlarıyla eş/benzer sayılmasını, kıyaslanmasını asla istemedi; soruşturmayı ve sembolik manevî cezalandırmayı önlemek için çaba sarf etti.
Engizisyoncu bir mantığa sahip değilim. İnsanları 40-50 yıl önce yaptıkları ve yazdıklarıyla yargılamaktan ziyade bugün ne dediklerine ve nerede durduklarına bakmayı tercih ederim. Netice itibariyle hepimiz bilgimiz ve tecrübemiz arttıkça değişiyoruz. Birçoğumuz bir zamanlar dile getirdiğimiz bazı görüşlere bugün şu veya bu derecede katılmıyor olabiliriz. Ancak, Chomsky ve Habermas’ın hatası, kabahati, yanıldıklarını asla kabul ve itiraf etmemiş, şiddete, vahşete sağladıkları manevî destek için özür dilememiş olmaları. Bu yüzden eleştirilmeyi hak ediyorlar.
Takım ruhuyla hareket eden Chomsky ve Habermas’ın PKK şiddetine, terörüne dolaylı da olsa onay vermesi beni hiç şaşırtmadı.
http://www.gazeteyeniyuzyil.com/makale/chomsky-ve-habermasin-sifreleri-1080
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019