Ayhan ONGUN
TBBM nde iki yıldır çalışmalarını sürdüren Anayasa Uzlaşma Komisyonu, bu süre içerisinde ancak altmış madde üzerinde anlaşma sağlayabildi. Anlaştıkları konuların bile anayasa değişikliği olarak meclise gelmesinde anlaşamıyorlar.
Aslında görünen o ki, bu anlaşma bir anlamda masadan kalktı görünmeme anlaşması. Masayı önce terk eden parti kamuoyu nezdinde uzlaşmaz bir görüntü vereceği için, hiçbir parti masadan ilk kalkan olmak istemiyor.
Oysa dünyanın hiçbir yerinde anayasalar toplumun tamamının mutabakatıyla oluşmuş değilken, bizde bu konuda ısrarlı görünenler, aslında yeni anayasa istemeyenlerdir.
Bir yandan iktidarın ve özellikle de başbakanın otoriter tavırlarından rahatsız olacak ve tüm muhalefetini AK Parti karşıtlığı üzerinden yapacaksın, öte yandan hak ve özgürlükler konusunda demokratikleşmeye katkı sağlayabilecek hiçbir çabada bulunmayacaksın.
Hem iktidarı düşürmek için her tür olayı kullanmakta tüm hünerlerini sergileyeceksin, hem de iktidar olabilmek için de AK Parti’nin yanlış ya da hata yapmasını kollayacaksın.
İktidar olma umudunu, yine iktidara bağlamış bir muhalefet!
Demokratikleşme paketi içerisinde meclise getirilen başörtüsünün kamuda serbest olması ve kadın milletvekillerinin meclise başörtüsüyle gelmelerine karşı çıkıp,”bütün imkanları kullanarak buna izin vermeyeceğiz” türünden içi boş söylemlerle muhalefet yaparak iktidar olunmayacağını göremeyenler, bu halkın umudu olamazlar.
Üzerinde anlaşma sağlanan maddelere bile, tutuklu milletvekillerini gerekçe göstererek rezerv koymaya kalkmak, ipe un sermektir.
Türkiye de gerçek anlamda bir barış ortamının sağlanması için yeni bir beyaz sayfa açılması gerektiğine inananlardanım. Bu yapılırken elbette tüm siyasi tutuklular gibi milletvekillerinin de, belediye başkanlarının da ve hatta “darbeye teşebbüs edenlerin” de durumlarının gözden geçirilmesi düşünülebilir.
Ancak bunu bir önkoşul olarak dayatarak, acil demokratikleşme taleplerinin gerçekleşmesine engel olmaya çalışmak, kabul edilebilir bir siyasi hamle değildir.
Gönül ister ki, mecliste temsil edilen tüm siyasi partilerin ortak katkı ve kabulleriyle yeni, sivil, çağdaş bir anayasa yapılsın. Ancak anayasa çalışmalarını bile siyasi malzeme olarak kullanmaya kalkışanların varlığı, hele de kaos ve karmaşa ortamından, terör ve bölücülük korkusu üzerinden siyaset yapanlar oldukça, böylesi bir geniş uzlaşının sağlanamayacağı tüm muhataplar tarafından kabul edilmiş görünüyor.
Muhalefetin bu anlaşılmaz tavrı ve dağınık, ne yaptığı bilinmez politikalarından cesaret alan iktidar da her zaman yaptığı gibi yapay gündemler yaratarak toplumu oyalama taktiğini sürdürüyor.
Kendi içinde demokrasiyi uygulayamayan, ortak bir muhalefet dili oluşturamayan CHP, kendi hazırladığı yolsuzluk dosyalarıyla yargı önünde olmasa bile, kamuoyu vicdanında mahkum ettiği kişilerden medet umar duruma gelmiş.
MHP, çözüm sürecine yönelik sert ve uzlaşmaz tutumuyla “yalnızca şehitler üzerinden politika yapan parti” görüntüsünden kendisini kurtaramamış.
BDP, seçimlere az bir zaman kala aceleye getirilmiş bir kararla; HDP çatı örgütüyle Türkiye partisi olmayı önüne hedef olarak koymuş, doğu ve güneydoğu dışında bu parti adıyla seçimlere girme kararı almış.
Böylesine parçalı ve cılız bir muhalefetin varlığı; toplumda var olan; iktidarın özel yaşama müdahale içeren uygulamalarına tepkinin ciddi bir sinerjiye dönüşmesinin önündeki en büyük engel haline dönüşüyor.
Genel seçimlerin provası şeklinde geçecek yerel seçimlere odaklanmış iktidar da, muhalefet partileri de önceliklerinden yeni anayasayı çıkarmış görünüyorlar.
Oysa yerel seçimler sonucu oluşacak yerel yönetimlerin de, kamu düzeninin de güvencesi yeni bir anayasadan geçiyor.
Yakın zamanda yoğun biçimde tartışılan “öğrenci evleri” konusunun bu denli gündemi meşgul etmesinin bile tek başına “birey hak ve özgürlüklerinin anayasal güvence altında olmamasından” kaynaklandığına en somut örnek olduğunu anlayamayan ya da anlamak istemeyen siyasetçiler, bizi bu kısır tartışmalarla daha kolay yöneteceklerine inanıyorlar.
Öyle olunca da anayasa gibi ülke geleceği açısından yaşamsal öneme sahip bir konu öncelikler sıralamasında çok gerilere düşebiliyor.
Genel Başkan “başörtüsüne karşı değiliz, milletvekili adayımız da olabilir.” Demesine karşın; başörtü serbestliğini ayıplayarak(Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın), “bütün imkanlarımızı kullanarak,bunu engelleriz.” Diye ucuz kahramanlık yaparak( Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu) halka güven veremeyen, çelişik tavır ve söylemlerle kendisini zor durumlara sokan ana muhalefet partisine çok büyük sorumluluk düşüyor.
AK Parti karşıtlığı ve Erdoğan kompleksiyle yapılacak muhalefet, sonunda yeni bir AK Parti iktidarının yolunu açacaktır.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020