Ayhan ONGUN
Siyasi partiler adaylarını kesinleştirdi, seçim beyannamelerini açıklamaya başladı.
Yazılı ve görsel medyada propaganda çalışmaları yürütülüyor. Seçilebilecek sıralarda yer tutan adaylar koyu renk takım elbise siparişlerini verdiler. Seçilme şansı olanların heyecanı ve saha çalışmaları hızlandı.
Bu seçimleri AK Partiyi iktidardan düşürmek, daha olmazsa gücünü azaltmak için önemli bir fırsat olarak gören muhalefet partileri, görülen o ki, her türlü yöntemi deneyecekler.
İktidar partisi ise; tek başına iktidar şansını korumak için elindeki tüm olanakları seferber edeceğe benzer. HDP nin barajın altında kalması durumunda, başkanlık sistemine geçebileceği bir meclis çoğunluğunu yakalayabileceği ihtimalini de en iyi şekilde değerlendirmek istiyor.
Ana muhalefet partisi CHP de yetersiz de olsa bir değişimin, yenileşmenin izlerini görsek de MHP nin siyasi tavrında görünür bir değişiklik yok.
HDP, iktidarın geriletilmesi için kendisinin mecliste olması gerektiğine inanan kararsız seçmenin oyundan azami faydayı sağlamayı düşünüyor.
Siyasi partilerle ilgili bu tespitleri yaptıktan sonra bir soruya yanıt aramaya çalışalım.
HDP nin bile seçim barajını kaldırmak ya da makul bir düzeye indirmek yerine, mevcut yüzde onluk barajı meşrulaştıran bir tavırla “barajı aşacağız” inadını sürdürmesiyle oluşabilecek riskin ve sonuçlarının bedelini kim ödeyecek?
Dileriz HDP, demokrasimiz açısından önemli bir dönemeç sayılacak bu seçimlerde barajı aşar ve yeni bir anayasa yapımında üzerine düşen görevleri yapar.
Ancak sonuçları açısından bu seçimlerin eşit temsil ve demokratikliği konusundaki meşruiyet tartışmaları da devam edecektir.
Oysa HDP ve diğer muhalefet partileri birlikte davranarak “barajı aşma “ değil “barajın yıkılması” konusunda mücadele etselerdi, iktidar partisine oy vermiş insanlardan bile kitle desteği sağlayabilirlerdi.
Şimdi doğal olarak HDP de mevcut düzen partileri gibi sistemi değiştirmek yerine sistemden azami yararlanmaya çalışan bir parti konumuna düşmüş olmuyor mu?
Seçim sonunda barajı aşamayan bir HDP nin, sistemi sorgulama hakkı ortadan kalkmış olmuyor mu?
Bu ve benzeri sorular, Kandil’le İmralı arasında sıkışan HDP yönetiminin enerjisini seçimlerden çok gereksiz polemiklerle harcamasına neden olmaktadır ki, iktidar değişikliği bekleyen toplumda endişe yaratan bu durum, halkta karşılık bulmuyor.
Aslında asıl sorulması gereken soru; seçimlerin sonucunda oluşacak yeni parlamentodan ne bekliyoruz? Olmalıdır.
İşsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, hukuksuzluk, ekonomik durgunluk ve benzeri bir dolu sorun sayabiliriz.
Bu ülkede yaşayan yurttaşlar olarak, yaşam standardımızın yükselmesini ve devletin tüm olanaklarından eşit olarak yararlanmayı talep edebiliriz.
Temsilde adalet, yönetimde istikrar, adil gelir dağılımı isteme hakkımızı talep edebileceğimiz gibi, birileri de çıkıp, başkanlık sistemini isteyebilir.
Ve hatta birileri çıkıp, cumhuriyetin temel değerleri diye adlandırılan kimi ilkelerin, kimilerine göre kırmızıçizgilerin yeniden gözden geçirilmesi arzusunu dile getirebilir.
Yani demem o ki, bazen amaçla aracı birbirine karıştırıyor, hatta çoğu zaman amaca ulaşmak için kullanılması gereken araçları topluma asıl amaç gibi sunuyoruz.
Kişisel olarak benim derdim demokrasidir, hak ve özgürlüklerdir, yeni sivil, çağdaş bir anayasadır.
Tüm bunların gerçekleşebilmesinin yolu da koşulsuz bir barış ve özgürlük ortamından geçiyor. Öyleyse iktidar, Türkiye de eşit yurttaşlık temelinde, hiçbir ayırım gözetmeden tüm insanların barış içinde bir arada yaşamasının ortam ve koşullarını yaratmanın bir aracıdır.
Barış umutlarımızın yeniden filizlendiği şu günlerde, ne yazık ki; iktidarı araç değil, kendi kişisel hırsları, siyasi hedef ve beklentileri, küresel çıkarları için amaç olarak görenler, baharı kışa çevirmeye, yeniden bir kaos ve kavga iklimi yaratmaya çalışıyorlar.
Hiçbir kişi ya da grubun, siyasi partinin baharı soluduğumuz şu günlerde barış umudumuzu söndürmeye, çeşitli tahrik ve provokasyonlarla halkı kışkırtmaya, yeni nifak tohumları serpip, kin ve nefret söylemleriyle halkı birbirinden soğutmaya hakkı yoktur. Soğuk kış günlerinden çıkıp, baharın içimizi ısıtmaya, yaşam sevincimizi ve umutlarımızı artırdığı şu günlerde tek ihtiyacımız olan şey sevgi, dostluk ve paylaşımdır.
Ülkemizde, huzur olsun, kavga bitsin, barış gelsin istiyorsak eğer, baharı kışa çevirmek isteyenlere karşı uyanık olmak, sonuna kadar barışı savunmak zorundayız.
Hangi parti barış istiyor, barışı savunuyor ve bu konuda samimi çaba gösteriyorsa benim oyum onadır. Ben iktidar değil, barış istiyorum…………..
Yazarlar
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020