Ayhan ONGUN
Siyasi partiler, parlamenter sistemin vazgeçilmez unsurlarıdır ve anayasal sistem içerisinde ülkelerini yönetmek üzere iktidara talip olurlar.
İdeolojik partiler için olmasa da kitle partileri için en birincil hedef iktidar olmak, kendi program ve politikaları doğrultusunda ülkeyi yönetmektir.
Demokratik ülkelerde iktidara giden yol sandıktan geçer.
Sonuç olarak siyasi partileri iktidara taşıyacak olan güç, onun tüzük ve programını, sosyal ve ekonomik projelerini beğenip, ona oy verecek kitledir.
Durum böyle olunca da, siyasi partiler, özellikle de kitle partileri; kendi kitlesinin, örgütlerinin sosyal, ekonomik ve siyasal beklentilerini, yaşam tarzını ve hatta psikolojisini dikkate almak zorundadır.
Bu tespiti yaptıktan sonra, gelelim bizim ülkemizde iktidar mücadelesi veren kitle partilerine. Hangisi, kendi kitlesini dikkate alıyor?
Seçim dönemleri yaklaştığında göstermelik de olsa “halka dokunmak!” adına kimi zaman örgüt toplantılarında seçmenlerin görüş ve önerileri alınsa da, yalnızca o toplantının gündemidir ve bir daha konuşulmaz.
Bu konuyu biraz daha açacak olursak;
7 Haziran seçimlerinde kamuoyu, yani mecliste temsil hakkı kazanan dört partinin seçmenleri nasıl bir mesaj verdi?. Sandıktan nasıl bir irade çıktı?
Bu dört kitle partisinin kitlesi de; “Tek parti iktidarı yeter, AK Parti dışındaki partiler koalisyon hükümeti kurup, ülkeyi yönetsinler.” Demedi mi?
Her parti yönetimi kendini haklı çıkaracak gerekçeler ileri sürse de, sonuç olarak halkın iradesi, yani kitle partilerinin kitleleri yok sayıldı, dikkate alınmadı.
Bu mevcut duruma ilişkin bir dolu akademik, siyasi analizler yapılabilir, dünya ve ülkemizin içinde bulunduğu küresel koşullara bağlanabilir.
Daha başka bir dolu korku senaryoları, emperyalist komplo teorileri ileri sürülebilir, yani halk iradesinin öyle pek de önemli olmadığı türünden aydın lafazanlığı yapılabilir.
İktidar partisine oy veren kitleyle, muhalefet partilerine oy veren kitleler arasında öyle çok büyük, uzlaşmaz çelişkiler, ideolojik farklılıklar olmasa da bu kitle partilerinin başındaki başkan ve adamları; suni ayrışmalar, anlamsız polemikler ve de sırtlarını dayadıkları hakim güçlerin talimatları doğrultusunda, kasıtlı çatışmalar oluşturarak bu güzel ülkeyi kan gölüne çevirmeyi becerdiler.
Toplumu kamplara bölüp, egemen güçlerin soygun ve sömürü düzenine uygun ortamın hazırlanmasını sağladılar.
Eğer öyle olmasaydı, her iki partiye oy veren kitlenin çok büyük bölümü istememesine rağmen; AK Parti-CHP koalisyonu kuracağız bahanesiyle iki aya yakın zaman toplumu oylamazlardı.
Eğer gerçekten bu iki parti koalisyon hükümeti kurabileceklerine inanıyorlarsa, seçim öncesi söylem ve eylemleriyle her iki parti arasındaki tüm köprüleri atmazlardı.
Neresinden baksanız samimiyetsizlik, iki yüzlülük kokan bu politik manevralarına 1 Kasım seçimleri sonrası da devam edeceklerdir, hiç kuşkunuz olmasın.
Öte yandan, ülkede terörün sonlanması, kalıcı bir barışın yerleşmesi için HDP ye oy veren kitlelere yönelik bu parti ne kadar samimi davrandı?
Kendisine oy veren kitleleri toplum içerisinde bu haklı tercihlerini savunamaz ya da yeni seçimde tercihini yeniden sorgular noktasına getirmeye HDP yöneticilerinin hakkı var mıdır?
Aynı keza, doğu ve güneydoğuda CHP ye oy vermeyi düşünen kitleleri, Kürt düşmanlığı içeren konuşma ve açıklamalarıyla zora sokan yine CHP nin kendisi değil midir?
AK Partiye gönülden bağlı kitlelerin, kendi çevresinde bile partisini savunmada zorlanmasında; AK Partili bakanların yolsuzluk iddialarının, Erdoğan’ın kibirli ve kimi zaman dünyaya meydan okuyan şişik egolarının rolünü yadsımak mümkün mü?
Siz hiçbir politikacının konuşmaları sırasında” kendi kitlesinin toplum içerisinde yapacağı politik çalışmalarda sıkıntı yaratabilir” endişesini dikkate aldığına rastladınız mı?
Mevcut oylarının iktidar olmaya yetmediğini bilen bir parti yöneticisi, iktidarın yolunun kendi dışındaki kitlelerden oy almaktan geçtiği gibi basit bir siyaset kuralını nasıl yok sayar ya da dikkate almaz.
Tüm kamuoyu şirketlerinin yaptıkları anketlerde, seçmenlerin oy tercihlerinde sonuca etki yapacak bir değişikliğin olmayacağı görülüyor.
Şimdi siyasi partilerin, yarın seçim sonrasında yeniden koalisyon ihtimalini dikkate alarak bir diyalog ve uzlaşma politikası yürütmesi gerekmez mi?
Daha şimdiden kendi dışındakileri düşman gösteren bir siyaset tarzını benimser, tüm kampanyanı bunun üzerine kurarsanız, doğal olarak yarın birlikte koalisyon kurmayı bırak, görüşme yapacak yüzünüz olmaz.
Olursa da bu halk sizin yüzünüze tükürür.
Yazarlar
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020