Ayhan ONGUN
1 Kasım seçimlerine 4 gün kala, sokağın sessizliği, heyecansızlığı, umudun tükenişi midir, yoksa fırtına öncesi sessizlik mi?
Öyle sanıyorum cumhuriyet tarihinde hiç bu kadar renksiz, ruhsuz bir seçim kampanyası yaşanmamıştır.
Oysa hiçbir dönemde siyasi partiler bu denli somut ekonomik, sosyal projeler ortaya koymamış, vaatlerde bulunmamıştı.
Eskisi gibi mitingler yapılmasa, görüntü ve gürültü kirliliği yaşanmasa da, liderler yine alanlarda, toplantılarda, halkın arasında.
Tüm bunlara karşın halkın bu ilgisizliğini neye yormak gerekiyor?
Kuşkusuz kısa dönemde üst üste bu kadar çok seçime alışık olmayan vatandaş, yorulmuş, heyecanını ve coşkusunu yitirmiş olabilir.
Ancak asıl önemli olan, vatandaş, siyasete güvenini yitirdi.
Siyasilere inanmaz, çok kirli bir zeminde yapılan, her geçen gün daha da kirlenen siyaseti takip etmez oldu.
Daha da önemlisi, sandıkta ortaya koyduğu siyasi iradesine yapılan saygısızlığa tahammül edemez, liderlerin siyasi hırs ve kompleksleri uğruna ülkeyi hükümetsiz bırakmalarını kabul edemez duruma geldi.
Öte yandan, değişim ve yenilenmeye yönelik en küçük bir ışık görmediği gibi, geleceğe ilişkin umudunu da kaybetti.
Durum böyle olunca, ilgili ilgisiz herkeste, “şu seçimler bir geçse de, kurtulsak!”duygusu hakim oldu.
Seçim bildirgelerinde benzer vaatler; basında, toplantılarda, mitinglerde benzeşen söylemler, yani değişen pek bir şey yok.
Toplumu germe, kutuplaştırma, öteki üzerinden politika yapma, birkaç puan fazla oy alabilme uğruna oluşabilecek koalisyon ihtimallerini de yok etmeye yönelik, kin, nefret içeren söylemler.
Bu alanda da bildiğimiz klasik siyaset tarzı, değişen bir şey yok.
En önemlisi de kendisi gibi olamayana tahammülsüzlük, ötelemek, yok saymak, elinden gelse yok etmek, halkı küçümsemek en çok kullanılan yöntem olmaya devam ediyor.
Anlayacağınız, siyasi etik ve diyalog, uzlaşı konusunda da değişen bir şey yok.
Peki! o zaman ne değişecek?
Değişim ve yenilenme bekleyen vatandaş nasıl heyecan duysun?
Sonucu yaklaşık belli, zorla dayatılan bir seçimden ne beklesin?
Barış, demokrasi, hak ve özgürlükler, yeni anayasa konusunda nasıl umutlansın?
Güvenlik-özgürlük ikilemi arsında hapsedilen yurttaşlar, bırakın umudu, beklentiyi, hayal bile edemez hale gelmişken yapılacak bu zorlama seçim, yasak savmaktan öteye geçemeyecek.
Ülkemizde çağdaş bir siyaset kültürü oluşmadan; dinleme, anlama, anlamaya çalışma üzerine bir düşünce iklimi gelişmeden yapılacak her seçim, bir angaryadan ibaret oluyor.
Şu anda toplumda öylesine seçmen kitleleri oluştu ki; her siyasi parti yandaşları kendi gettosunu kurmaya, kendi medyasını oluşturmaya, aynı gazeteleri okumaya, yalnızca kendi gibi düşünenlerle konuşmaya, kendi gibi olmayanı düşman görmeye başladı.
Böylesine önyargılı seçmen kitlelerinin olduğu bir toplumda, kısa sürede insanların tercihlerini değiştirmelerini beklemek ne kadar doğru olur?
Bu yazının yazıldığı saatlerde cemaate yakın olduğu bilinen bir gruba yönelik ticari sindirme operasyonu devam ediyordu.
Paralel yapıyla mücadele diyerek insanların ticari yaşamlarına böylesine acımasız müdahale, üstelik de seçimlere bu kadar az bir süre kala yapılabiliyorsa, bu geleceğe yönelik umutların da, uzlaşı kültürünün de, koalisyon ihtimallerinin de bittiği noktadır.
Herkesin ve her grubun senin gibi olmasını, sana yakın durmasını, seni desteklemesini ön koşul olarak dayatır ve tüm toplumdan bunu beklersen, orada ne demokrasi yeşerir, ne barış olur, ne de huzur.
Suç işlemiş kişi ve kurumlarla yasalar çerçevesinde hukuk mücadelesi vermek dururken, onları yok etmeye yönelik bir tutum; ne demokrasiyle bağdaşır, ne insanlık, ne vicdan
AK Partinin; iktidar olmanın sağladığı olanaklarla yaptıklarını, diğer muhalefet partileri de parti içinde kendi gibi olmayanlara yapıyor.
Yukarıda bunlar olurken, futbol takımı gibi parti tutan, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayı pek seven fanatikler de, bulundukları çevrede kendi gibi olmayanlara karşı düşmanca bir tavır içine giriyorlar.
Bizim gibi düşünen, bize benzeşenlerle uyum içinde olmak çok kolay.
Asıl olan, bizim gibi düşünmeyene,bizden olmayana katlanmak…………..
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020