Ayşe HÜR-Taraf yazıları
CHP milletvekili adayı Binnaz Toprak’ın Zincirlikuyu Mezarlığı’nın kapısında yazan “Her canlı bir gün ölümü tadacaktır” cümlesi ile ilgili olarak “Bu sinir bozan bir şey” demesi, Başbakan Erdoğan tarafından seçim meydanlarında eleştiri konusu yapıldı. Çünkü bu cümle El İmran Suresi’nin 185. ayetinin girişiydi ve koskoca milletvekili adayının bundan haberi yoktu! Daha önce de CHP’nin milletvekili adaylarından Hurşit Güneş’in “Cuma’yı kazaya bıraksınlar” demesi ya da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Statükonun Allah’ı” lafı Başbakan veya Bülent Arınç tarafından eleştiri konusu yapılmıştı. BDP gibi Marksist-Leninist kökenden gelen, seküler bir örgüt, meydanlarda kıldırdığı Cuma namazlarıyla siyaset yapıyor. Ateist olduğunu sandığım adaylar bile dinden imandan söz ediyor. Kısacası siyaset giderek dinîleşiyor, daha doğrusu İslamileşiyor...
Bu durumu demokrasi, çokkültürlülük, çoğulculuk açısından sakıncalı buluyorum. Bence yapılacak şey basit: Dini siyasetten ayırmak, dini siyasete, siyaseti dine alet etmemek, siyasi eleştiriyi dinî kavramlarla yapmamak... Dini kişilerin özel alanına bırakmak...
Bu vesilesiyle, bu hafta Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Edhem Eldem’in hazırladığı/yazdığı İstanbul’da Ölüm, Osmanlı-İslam Kültüründe Ölüm ve Ritüelleri adlı kitaptan yaptığım bir derlemeyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
xxx
Adından da anlaşıldığı gibi, 1453 öncesini, taşrayı ve gayrımüslim ölüm âdetlerini dışarıda bırakan kitabın “Kent ve Ölüm” adlı birinci bölümünde İstanbul’un ölülerle canlıların iç içe yaşadığı bir kent olduğunu, 1300’lü yıllarda Osmanlıların İslam öncesi Türk gelenekleri uyarınca kişinin ruhunun kemiklerde saklı olduğu düşünüldüğünden ölümün ardından vücudun ya hayvanlara yedirilmekte, ya da ağaç kazık, sunak gibi yükseltilere yerleştirilip çürümeye bırakılmakta olduğunu veya II. Murad’ın vasiyetinde “sünnete uygun biçimde defnedilmek istediğini” belirtmesinden hareketle, o tarihte hâlâ defin konusunda belli bir usul olmadığını öğreniyoruz.
84 gün saklanan ölüm
“İktidar ve Ölüm” başlıklı bölümde, yazarın deyimi ile “İstanbulluların en İstanbullusu, Osmanlıların en Osmanlısı, Müslümanların en Müslüman’ı” olan Osmanlı padişahlarının ölümlerini okurken 1389’dan 1566’ya kadar uygulanan ve iktidar boşluğu oluşmaması için, padişahın ölümü halefinin cülusuna kadar gizli tutulması demek olan “Ölüm Sırrı” ile tanışıyoruz. Yıldırım Beyazıt’ın, I. Mehmet’in ve Yavuz Sultan Selim’in ölümleri birkaç gün saklanırken, Zigetvar Seferi sırasında, 5 Eylül 1566 günü Macaristan topraklarında ölen Kanuni Sultan Süleyman’ın ölümü tam 48 gün sonra askere açıklanmış. Defin ise ölümünden 84 gün sonra yapılmış. Bu süre içinde ceset nasıl saklanmış derseniz, yıkanıp kefenlenmiş, sonra çadırının altına açılan bir mezara geçici olarak gömülmüş. Bu arada vezirler padişaha rapor verir ya da ondan emir alır gibi davranmışlar, padişahın el yazısı ve tuğrası taklit edilmiş, hatta Hasan Ağa adlı bir Boşnak padişah gibi giydirip gözler boyanmış...
Vefasız felek
“Taşları Kullanmak” bölümünde mezar taşlarında bolca karşımıza çıkan kıyamet günü, cennet, cehennem, günah, şahadet, rahmet, fena/beka (yok olma/kalıcı olma), acı, hasret, ayrılış, hasret gibi İslami ve dünyevi kavramların yanı sıra, vücut/dünya (kafes), ruh (kuş, bülbül), cennet (aşiyan, yuva) gibi İslam öncesi Türk kültürüne gönderme yapan metaforlarla tanışıyoruz. Aynı şekilde İslam inancında ölünün arkasından ağlayıp bağırma, saçını başını yolma gibi aşırı tepkilerin gösterilmesi kesinlikle yasak olduğu halde mezar taşlarında ‘ah’, ‘ah-u figân’, ‘feryâd’ gibi terimleri; kişinin haksızlık ya da ölüm karşısında duyduğu isyan duygusunu anlatan ifadeleri ya da “vefasız feleğe” sövmelerini de bu bağlamda değerlendirebileceğimiz anlaşılıyor.
Makam taşları
Bu dönemlerde ortaya çıkan bir başka gelenek de “Makam Taşı” dikmek. Makam taşı, bir kişinin defnedildiği yeri yani mezarı göstermekten çok ölmüş kişinin anısını yaşatmak için dikiliyor. Örneğin İstanbul’un fethine katıldığı iddia edilen sahabe mezarlarının çoğu bu türden makam yerleri. Aynı şekilde Rumelihisarı Şehitlik Dergâhı’nda bulunan Şeyh Bedrettin’in mezar taşı da, dergâh mensuplarının Bedrettin aracılığıyla dergâhlarına saygınlık kazandırmak için diktikleri sahte bir mezar taşı.
Yeri gelmişken ben de bir ekleme yapayım: Heykeltıraş Mehmet Aksoy’un Ermeni-Türk barışmasına adadığı İnsanlık Anıtı’nın yıkılması için Başbakan’ın gösterdiği gerekçelerden biri olan Ebu’l-Hasen el-Harakânî Türbesi, söz konusu zatın gerçekten gömülü olduğu yer değil, sadece bir “makam” yeri, yani “sanal mezar”. İslam alimi Kazvînî’ye (ö. 682/1283), göre gerçek kabir, Horasan’da, Bistâm yakınlarındaki Harakân’da.
Dönemin best-seller’i
“Kitabenin Gelişimi” adlı bölümünde yer alan Tahsin Ağa’nın mezar taşında boy gösteren “Ziyaretten murad bir duadır/ Bugün bana ise yarın sanadır” beyti dönemin best-seller’i olarak dikkati çekiyor. Edhem Eldem’e göre, muhtemelen İran edebiyatıyla Anadolu’da gelişen halk edebiyatının bileşiminden doğan bu tür şiirler 18. yüzyıldan itibaren mezar taşlarında boy göstermiş.
Bu dönemin modası ise kitabenin sonuna ebced hesabına göre yazılan tarih beyti. Ebced hesabıyla tarih şöyle düşülüyor: Alfabenin her harfinin sayısal bir değerinden yararlanarak dizeyi oluşturan harflerin toplamının ölüm tarihine eşit olması sağlanıyor. “Tam tarih” bütün harflerin, “mücevher tarih” ise noktalı harflerin toplamından oluşuyor.
Kadının adı yok
1838’de ölen Emine Hanım’ın mezar taşı hem bu açıdan hem de hangi koşullarda öldüğünün anlatılması açısından ilginç. Eskiden ölüm nedeni olarak kısaca “emr-i hak”, “hastalık” ya da “dert” gibi genel bir terim kullanılırken bu yüzyıllarda artık sekte-i kalp, şîrpençe, çiçek, basur, mide hastalığı, kanser, tümör gibi daha detaylı açıklamaların yapılması kişiselleşme işareti olmalı. Metinlerdeki bu zenginleşmeye taşların deniz kabuğu, vazo, çiçek, servi ağacı, meyve ve ışın, nişan ve madalya motifleri ile süslenmesi eşlik ediyor.
Bu arada sadece yazılanlar değil yazılmayanlar da hayata dair bilgiler veriyor. Emine Hanım’ı tanımlamak için ailesinden üç erkeğin mezar taşında kendine yer bulması, mezar taşındaki beş satırlık yazıtın sadece bir satırında kendisine yer verilen, diğer satırları Rumelihisarı Şehitlik Dergâhı’nın postnişini olan kocası ile babasına kaptıran Naciye Hanım (ö. 1901), yine aynı dergâhın postnişini olan kocası Abdünnafi Baba ile yaşadığı “mesud evlilik hayatı” bile belirtildiği halde adı mezar taşına yazılmayan meçhul kadın (ö. 1906/7) bizi “modern zamanların” eşiğinde Osmanlı kadınının görünürlüğü üzerine düşünmeye itiyor.
Türkleşme izleri
Kitabın bütününden öğrendiğimiz en önemli bilgi ise 500 yıl boyunca bir yandan ulema İslam’ı ile halk İslam’ı arasında diğer yanda alt sınıflar ile üst sınıflar arasında farklılaşma yaşanırken, değişimin ortak paydasının İslam öncesi Türk kültürünün İslam kültürünü galebe çalması olduğu. Türkleşmenin ilk işareti mezar taşlarının üst kısmına ölen kişiyi temsil eden serpuş ya da başlığın taştan bir örneğinin yerleştirilmesiyle karakterize olan antropomorfizm (insan şekillilik) eğilimi.
Orta Asya Türklerinin balbal geleneğini andıran bu başlıklı taşlar zaman içinde giderek insan vücudunu hatırlatırken, 15. yüzyıldan itibaren serpuş (başlık) biçimli mezar taşlarının yaygınlaşması, bazı taşlarda başlık ile vücut arasında kalan bölüme kolye gibi süslemeler, omuz kısmına madalya, nişan gibi süslemelerin iliştirilmesi ve bazı örneklerde gövdenin bir çeşit büste dönüştürülmesi, 18. yüzyıldan itibaren ulema mezar taşına sarık, kalemiye erbabınınkine kavuk, tarikat mensubuna özel başlıklarının giydirilmesi ya da 1826’da Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması sırasında olduğu gibi mezar taşlarının başlıklarının kırılarak adeta yeniçerilerin “idam edilmesi” bu antropomorfik tasvir anlayışının eseri.
Kaybolan kutsallık halesi
Türkleşmenin bir diğer kanıtı taşların üzerine bir zamanlar Arapça, Farsça ve nadiren Türkçe sözcükler yazılırken, 17. yüzyıla gelirken Türkçenin ağırlığının artması. Ulema taşlarında hâlâ Arapça kullanılmakla birlikte çoğu kitabede “Hüve-l Baki” ve sondaki “el Fatiha” dışındaki sözcükler Türkçeleşmeye başlıyor. Böylece mezar taşları, kutsallık halesini kaybederken, giderek yükselen boyları, büyüyen yüzeyleri tıka basa dolduran yazılar sayesinde artık bu dünyayı terk eden ölünün sadece künyesini değil, bu dünyada yaşadıklarını, duygularını, düşüncelerini anlatan sosyal metinlere dönüşüyor.
18. yüzyılın sonu ile 19. yüzyılın başlarında mezar kitabelerinde hâlâ yüzyıllardır kullanılan klişelerin ağırlığı devam etmekle birlikte, akrabalık ilişkilerini çok daha soylu bir geçmişe bağlamak amacıyla mümkün olduğunca geriye gidilmesi âdet olmuş. Bazı durumlarda bu “soylu” şecereyi anlatmak için mezar taşının yüzeyi yetmeyince eskiden sadece süslemelere ayrılan ayak taşına da yazılar yazılmaya başlanmış.
Bu dünyadaki süreyi uzatmak
Bütün bunlar neye işaret ediyor? Bilindiği gibi İslam inancında bir insanın asıl “öte dünyadaki yaşamı” uzun olurken, hiçbir ayrıcalıklı konumu olamazdı. Halbuki yeni tip mezar taşları ya da Servet-i Fünûn ya da Malumat gibi haftalık gazetelerde boy gösteren ölüm ilanları hem ölen kişinin bu dünyadaki varlığını mümkün olduğunca uzatmayı amaçlıyor, hem de üzerine iliştirdiği nişan ve süslemelerle ölünün sosyal bakımdan diğer ölülerden ayrışmasını sağlıyor. Eğer kişinin kendi yeterince itibarlı değilse kayınpederinin veya babasının itibarı ödünç alınıyor. Tam tersi de mümkün. Örneğin Üsküdar’daki Haşim Baba Mezarlığı’ndaki bir mezar taşında ölen erkeğin muhasebeci olduğu yazılı fakat adı yok. Onun yerine Mahmure Mesrure Hanım’ın kocası olduğu yazılı. Anlaşılan kayınpeder damadın mesleğinden pek hoşnut değilmiş. Sınıf farklarının mezara kadar taşındığına dair bir örnek ise, Mahmut Celaleddin Paşa’nın görkemli anıt mezarındaki 24 satırlık methiye ile Osmanlı Devlet Arması.
Modern işaretler
Kitabın ortaya çıkardığı başka ilginç nokta zihniyetlerde bir modernleşme yaşanmadığı halde insanların tek tek davranışlarının modern işaretler içermesi. Örneğin 1878 yılında vefat eden ve aslen Fransız asıllı bir Prusyalı olan Serdar-ı Ekrem Mehmet Ali Paşa’nın çerçeveli bir fotoğrafını tutan üç damadını gösteren post mortem (ölüm sonrası) fotoğraf damaklarda gayet post modern bir tat bırakıyor. Aynı şekilde 1886’da ölen Osmanlı Devleti’nin Madrid Elçisi Hüseyin Sermet Efendi’nin içinde hiçbir dinî unsur barındırmayan Batılı formdaki cenaze davetiyesi, 1899’da ölen Fındıklılı Hacı İsmail Bey’in mezar taşında yanlış ya da eksik de olsa noktalama işaretlerine yer verilmesi, mezar yazısını kaleme alan kişinin (belki de merhumun) ziyaretçilerle dünya ve ahiret üzerine felsefi tartışmaya girmesi de gayet modern işaretler.
1910’da vefat eden 17 yaşındaki Fatma Şeref Hanım’ın lahitli mezarını çeviren neo-klasik ve barok karışımı ağır süslemeler, toprağa ekilen gül fidanı yerine mermer bir vazoya yerleştirilmiş mermer çiçekler ve ayak taşına işlenmiş mermer duvak modernleşmenin soğuk yüzünü gösteriyor. Mezar taşındaki (Rum) P.C. Pascalidi imzası ise, çok kültürlülüğün sıcaklığını...
Buna karşılık 1918’de vefat eden Hüseyin Hilmi Paşa’nın eşine, Enver Paşa ve eşi Naciye Sultan’ın gönderdiği Latin harfleriyle yazılmış alafranga başsağlığı telgrafı, ölünün evine taziye ziyaretinin çoktan tarihe gömüldüğünü gösteriyor.
Şehid-i tramvay
Modernleşme dedik ya, örneğin 1918’de henüz dokuz yaşındayken bir tramvay kazası sonucu ölen Mehmed Enver Gaffarof’un ölümünün modern nedeni mezar taşına “şehid-i tramvay” olarak aktarılmış. Başka mezar taşlarından doğum yaparken ölen kadından vebadan ölenlere, denizden boğulandan depremde ölene de “şehit” dendiğini görünce, Osmanlı İslam’ında şehitlik kavramının ne kadar geniş ve muğlâk olduğunu fark ediyoruz. Bir başka mezar taşında “Layık mı bu hal o vücud-ı naziktere/ Kıydı ömr-i azizine hain İngiltere” veya “Düşman tayyaresinin bombasıyla/ Şehid düşen Kale-i Sultaniye [Çanakkale] muhasebecisi...” gibi cümlelerde ise geleneksel kavramlarla modern kavramlar harman ediliyor.
Vatan, devlet, millet
Bu söylemin paralelinde gelişen bir olay da devletin ilk kez savaşlarda şehit düşen askerleri için mezar taşı yaptırması. Kitabın 16. bölümü ölümün devlet ve vatanla ilişkisine ayrılmış. 1897-1898 Osmanlı-Yunan savaşında ölen erler için yaptırılan resmî taş ve prestijli bir mezarlıkta ayrılan yer bu konudaki ilk örnek. 1911’de 31 Mart Olayı’nda hayatlarını kaybeden subayların anısına dikilen Abide-i Hürriyet ise ilhamını Batı’nın kripta (mezar odası) geleneğinden almış görünüyor. Yazara göre, abide ayrıca “vatan=devlet” denkleminin “vatan=millet” denklemine çevrilmesini sembolize ediyor. Abidenin Cumhuriyet döneminde, İttihatçıların Anıtkabir’i olduğunu biliyoruz.
Zulmet, lanet, intikam
İmparatorluğun çöküşünün getirdiği yıkım duygusunu da mezar taşlarından izlemek mümkün. 1921’de Ermeni militanı Misak Torlakyan tarafından öldürülen Azerbaycan İçişleri Bakanı Behbud Han Civanşir’in Yahya Efendi Dergâhı’ndaki mezar taşında Celal Sahir’in (Erozan) bir şiiri yazılmış: “Geçme dur önünde hürmetle eğil/ Lanetle an hakka saldıran eli/ Asla uyumasın beyninde kinin/ Mukaddes borcundur intikam almak/ İstersen yaşasın milletin dinin/ Nur ol zulmeti boğ, nar ol zulmeti yak...” dizeleri ilk kez bir mezar taşında hem ulusal duygular gibi modern, hem de nefret, kin, intikam gibi dine aykırı düşüncelerin yer alması açısından sarsıcı bir örnek.
İntikam sözcüğü 1913’te Edirne’yi savunurken Bulgarlar tarafından öldürülen Reşid Fuad Bey’in anıt mezarında tekrar karşımıza çıkıyor.
Gökalp’in laik mezarı
Osmanlı Devleti ile Cumhuriyet Türkiyesi arasındaki ideolojik köprüyü oluşturan Ziya Gökalp’in mezarı ise geçiş dönemindeki militan ruhu yansıtıyor. İstanbul’da vefat eden ve Cağaloğlu’nda II. Mahmud Türbesi’nin haziresine gömülen Gökalp’in Ankara’daki Türk Ocağı ile Etnoğrafya Müzesi’nin de mimarı Arif Hikmet (Koyunoğlu) Bey’in inşa ettiği Birinci Ulusal Mimari tarzında yapılmış gösterişli sandukasının başındaki kitabesi gayet milliyetçi bir dille kaleme alınmış: “Büyük Mürşid/ Ziya Gökalp burada yatıyor/ Öldüğü gün milli bir matem günü oldu/ Türk Ocağı onun aziz/ Mevcudiyetini kendisini/ Yetiştirmekle mağrur olan vatanın/ Bu toprağına ve mübarek/ Hatırasını kendi kalbine gömdü/ 25 Teşrin-i evvel sene 1924 gün cumartesi...”
Dikkat edileceği gibi, kitabede “hüve’l baki” ya da “El Fatiha” gibi en alışıldık türden dinsel göndermeler bile yok. Yani tümüyle laik bir duruş söz konusu.
Geleneğin kaybı
Cumhuriyet döneminde mezar taşları nasıldı? Laikliğin ölüm âdetlerine yansıması nasıl oldu? “Bütün bunlar başka bir araştırmanın konusu” diyen Edhem Eldem’e göre “Giderek artan laikleşme süreci, diğer taraftan Arap harflerinden Latin harflerine geçişin getirdiği köklü değişikliğin, uzun vadede bütün bir geleneğin neredeyse toptan kaybolmasına neden olduğu düşünülebilir. Gerçekten de bugün Türkiye’nin belli başlı kentlerindeki mezarlıklarda görülen taşlar, genellikle isim soyad, doğum ve ölüm tarihlerinin üzerine bazen kondurulmuş ‘hüve’l-baki’den oluşmaktadır. Taşların şekli ise, Amerikan askerî mezarlıklarını andıracak derecede tekdüze bembeyaz mermerden yapılmış dik levhalara dönüşmüştür. Metinler, başlıklar yok olmuş, bir gelenekle beraber o geleneğin içine doğduğunu gördüğümüz bir modernlik de yok olarak yerini nereden kaynaklandığı tam belli olmayan farklı –ve oldukça tatsız- bir modernliğe bırakmıştır.”
Gerçi bu yazıyı yazarken televizyonda Şanlıurfa Mezarlığı’nda üzerlerinde traktörden otomobile, teraziden çaydanlığa, bıçaktan makineli tüfeğe kadar pek çok resmin işlendiği mezar taşlarını görünce, ‘tatsız modernlikten’ ‘yoz post modernliğe’ geçtiğimizi düşünmedim değil...
Kaynakça: Edhem Eldem, İstanbul’da Ölüm, Osmanlı-İslam Kültüründe Ölüm ve Ritüelleri, Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi, 2005; aynı yazar,”Değişen Ölüm” ve “İstanbul’da İlk ve Son Padişah Ölümleri”, Toplumsal Tarih Dergisi, Şubat 2003, 110. sayıda, sırasıyla 42-51. ve 56-61. sayfalar.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.05.2012
22.04.2012
15.04.2012
8.04.2012
1.04.2012
25.03.2012
18.03.2012
11.03.2012
4.03.2012
26.02.2012