Ayşe HÜR-Taraf yazıları
Bugüne dek “Ergenekon”, “Balyoz” ve benzeri soruşturmaları İttihat ve Terakki’den beri başımıza musallat olan darbecilik geleneği ile hesaplaşmanın bir parçası olarak görüyor ve yürekten destekliyordum. Ancak bugüne dek olanlar beni hayalkırıklığına uğrattı. Öncelikle 1970’lerden beri on binlerce kişinin ölümünden, sakat kalmasından, hapse girmesinden birinci dereceden sorumlu olanlar, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan darbecileri, hatta Ergenekon ve Balyoz davalarına konu olan darbe girişimlerinin asıl patronları ellerini kollarını sallayarak gezerken, Ahmet Şık ve Nedim Şener örneğinde olduğu gibi bunlara destek verdikleri iddia edilen ikincil, üçüncül aktörlerin şüpheli delillerle hapse atılması Ergenekon’un sulandırılmaya çalışıldığı izlenimini uyandırıyor. Bu arada, hükümeti desteklesin, eleştirsin binlerce gazetecinin yargılanması ve yüzlercesinin ağır cezalara çarptırılması, seçilmiş Kürt siyasetçilerin “KCK operasyonları” adı altında yaklaşık iki yıldır hapiste tutulması, binlerce siyasi mahkûmun hapishanelerde çürümeye terk edilmesi, hasta ve özürlü mahkûmların inatla affedilmemesi, Pınar Selek, İsmail Beşikçi, Nevin Berktaş gibi aydınların adeta kan davasına kurban edilmesi, vicdani reddini açıklayan gençlerin cezalandırılmaları (son olarak Halil Savda’nın beş aylık hapis cezası onandı) ve daha bir dizi olay hükümetin demokrasi ve insan hakları konusundaki samimiyetinden kuşku duymama neden oluyor. Bu nedenle 4 Mart 2011 günü Taksim’deki gazeteciler mitingine ben de katıldım, Galatasaray’a kadar basın özgürlüğünü savunan sloganlar atarak yürüdüm. Umarım, aramıza karışarak Ergenekoncu sloganlar atan İşçi Partililer (Aydınlıkçılar) yüzünden mesajımız bulanıklaşmamıştır. Hükümet ne demek istediğimizi anlamıştır.
Haftanın yazısını sıcak gündem uyarınca “basın özgürlüğü” konusuna ayırmam gerekirdi ama 17 Şubat 2008 tarihli “İktidar basının uysalını sever” başlıklı yazımda (ve dolaylı olarak başka yazılarımda) Cumhuriyet tarihi boyunca, iktidarların muhalif basına, muhalif gazetecilere yönelik tutumlarını özetlemeye çalıştığım için tekrara düşmekten korktum ve bir başka konuya değinmeye karar verdim. Esin kaynağım İngiltere ve İrlanda’da bu yıl ikincisi kutlanan “Dünya Kitap Günü”. Önümüzdeki yıl Taksim’de hükümeti protesto etmek için değil, “Dünya Kitap Günü”nü kutlamak için toplanma umuduyla, hepinize iyi okumalar diliyorum.
xxx
Bir zamanlar, bir kitabı yaratmak, ister kilise kürsülerine zincirlenecek dev boyutlu ciltler olsun, ister ince bir kitapçık olsun, uzun süre ve emek isteyen bir işti. 15. yüzyıl ortalarında yapılan bir buluş kitap üretmek için harcanan saatleri azaltmakla kalmadı, okuyucu ile kitap arasındaki ilişkinin niteliğini de değiştirdi. Dünyada ilk baskı aracının, Gutenberg tarafından Almanya’nın Strasburg kentinde 1436 yılında geliştirildiği kabul edilir. Uzun adıyla Johannes Genfleisch zur Laten zum Gutenberg’in ilk bastığı kitap Speculum Humanae Salvationis olmakla birlikte, buluşunun tanınması her sayfasında 42 satır/sütun olan bir İncil sayesinde olmuştu.
Harflerin yüzeyini oluşturmak için metal prizmalar, şarap ve cilt yapımı gibi iki farklı alanda kullanılan makinelerin özelliklerini birleştiren bir baskı makinesi ile yağ bazlı bir mürekkep kullanan Gutenberg 150-200 nüsha bastığı bu İncil’i Frankfurt’taki Ticaret Fuarı’nda kamuoyuna sunmuştu.
Bu ilk seri basımdan sonra Avrupa’nın dört bir yanında matbaalar kuruldu. Öyle ki, 1456 yılından 1 Ocak 1501 tarihine kadar basılan kitapların sayısı (ki bunlara daha sonradan Latince “beşikte” anlamına gelen incunabulum sözcüğünün çoğulu olarak incunabula denecekti) 30-40 bini bulmuştu. Daha önceki yüzyıllarda basılan kitapların sayısının 1.500’ü geçmediği düşünülürse, Gutenberg’in yaptığı işin büyüklüğü anlaşılıyordu.
Matbaa Osmanlı ülkesinde
Gutenberg’in bu olağanüstü buluşu, daha II. Bayezid Dönemi’nde (1481-1512) Osmanlı ülkesine girdi ve ilk Osmanlı matbaasını 1492’de İspanya’dan sürülünce İstanbul’a göç eden Musevi asıllı David ve Samuel ibn Nahmias Kardeşler kurdu. 1493’te kurulan matbaada basılan ilk kitap bazı kaynaklara göre Arbaah Turim adlı dinî kitap, bazılarına göre Çocuk Dersleri adlı İbranice sözlük, bazılarına göre ise Joseph ben Goriom’un İbrani Tarihi’ydi.
Bayezid’in oğlu Yavuz Sultan Selim zamanında (1512-1520) basım işleri yasaklanarak, bu işlerle uğraşanların idam edileceğine dair bir ferman yayınlandıysa da, bu ilk Yahudi matbaasında kitap basımı durmadı, Nahmias Kardeşler, matbaacılık mesleğini 1518’e kadar sürdürdüler. Bu tarihten sonra Yahudi matbaacılığı İstanbul, Edirne, İzmir, Selanik, Kırım ve Halep’te yayılarak devam etti.
1567’de ilk Ermeni matbaasının kuruluşu birazcık zahmetli oldu. Bir grup basım araç gereci ile İtalya’dan gelen Sivaslı Apkar Tıbir adlı genç önce tutuklanmış sonra serbest bırakılmıştı. Matbaasını Kumkapı-Yenikapı arasındaki Surp Nigoğayos Kilisesi civarında kuran Apkar, burada biri alfabe, biri takvim, üçü de ayin kitabı olmak üzere beş kitap bastı. Ancak Apkar, Erivan yakınlarındaki dinî merkez Eçmiadzin’e gidince İstanbul’daki Ermeni basım faaliyetleri yüz yıllık bir suskunluk dönemine girdi.
Osmanlı ülkesindeki ilk Rum matbaası ise 1627 gibi nispeten geç bir tarihte (ama ilk “Türk” matbaasından 100 yıl önce) Kefalonyalı Nicodemus Metaxas tarafından Rum Patrikhanesi’nin bünyesinde kurulmuştu. Metaxas, baskı makinelerini İngiltere’den getirmişti.
İbrahim Müteferrika
1493’ten İbrahim Müteferrika’nın 1727’de kurduğu ilk “Türk” matbaasına kadar geçen 234 yıl içinde, Osmanlı ülkesinde gayrı Müslimlerce açılan matbaa sayısının 37 olduğu sanılır. Bu matbaalarda Türkçe (Osmanlıca) eser basılmamasının en önemli nedeni, sanıldığı gibi dinî nedenler değil yaşamını yazıcılıkla kazanan 90 bine yakın hattatın direnişidir. Ancak yine de not etmek gerekir ki, 1706 yılında, Halep’te Kitab-ı Mezamir (Davut Peygamber’in mezmurları) Arap harfleriyle basılmıştır.
Matbaacılığı “sanat-ı garibe” olarak niteleyen Lale Devri’nin ünlü padişahı III. Ahmet’in (hd. 1703-1730) hattatlar loncasını ikna için Şeyhülislam Yenişehirli Abdullah Efendi’den aldığı ikinci fetvadan sonra 1727 yılının temmuz ayında, Üsküdar’daki Selimiye semtinde Macar asıllı İbrahim Müteferrika’nın evinde ilk Türk matbaası açılır.
20’li yaşlarında dâhil olduğu Protestan (Uniterian) inancına yönelik baskılardan dolayı Transilvanya’dan göç eden ve Müslüman olduktan sonra İbrahim adını alan kahramanımıza bir devlet memurluğu olan “Müteferrika” unvanı 1716’da verilmiştir. Batı kültürü ile Osmanlı kültürünü başarı ile harmanlayan İbrahim’in matbaasında basılan ilk kitap, 1729’da Sıhah-i Cevheri’nin Arapça-Osmanlıca Sözlüğü’nün Vankulu tarafından yapılmış tercümesi (Vankulu Lûgati) idi. Bin nüsha olarak basılan kitabın neredeyse yarısını İbrahim Müteferrika’nın bu kitabı niye bastığını anlattığı “Önsöz” oluşturur. Bu önsözde basımcının bu cüretkâr girişiminden dolayı tepkiyle karşılanma endişesi açıkça hissedilir.
Ancak endişe yersiz olmalıdır çünkü 1730’da Lale Devri’ne son veren Patrona Halil İsyanı sırasında bile basım işi durmamıştır. Dahası III. Ahmed yerine tahta geçen I. Mahmud, Müteferrika’ya basım izni veren fetvayı yenilemiştir. Müteferrika Matbaası’nda aralarında 17. yüzyılın ünlü seyyahı Kâtip Çelebi’nin Kitab-ı Cihannûma’sının da bulunduğu 17 kitap ve dört harita basılır. (Yarısı tarih, yarısı dil, coğrafya, siyaset, fizik, mantık, askerlik konularında (yani hepsi de din dışı) olan kitapların başlangıçta bin civarında olan baskı adedi (sadece Afganları ve Safavileri anlatan kitap 1.200 adet basılmıştı) satış olmayınca 500’e kadar indirilmiştir. Müteferrika Matbaası’nda basılan kitapların toplam nüshanın 13.200 olduğu sanılır.
Kitaba ilgi olmayınca
Yardımcıları ile birlikte bizzat kitapların çevirilerini, çizimlerini, düzeltilerini, önsözlerini, fihristlerini hazırlayan, bu işlerinin yanı sıra diplomatik ve askerî görevler de üstlenen İbrahim Müteferrika, Yalova’da bir kâğıt fabrikası da kurar. Okuryazarlığın düşük olduğu, okuryazar olanların da dinî kitaplarla ilgilendiği bir ülkede, dünyevi konularda pahalı kitaplar basan bu ilk “Türk” matbaası, 1735-1743 yılları arasında muhtemelen satış yapamadığı için faaliyetine ara verir. Müteferrika’nın 1747 yılında ölmesi üzerine imtiyazı başkalarına verilir. Matbaa 1756’da yeniden açılır. Bu açılışın şerefine Vankulu Lügatı ikinci kez basılır. Ama son imtiyaz sahibi Kadı İbrahim Efendi’nin ölümü üzerine yeniden kapanır. Daha sonraki yıllarda Müslüman-Türklerin yönetiminde bazı matbaalar açılır ama iç ve dış meseleler yüzünden bunlar da kapanır. 1830’larda Matbaa-yı Âmire kurulur ve basım işlerini yürütür.
Modern anlamda ilk özel matbaa, 1882 yılında Ebüzziya Tevfik’in kurduğu Kitaphane-i Ebüzziya’dır. O dönemde yaygın olan ve halk arasında Acem baskısı denen taşbaskısını bırakıp çinko klişeli tipografiye geçilmesi sayesinde temiz baskılı ve renkli kitaplar basmak bu matbaa tarafından mümkün olmuştur. Kurumun başarısı İngiliz Times gazetesi tarafından övülmüş, Fransa Cumhurbaşkanı tarafından ise madalya ile ödüllendirilmiştir. Leipzig Dünya Matbaacılık Merkezi de, 1891-1899 arasında her yıl kata loğunda Kitaphane-i Ebüzziya’ya yer verir.
Evliya Çelebi’ye sansür
17. yüzyılın ünlü seyyahı Evliya Çelebi’nin paha biçilmez tarih, coğrafya ve antropoloji hazinesi olan Seyahatname adlı 10 ciltlik eseri nedense Müteferrika’nın bastığı kitaplar arasında yer almamıştı. Hacı Beşir Ağa adlı bir Habeş haremağası Mısır’da gördüğü eseri İstanbul’a getirmiş, Seyahatname’nin içindeki inanması güç hikâyelerden oluşturulan Müntehabat-ı Evliya Çelebi adlı derleme 1841-1843 arasında basılmıştı. 1200 adet basılan eser kısa sürede tükenince, 1846’da ikinci baskı yaptı. 1200 adetlik bu baskıya ise içindeki bazı “muzır ve münasebetsiz tabirler” yüzünden izin verilmedi. Kitabın önce imhasına karar verildi ancak bir depoya kilitlenmesiyle yetinildi. Esere olan talep dinmeyince, bazı tüccarlar eseri Mısır’da bastırıp İstanbul’da satışa sunmuştu. Bunun üzerine Maliye Nazırı, depodaki nüshaların da satılmasına izin vermek zorunda kaldı.
Seyahatname’nin bütünü değil ama ilk altı cildi ancak 1896-1902 arasında İkdam gazetesinin sahibi Ahmed Cevdet Bey’in (“İkdamcı Cevdet”) girişimleriyle basılabildi. Ancak dönemin baskıcı padişahı II. Abdülamit’in korkusundan, eser basımcıların sansürüne uğradığı gibi, eserin dilini sadeleştirmek adına pek çok terim ve kavram da tahrif edildi. Bu tedbirlere rağmen Abdülhamid’in gadrine uğrayan kitaba daha matbaada iken el kondu ve basılan nüshaları bir depoya kilitlendi. Bu yasak 1908’de Meşrutiyet’in ikinci kez ilanına kadar devam etti. Bu tarihten sonra kitabın ilk aşamada basılamayan yedinci ve sekizinci ciltleri 1928’de Arap alfabesiyle; dokuzuncu ve 10. ciltleri ise Latin alfabesiyle 1935 ve 1938’de basıldı. Yıllar sonra bu baskıların da eksikler içerdiği anlaşıldı. Eserin eksiksiz baskısı ancak yakın tarihte Yapı Kredi Yayınları tarafından yapılabildi.
Babıâli Yokuşu’ndan hatıralar
İstanbul’daki ilk kitapçı dükkânını İran’ın Hoy şehrinden göç eden Hacı Kasım Efendi adlı bir Türk’ün açtığı iddia edilir. 1862’de Beyazıt’taki Hakkâkler Çarşısı’nda faaliyete geçen bu kitapçı dükkânı 1895’te Babıâli’ye taşındı ve oğul Naci Kasım Efendi tarafından yönetilen bir yayınevine dönüştü. Yayınevini meşhur eden Saatli Maarif Takvimi,1920’lerin başından 1970’lere kadar 3,5 milyon adet basıldı ve üzerindeki ilginç bilgiler sayesinde günümüzün televizyonuna benzer bir işlev gördü.
Arakel Kitabevi
Bugün Cağaloğlu dediğimiz Babıâli Yokuşu’ndaki ilk kitapçı ise gazete müvezziliği (dağıtıcılığı) yapan Arakel Tozluyan Efendi’ye aitti. I. Meşrutiyet (1876) arifesinde ortaya çıkan “alafranga” kitapçı dükkânlarının ilk örneklerinden olan Arakel Kitaphanesi, ağırlıklı olarak Fransızca ve Türkçe ders kitapları basmıştı. Bunlardan Muallim Naci ile birlikte hazırlanan Talim-i Kıraat ve Mekteb-i Edep adlı okul kitapları o kadar tutulmuştu ki en az 100 baskı yapmıştı. Arakel Efendi 1912 yılında ölünce oğlu Leon Efendi bir müddet işi sürdürdü ama kitabevi 1914’te kapandı.
Asır Kütüphanesi
Asır Matbaa ve Kütüphanesi’nin kurucusu Kirkor Faik Efendi, Ahmet Rasim’in ifadesine göre 1880’lerin başlarından beri Babıâli’de kitapçılık yapıyordu. İstibdat döneminde Hazine-i Fünûn ve Musavver Terraki isimli haftalık iki mecmua çıkaran, pek çok kitap yayımlayan Kirkor Efendi, II. Abdülhamid tarafından nişanlarla taltif edilmiş biriydi. Kirkor Efendi’nin göğsü nişanlı ve üniformalı fotoğrafı kütüphanenin duvarını süslerdi. 1921’den önceki bir tarihte, bir yangın sonucu Asır Kütüphanesi kapandı ve Kirkor Faik Efendi kitapçılığı bırakarak Üsküdar Bağlarbaşı’nda bakkal dükkânı işletmeye başladı.
Gayret Kütüphanesi
Babıâli’nin en namlı kitapçılarından biri de Gayret Kütüphanesi idi. Sahibi Garabet Balamutoğlu Kayseri’deki Fransız Koleji’ne devam ettiği birkaç yıldan sonra 1895’de İstanbul’a gelerek halaoğlu Kirkor Faik Efendi’nin Asır Kütüphanesi’ne tezgâhtar olarak girmişti. Tokgözlülüğüyle tanınan Garbis Efendi’nin ayrıca tasavvuftan anlayan, musikiye meraklı, kanun çalan zarif bir zat olduğunu da ekleyelim. Kardeşi Misak Balamutoğlu da Zaman Kitaphanesi’ni kurmuş ve bu işi 1970’lere kadar devam ettirmişti.
İnkılâp Kitaphanesi
Hâlâ faaliyette olan İnkılâp Kitabevi’nin kurucusu Garbis Fikri Bey de Kayserili bir Ermeni’ydi. 1930’da Gedik Paşa Ortaokulu’ndan mezun olduktan sonra bir arkadaşı ile birlikte önce Cumhuriyet Kütüphanesi’ni kurmuş, 1932’de burasını arkadaşına devredip Ankara Caddesi 157 numaradaki İnkılâp Kitaphanesi’ni açmıştı. 1962 yılında Aka Eren adlı yayıncı ile kurulan ortaklıktan sonra kitabevinin adı önce İnkılâp ve Aka Kitabevleri sonra İnkılâp Kitabevi oldu ve Garbis Bey’in oğlu Nazar Fikri Bey ve onun oğlu Arman Fikri Bey’le devam etti.
Suhulet Kütüphanesi
Suhulet Kütüphanesi ve Matbaası’nın sahibi Leon Lütfi Bey ise Müslüman olup Semih Lütfi adını almış Kayserili zarif bir Ermeni beyefendisi idi. Necip Fazıl başta olmak üzere dönemin kalburüstü yazarlarının eserlerini yayımlayan Suhulet Kütüphanesi, Leon Lütfi Bey’in ölümünden sonra eşi Aznif Hanım tarafından 1980’lere kadar devam ettirildi. Asık yüzlü ve sert bir hanım olan Aznif Hanım da öldükten sonra kitabevindeki kitaplar, önce Kuleli Askerî Lisesi vasıtasıyla garnizonlara dağıtılmak istendi, kalanlar Edebiyat Fakültesi’ne verilmeye çalışıldı, fakülte ancak bir kısmını alınca da kâğıtçılara, hurdacılara dağıtıldı.
Harf Devrimi sonrası
1890’larda bunlara Naci Kasım Bey, Servet-i Fünun dergisinin sahibi Ahmet İhsan, Hüseyin Efendi, Tüccarzade İbrahim Hilmi Bey, Rauf Bey gibi Müslüman-Türk kitapçılar eklendi. Ancak Babıâli yayıncılığı, 1928’deki Harf Devrimi’nden sonra büyük bir sarsıntı yaşadı. 1908’de 128 olan kitapçı sayısı, 1933’te 51’e düştü. Depolarda bulunan binlerce eski yazılı kitap bir anda işe yaramaz hale geldiği için onlarca kitapçı iflasın eşiğine geldi. Bunların büyük bir kısmı da krizi atlatamadı. 1950’den itibaren kitapevleri Babıâli’den ayrılıp Beyoğlu’na, Taksim’e, Şişli’ye doğru yayılırken, geriye hüzünlü hatıralar kaldı.
Özet Kaynakça: Emin Nedret İşli, Kitaphaneden Yayınevine Bâbıâli, Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2004, Erhan Afyoncu, “İbrahim Müteferrika”, DİA, Cilt 21, s. 324-327; Franz Babinger, Müteferrika ve Osmanlı Matbaası ve 18. Yüzyılda İstanbul’da Kitabiyat, ikisi de Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2004.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.05.2012
22.04.2012
15.04.2012
8.04.2012
1.04.2012
25.03.2012
18.03.2012
11.03.2012
4.03.2012
26.02.2012