Ayşe HÜR
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed'in Twitter yoluyla Osmanlı/Türk tarih yazımına “Medine Müdafii” olarak geçen Fahreddin Paşa’yı "hırsız" diye nitelemesiyle başlayan tartışma sürüyor.
Erdoğan tartışmaya "Ey bize bühtanda bulunan zavallı, senin ceddin neredeydi?" sorusuyla dahil oldu, ve tartışma alevlendi.
Tarihle ilgili olmayanlar “Fahreddin Paşa kim, tarihe hangi başarısı ile geçti?” diye sorarken, siyasi gelişmeleri yakından izlemeyenler de “Abdullah bin Zayed durup dururken neden böyle bir twit attı?” diye sordu.
İslami hassasiyetleri olanlar ise daha çok Fahreddin Paşa tarafından Medine’den İstanbul’a gönderilen ve bugün bazı parçaları Topkapı Sarayı’nda sergilenen “kutsal emanetler” konusuyla ilgilendiler.
Konunun tarihi ve siyaseti ilgilendiren yanlarını sırasıyla ele alacağım ama öncelikle CB Erdoğan’ın en son Lozan tartışmasında görüldüğü gibi, tarihsel meseleleri güncel veya uzun vadeli siyasi amaçları için kullanmakta ne kadar mahir olduğunu hatırlatmak istiyorum.
Yani CB Erdoğan’ın dahil olduğu tarih tartışmaları aslında “geçmiş” hakkında değil “bugün” hakkında oluyor çoğunlukla.

Önce “tarihçi” kimliğimle “Fahreddin Paşa kimdir?” sorusuna cevap vermeye çalışayım.
1868 Rusçuk doğumlu Fahreddin Paşa, 1891'de kurmay subay olarak orduya katılmış, 1908'e kadar Erzincan'da konuşlu 4. Kolordu'da, 1911 Trablusgarp Savaşı'nda, 1912 Birinci Balkan Savaşı sırasında Edirne'nin Bulgarlardan geri alınmasında, 1915'te Ermeni Tehciri/Kırımı'nda görev aldıktan sonra Cihan Harbi'nin ikinci yılında, Mayıs 1916'da Cemal Paşa tarafından Medine merkezli Hicaz Kuvve-i Seferiyesi Komutanlığı’na atanmıştı.
Haziran 1916'da Mekke Şerifi Hüseyin'in isyanından sonra Fahreddin Paşa, milliyetçi Türk tarih yazımında "Osmanlı'yı arkasından bıçaklayan", "İngiliz işbirlikçisi" diye karalanan; milliyetçi Arap tarih yazımında ise "Osmanlı'ya karşı bağımsızlık mücadelesi veren vatanperverler” olarak yüceltilen Arap unsurların Medine ve çevresindeki merkezleri ele geçirmesine karşı koymayı kendine görev edindi.
Aynı zamanda Medine'de bazı imar faaliyetleri yürüttü. Örneğin Peygamberin “Ravza-i Mutahhara” (Türkçeye "Temiz Bahçe" olarak çevrilebilir) bölgesindeki kabrine giden yolları genişletti, kabir alanını düzenledi. Ağustos 1918’de ortalarında Medine'deki kütüphanelerde bulunan önemli el yazmalarını, İslam sanatının 750 kadar değerli eserini İstanbul'a yolladı.
Ancak Fahreddin Paşa tarihe esas, gölgede 47, güneşte 72 dereceye varan sıcaklara; İspanyol nezlesi ve iskorpit gibi hastalıklara; İngilizlerin Hicaz Demiryolu'nu bombalamasıyla zirveye çıkan silah, mühimmat, yiyecek ve su sıkıntısına teslim olmadan 2 yıl 7 ay boyunca sürdürdüğü “Medine Müdafaası” ile geçti.
Fahreddin Paşa'nın yiyecek kıtlığının had safhaya ulaştığı günlerde şehri istila eden çekirgeleri nasıl asker tayınına kattığına dair hikâye çok meşhurdur.
Paşa'nın istihbarat subayı Naci Kâşif (Kıcıman) Bey'in anlattığına göre Fahreddin Paşa, askerlerine, Peygamber’in “İki ölünün ve iki kanlının yenmesi bize helal oldu” şeklindeki hadisini hatırlatmış, “iki ölü balık ve çekirge, iki kanlı dalak ve karaciğerdir” diye çekirge yemenin “sünnet” olduğuna askerlerini inandırmıştı.
Askerler bu tarihten itibaren kavurma niyetine çekirge yemiş, çekirge unundan ekmek yapmış, çekirge kurusunu çerez yapmıştı.
Fahreddin Paşa’nın direnişi sadece savaş meydanında olmadı. Osmanlı Devleti yenilgiyi kabul edip 30 Ekim 1918'de İtilaf Devletleri'yle Mondros Mütarekesi'ni (ateşkes anlaşması) imzaladı ama mütareke uyarınca en yakın İtilaf Kuvvetleri komutanlarından birine teslim olarak Medine’den çekilmesi gereken Fahreddin Paşa, teslim olmayı reddetti.
İstanbul'dan önce Sadrazam Ahmed İzzet Paşa, sonra "Halife/Padişah Vahdettin" imzalı özel emirler gönderildi ama Fahreddin Paşa “Medine’nin anahtarlarını bir İngiliz yüzbaşısına teslim etmektense dövüşerek ölmek evladır!" dedi.
Ancak İtilaf Kuvvetleri'nin Mondros uyarınca çeşitli yerleri işgal etmeye başlamasıyla birlikte, Fahreddin Paşa üzerindeki baskı öylesine arttırıldı ki, sonunda Paşa teslim olmaya razı oldu.
Oldu ama nasıl?
5 Ocak 1919’da birliğine veda mesajını yayımladı. 7 Ocak günü 29 maddelik teslim anlaşmasını imzaladı. 8 Ocak gecesi, tüm önemli belgeleri imha etti, tüm silahlarını kullanılamaz hale getirdi. Fahreddin Paşa 9 Ocak Cuma günü gözyaşları içinde Peygamber'in kabrini ziyaret ederek dua etti, kılıcını kabrinin başına bıraktı ama oradan ayrılmadı.
"Bayrağımı burçlardan indirtmem, Efendimizi bırakmam!" diye haykıran Fahrettin Paşa, sonunda kabirden, don-gömlek, kendi subaylarının ani bir baskınıyla cebren çıkarıldı. Böylece Mondros sonrası 67 gün, tamamı 2 yıl 7 ay süren büyük direniş sona ermiş oldu.
İngilizler 10 Ocak’ta Fahrettin Paşa'yı önce Mısır’a götürdüler. Kasr’el-Nil’de Sekiz aylık esaretten sonra Malta’ya sevk edildi. Kemalist hareket ve İngilizler arasındaki uzun görüşmelerden sonra Malta Sürgünleri peyderpey salınırken, Fahreddin Paşa da Nisan 1921’de salındı, Avrupa üzerinden uzun bir yolculukla Anadolu’ya geçti.
1922-1926 arasında Ankara Hükümeti’nin Kabil temsilciliğini yürüttü. 1934’te Soyadı Kanunu çıkınca, “Türkkan” soyadını aldı. Şubat 1936’da Tümgeneral rütbesiyle TSK’dan emekliye ayrıldı. 22 Kasım 1948’de Ankara seyahati sırasında Eskişehir yakınlarında kalp krizi geçirerek vefat eden Fahrettin Paşa İstanbul’da toprağa verildi, Aşiyan Mezarlığı’na gömüldü.

Gelelim işin “siyaset” kısmına. Yazının başında belirttiğim gibi tarih hakkında gibi görünen bu tartışmanın aslında bugün hakkında olması ihtimali çok büyük.
Neden mi böyle düşünüyorum?
Hatırlarsınız, Mısır'da 2011'de Müslüman Kardeşlerin (İhvan) iktidara gelmesinden beri Suudi Arabistan (SA) ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Müslüman Kardeşleri kendi iktidarlarının altını oymakla, Katar da Müslüman Kardeşler ve başka cihatçı örgütlere destek vermekle suçlanıyor.
Bunun kanıtı olarak da 2011’de Libya'da Kaddafi rejiminin düşmesinden sonra ortaya çıkan bazı kasetler gösteriliyor. Bu kasetlere göre o tarihlerde Kaddafi ile Katar Emiri Şeyh Hamad, SA aleyhine komplo düzenlemeye çalışıyorlardı.
Neyse ki Şeyh Hamad 2013'te yerini oğlu Şeyh Temim’e bırakarak ülkeden ayrılmıştı da kriz ertelenmişti. Ancak 2017 yılında gerilim yine arttı ve SA, BAE, Bahreyn ve Mısır, Katar'la ilişkileri kestiler, kesmekle kalmadılar bir de ambargo koydular.
İşte bu krizden sonra BAE, Haziran 2017'de Ankara’ya Katar krizinde “tarafsız kalması" mesajı yolladı. BAE'nin Türkiye'den istekleri arasında Katar'daki üssünü kapatması, Türkiye'de olduğunu iddia ettiği Müslüman Kardeşler, El Şebab, Taliban, El Kaide gibi örgütlerin üyelerinin BAE’ye iadesi vardı.
AKP iktidarı ise sadece Müslüman Kardeşlere duyulan ortak sempati yüzünden değil, Ortadoğu'daki tek askeri üssünün bulunduğu, dahası 2018 yılında Türkiye'ye 19 milyar dolarlık yatırım yapma sözü verdiği için, Katar'dan vazgeçebilecek durumda değil.
Katar'ın OPEC'ten çekilmesinin Türkiye ekonomisini de etkileyecek şekilde petrol fiyatlarını arttırıcı etkisi de ilave edilince Türkiye Katar'a destek amacıyla BAE ile ilişkilerini germeyi tercih ediyor. Bunun emarelerini AKP'ye yakın medyada görüyoruz.
Bu medyaya göre “bugün Mısır’dan Tunus’a, Somali’den Sırbistan’a kadar her taşın altından” BAE çıkıyor. Bu medyaya göre BAE, “2013 yılındaki Gezi olaylarının, 2015 yılındaki başarısız darbe girişiminin” finansörü.
Dahası BAE, “SA öncülüğündeki Vahabi cihatçılığa” karşı, “Fethullah Gülen'in savunucusu olduğu Sufi vurgulu komploculuğun merkezi”.
Son bir not: BAE Türkiye’nin Ortadoğu’da ihracat yaptığı ülkeler arasında ikinci sırada yer alıyor. 2015 yılı itibariyle 4,6 milyar dolar olan bu ihracatın yüzde 60’ının altın alım-satımı olduğu söyleniyor.
Bu iddiaları analiz etmek, tarihçilerin değil siyasetbilimcilerin ve ekonomistlerin işi.
Dolayısıyla daha ileri gitmeyeceğim. Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim:
BAE Dışişleri Bakanı'nın Fahreddin Paşa çıkışını ve CB Erdoğan’ın buna sert cevabını, Türkiye-SA, Türkiye-BAE, Türkiye-Katar, BAE-Katar, BAE-SA ilişkilerinden ve elbette Türkiye’nin Neo Osmanlıcılıkla Neo İslamcılık arasında gidip gelen yayılmacı (irredendist) siyasalarından bağımsız ele almak doğru değil.
https://ahvalnews.com/tr/erdogan/fahreddin-pasa-polemigi-ve-erdoganin-dikkat-dagitma-stratejisi
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2024
9.09.2024
17.11.2022
6.11.2022
7.06.2019
26.12.2017
21.03.2016
13.03.2016
6.02.2016
28.02.2016