Banu Güven
Hayatımız sosyal platformlarda geçiyor. Adı sanal alem olsa da, milyarlarca kişinin milyarlarca telefonla attığı adımların izi olduğu gibi kalıyor o dünyada. Öyle yağmur, kar, toz toprak işe yaramıyor. Neredeydiniz, telefonunuz ne zaman nereden sinyal vermiş, neye bakmışsınız, kim ile chat yapmışsınız, bir bakıyorsunuz "pat" diye karşınıza çıkıyor, çıkarılıyor. Bu konuda son endişe fırtınasını WhatsApp nedeniyle Facebook patlattı.
Büyük kapitalist Mark Zuckerberg WhatsApp'taki verilerinizin Facebook'la paylaşılacağının "resmen" açıklanmasına karar vermeden önce de garip şeyler oluyordu aslında. Belki bir yıl kadar önceydi, bir arkadaşım yanılmıyorsam yine ve ironik şekilde Facebook'ta şöyle bir şey paylaşmıştı. WhatsApp'ta bir iş nedeniyle ilk kez yazıştığı, dolayısıyla yeni tanıştığı biri, hemen sonra Facebook'ta kendisine arkadaş olarak önerilmişti. Yanlış hatırlamıyorsam, ortak arkadaşları da yoktu.
Resmileştirme mecburiyeti
Açıkçası ben Zuckerberg'in aslında perde arkasında süren veri paylaşma pratiğini ikinci bir veri paylaşma skandalı ortaya çıkmasın diye resmileştirmek zorunda kaldığını, bunu yaparken de fırsattan istifade bu işin sınırlarını biraz daha genişletmeyi denediğini düşünüyorum. WhatsApp her ne kadar "Sizin şifreli mesajlarınıza dokunmayacağız" dese de, ok yaydan çıktı bir kere. WhatsApp'ın alternatifi olarak görülen Telegram'a kavimler göçü yaşandı adeta. Bir türlü kapanmayan bildirimlerden her gün telefon rehberimden onlarca kişinin buraya taşındığını gördüm. Telegram 12 Ocak'ta bu sayıyı "72 saat içinde 25 milyon kullanıcı Telegram'a taşındı" diye duyurdu.
Telegram'ın kurucusu Pavel Durov ise WhatsApp'tan göç edenlerle kullanıcı sayısı 500 milyona yaklaştığı için mutlu. Buradaki kanalından düzenli açıklamalar yapıyor. Son olarak, "Duydum ki, Facebook'ta Telegram'ın neden bu denli popüler olduğu sorusunun cevabını bulmak için onlarca kişinin çalıştığı bir bölüm varmış. Facebook'u onlarca milyon dolar masraftan kurtarayım. Formül kullanıcılara saygı göstermek" diye yazdı. Pavel, Facebook'un Telegram'ı kötülemek için botlar aracılığıyla Wikipedia'ya madde yazdırdığını öne sürdü.
Telegram'ın açık kaynak kodlu olmadığı iddiasına, 2013'ten beri bütün kullanıcı uygulamalarının açık kodlu olduğunu, şifreleme güvenilirliğinin da binlerce kez uzmanların kontrolünden geçtiğini söyleyerek cevap veriyor. Telegram'ın Rus uygulaması olduğu argümanına karşılık, "İyi de biz Rusya'da 2018'den 2020'ye kadar engellendik. İran'da da engelliyiz" diyor. Ama İran'da 2016'da şifrelerinin kırıldığı haberlerinden bahsetmiyor tabii. Bununla birlikte şifresini kırabilen Hackerlar'a ödül vadediyor.
Bolsonaro ve Erdoğan Telegram kanalı açtı
Özgürlüklerden söz eden Telegram kurucusunun kendi Telegram kanalında "onur duydum" diye paylaştığı müjdelerden sonuncusu ise tüm özgürlük vaatlerine limon sıkar nitelikteydi. Pavel Durov, son olarak iki liderin daha Telegram kanalı açtığını duyurdu. Bunlardan biri Brezilya'nın aşırı sağcı başkanı Jair Bolsonaro, diğeri ise Recep Tayyip Erdoğan'dı. Erdoğan'ın kanalını iki gün önce görmüştüm. Büyük ihtimalle iletişim gurusu Fahrettin Altun'un metinlerini yazdığı, polemik içermeyen, daha ziyade "Değerli kardeşim bak bugün ne yaptım" tonundaki mesajlarını iki gün önce görmüştüm. Pazar günü de iki yıl önceden bir kar fotoğrafı paylaşılmıştı kanaldan.
Bu durum otoriter liderlerin de bu mecralara olan ihtiyacını ortaya koyuyor. Kendilerini henüz Signal'de göremedik. Yine de partilerinden özel meseleleri olan bazı simalara, bu şifrelenmiş sohbet platformlarında rastlayabiliyorsunuz. Mesela "Burhan Kuzu joined Signal" mesajı gözümün önünden gitmiyor.
Otoriter ülkelerin liderleri bu platformları kullansalar da, elin uygulamasıyla yetinmiyorlar. WhatsApp'ın bu veri politika değişikliği de kullanıcı bilgilerini elinde tutmak isteyen bu liderlere paha biçilmez bir fırsat verdi. Erdoğan'ın dijital faşizm çıkışını hatırladınız mı? Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç, bu nedenle "yabancı menşeli uygulamaların veri güvenliğine yönelik önemli riskler içerdiğini, bu sebeple dijital verimizi yerli ve milli yazılımlarla korumamız, kendi ihtiyaçlarımıza göre geliştirmemiz gerektiğini yerli milli çözümler sayesinde Türkiye'nin verisi Türkiye'de kalacağını" söyleyip, herkesi "BİP ve Dedi gibi milli ürünleri" indirmeye davet etti. Hemen söyleyelim, Dedi Bilgi Teknolojileri ve İnternet Güvenliği Derneği (BTİDER) tarafından geliştirildi, BİP ise Turkcell'in Chat uygulaması.
Gazetecilere BİP indirme dayatması
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı da yabancı basınla haberleşmek için kullandığı WhatsApp grubunu kapatıp, bunun yerine yerli ve milli BİP'i kullanacağını açıkladı. Bu epey sıkıntılı bir durum, çünkü BİP, kullanıcıların konumları da dahil olmak üzere verilerine anladığım kadarıyla WhatsApp'tan daha çok fazla müdahil, şifreleme konusunda da meçhuller çok. Bir Yeni Şafak gazetesi yazarı bile (İsmail Kılıçarslan) "Hem kişisel verilerimiz, hem de mahremiyet alanımızla ilgili bize koca bir polis devleti vadediyor" diye yazmışken, bu durumun gazetecilerde yarattığı sıkıntıyı tahmin edebilirsiniz. Bir taraftan haberi almak için bilgi akışının içinde olmanız gerek, diğer yandan bunu yaptığınız anda bilgilerinizin mahremiyetini yerli ve milli bir platformda teslim edeceksiniz.
Bütün bunlar özellikle otoriter yönetimler için bilginin ve iletişim mecraları üzerinde hâkimiyet sağlamanın ne kadar önemli olduğunu anlatıyor. Yeni sosyal medya düzenlemeleri de bu nedenle yapılmadı mı zaten? ABD'de başkanlığı veda etmeden önce Trump'ın hesabını askıya alan Twitter'ın otoriter yönetimlerin olduğu ülkelerde nasıl bir sınav vereceğini de önümüzdeki aylarda ve yıllarda göreceğiz.
Banu Güven
©Deutsche Welle Türkçe
Yazarlar
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.05.2024
29.03.2024
8.02.2024
29.01.2024
18.01.2024
9.01.2024
9.08.2021
2.08.2021
5.07.2021
10.05.2021