Baskın ORAN
Pazar günü ikinci tur geliyor. Hakikaten son fırsatın olabilir çünkü Ankara’nın aldığı bu kararın ardından şimdi bizim yandaş inşaat şirketleri, 1974’e kadar “Akdeniz’in Las Vegas’ı” olarak anılan Maraş’ı yıkıp yeniden yapmak için kaldırmış geliyorlar, söyleyeyim. Ondan sonra da geçmiş olsun.
Yörenin statüsü ve yakın tarihiyle başlayalım. Avrupa Parlamentosunda Kıbrıs Cumhuriyeti (Güney) milletvekili Prof. Niyazi Kızılyürek hatırlatıyor:
TSK 'nin 1974 harekat planlarında Maraş’ı almak yoktu; nüfusun tamamını oluşturan Rumlar orayı korkudan boşalttıkları için girip aldılar. K. Evren de müzakere masasında vermek üzere aldıklarını M. Ali Birand’a 2002’de söyledi. On maddelik 1979 Denktaş-Kiprianu mutabakatında da Maraş'ın bütünlüklü çözüm olmadan Rumlara iadesi kabul edilmişti.
1983'te KKTC'nin ilanından sonra Denktaş Maraş’ı açma tehditlerine başladığı için, BM Güvenlik Konseyi 1984’de aldığı 550 no’lu kararda bölgenin kendi halkı dışında başkalarının Maraş’a yerleşimini yasakladı ve Maraş’ın BM yönetimi altında meşru sahiplerine (Rumlara) iadesini istedi. Aynı karar, 789 numaralı başka bir kararla 1992’de de teyit edildi. Ama 46 yıl oluyor, TSK burayı elinde tutmaya devam etti.
Son olarak, malum, Türkiye’nin şu andaki yönetimine çok yakın bir Başbakan Ersin Tatar, KKTC’nin ileride AB’ye girmesine kesin bir engel getirecek girişimi yaptı. Hükümetin düşmesi pahasına, burayı koalisyon ortağına bile danışmadan açtı. Hani, KKTC’nin bir eli yağda bir eli balda ya, hiç derdi yok ya, şimdi sürüyle devletin ve bu arada da BM’nin protestolarına sebep oldu. Tabii, başta fazla tepki çekmemek için sadece “sahili” açarak, gücü yeterse arkasını getirmek üzere.
Gerçi, çözümü yani federasyon tezini savunanlar birinci turda yüzde 51,5 oy aldılar ve bu oran ikinci turda çok muhtemelen artacak ama, yine de Maraş’ın bu uluslararası statü ihlalinin sizlere getirebileceklerini bir cümleyle özetleyeyim: AB’ye iyice yabancılaşmak ve belki daha kötüsü, TC’deki Tek Adam Rejimi’ne benzemek.
Dış politika açısından AB’ye iyice yabancılaşarak “Türkiye’ye benzemek” kavramı dayanılır şey değil. Tepeden tırnağa sap gibi kalmak demek. Sadece tek dostsuz kalmak da değil, tamamen karşıt ülkelerle çevrilmek demek. Bugünkü Tek Adam Rejimi’nin durumu gibi yani.
Türk dış politikası bugüne kadar hiç ama hiç bu hallere düşmemişti. Ama belki siz daha iyi anlarsınız çünkü KKTC hep yalnız oldu. Türkiye dışında hiçbir ülke tarafından tanınmadı ve daha vahimi, Türkiye de onun bağımsızlığını hiçbir zaman tanımadı; hep Ankara’dan yönetti. A’dan Z’ye.
Türkiye’ye kimlerin karşı çıktığına örnek lazımsa çok kısaca (eskiden, “telgraf çeker gibi” derdik) ve kaynaklarıyla verip geçeyim:
Akdeniz meselesinde arabuluculuğa soyunan Almanya karşı. Fransa “kafadan” karşı. Türkiye’yi D. Karabağ meselesinde şimdi “masaya” yaklaştırmayan Rusya karşı. ABD, Yunan donanmasıyla Akdeniz’de tatbikat yapıp duruyor. AB, Maraş açılımının son bulmasını istiyor ve hatta sopa gösteriyor. Güvenlik Konseyi kararı ihlal edilen BM tabii ki karşı, yukarıda belirttim.
Devam: Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) karşı. İsrail karşı. S. Arabistan karşı. Mısır karşı. Fas karşı. Irak karşı. Arap Birliği karşı. Suriye tabii ki en baştan karşı.
Ne kaldı geriye? Hani ne demişti Napolyon barut bitmişti diyen askere, şunu baştan söylesene, demişti. Ben de söyleyeyim: Yarabbi, İsrail ile Arapların birlikte karşı oldukları tek ülke haline geldi Türkiye, daha ne diyeyim?
Kıbrıslı kardeşim, şu andaki yalnızlığının tadını çıkarmaya bak, çünkü seni böylesi bir yakın gelecek bekliyor sanki.
İç politika açısından Türkiye’ye benzemek demek, başörtüsünün vs. Kıbrıslı kadınlara empoze edilmesi demek değil. Yaz sıcağında şort giyen kızların şurada burada, otobüslerde dövülmesi, saldırganın da serbest bırakılması demek değil. Çünkü medeni bir yer olan KKTC’ye bunları yaptırmaya Tek Adam Rejimi ve yandaşları dahi cür’et edemez.
Ama yaptırmaya cesaret edebilecekleri ve hatta girişebilecekleri başka şeyler var:
Geçmeseniz bile parasını dolar üzerinden tıkır tıkır ödeyeceğiniz yollar ve köprüler şimdi “Maraş’ın yeniden inşası” bahanesiyle başınıza gelebilir. Bugün sigortalı olarak yararlandığınız hastaneler Ankara’daki Numune ve Yüksek İhtisas gibi kapatılabilir ve bunların tıbbi cihaz ve demirbaşları kiloyla satılabilir. Ve sonuçta, sizin vergilerinizle şirketlere dolar üzerinden yaptırılan (ve şimdiden dolar üzerinden bütçeye muazzam yük getiren) şehir hastanelerine gidersiniz. Sebep: Bu şirketler için Türkiye’de deniz tükendi.
Hatta, siz böyle şeylere alışkın değilsiniz, aklınız belki almayacaktır ama, haber alma özgürlüğünüz de sona erebilir. Bizde 3 ayda en az 347 internet haberine sansür geldi. Ayrıca şimdi sansür kararlarını yayınlamak da yasaklandı; yani sansüre sansür geldi. Demokrat Parti’nin son dönemindeki gibi.
Eğer aklınız bu söylediklerime yatmıyorsa, en nihayetinde şunu düşününüz:
Bugüne kadar Kakatece, başta enflasyon olmak üzere Cicitece’nin (muhterem savcı bey, bu Kıbrıs’ta bir espridir) hangi hastalıklarını kopyalamadı ki otomatik olarak? Şimdi bi de Ankara’nın temsilcisi yönetecek olursa, Covid-19’dan beter bulaşabilir, iyi düşünün.
Eliniz ne yapar bu durumda?
Siz bileceksiniz kardeşim. Ben Kıprızlı olsaydım ne yapardım, ancak onu önerebilirim:
1) Maraş’ı açmak türünden, AB’ye girmeyi ebediyen engelleyecek şeyleri savunanları, Ankara’daki Tek Adam Rejimi’nin uzantılarını seçmemek. Kimi seçerseniz seçin, onları seçmeyin derim.
2) Federasyon tezini savunmaktan asla vazgeçmeyin. Sizin geleceğiniz, kültürden ekonomiye ve siyasete, Türkiye’de değil kesinlikle AB’de. Bunun içindir ki herkes güneydeki Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığını ikinci vatandaşlık olarak almakta. 2,5 yıl önce (Nisan 2018) bile sayıları 110.734 idi. Yani bugünkü 326.000’lik KKTC nüfusunun üçte birinden fazla.
3) Bunları yaparken, AB’yi ve Rumları bir daha korkunç hatalar yapmamaya bıkmadan usanmadan davet edin. Yani sizin onayladığınız Annan Planı’nı Rumların reddetmesi rezaletini ve AB’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’ni (Güney’i) sizler olmadan alelacele AB’ye kabul edivermesi skandalını kastediyorum.
4) Bunları yaparken, aynı zamanda, Türkiye’ye ekonomik bağımlılıktan kurtulmak için AB fonlarının şimdiden harekete geçirilmesini ısrarla talep edin.
Gazanız mübarek olsun kardeşlerim. Her ülke hak ettiği gibi yönetilirmiş.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
27.02.2025
27.12.2024
14.11.2024
1.11.2024
25.10.2024
18.10.2024
27.09.2024