Bekir AĞIRDIR
Ukrayna savaşı kanıksanmaya başlamış, gündemdeki yeri gerilere inmişken kuzeyimizdeki Ukrayna’da insanlar ölmeye devam ediyordu. Bir ay önce doğumuzda Karabağ savaşına tanıklık ettik. Şimdi de güneyimizde Hamas’ın Aksa Tufanı adını verdiği saldırılarıyla Orta Doğu bir kez daha yangın yerine döndü. İnsanlar, masum çocuklar ölmeye devam ediyor. Ama bu kez farklı. Fark Hamas’ın beklenmedik ölçüdeki büyük saldırısı ve İsrail-Filistin çatışması değil yalnızca. Dünya ve geleceğimiz için yeni bir kırılma anı ve yeri, bana kalırsa. Dış politika ya da Orta Doğu analisti değilim, o nedenle savaş nasıl gelişir, kimler dahil olur, kaç masum ölür, bilemem. Fakat dünyanın geleceğini etkileme potansiyeli çok yüksek bir vakayı anlamaya çalışarak, uzun vadede dünyanın gidişine dair analizimi ve kaygılarımı paylaşmalıyım.
Mısır’ın 1973’te başlattığı askeri harekattan bu yana Hamas’ın Aksa Tufanı, İsrail’e yönelik en büyük saldırı ve meydan okuma. Roket saldırısının büyüklüğü, motorlu paraşütçülerle havadan, gerillalarla karadan duvarları aşarak İsrail’e sızma, İsrail ordusunun ve efsaneleştirilmiş istihbarat örgütünün kımıldayamaması, beklenmedik ölçekte ve nitelikte bir operasyona işaret ediyor. Saldırı hem nitelik hem nicelik hem de stratejik bakımdan öncekilerden farklı. O nedenle yalnız İsrail için değil dünya için de beklenmedik ölçekte bir olay. Hamas saldırının İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yönelik ihlallerine yanıt olduğunu söylüyor olsa da Aksa Tufanı öncesi birkaç ayda bile yaşananlar Filistinlilerin maruz kaldıkları İsrail’in zorbalıklarından ibaret değil. İsrail Gazze’de ve genel olarak ülkede Filistinlilere karşı çok boyutlu baskı ve imha stratejisi uyguluyor epey uzun süredir.
İsrail güvenliğini gerekçe gösterip sürekli olarak coğrafi bakımdan genişlemek amacıyla Filistinlileri yok etme politikaları sürdürüyor, yöntem olarak da terörü kullanıyor. Hamas da Filistin için mücadele ettiğini iddia ederken terörü siyaset yapma biçimi olarak benimsemiş bir örgüt. İsrailliler ile Filistinliler yıllardır İsrail Devleti’nin terör politikalarıyla Hamas’ın terör eylemleri arasına sıkışmış durumdalar.
Saldırı ve sonrasındaki tartışmaların öne çıkardığı birinci nokta terör tanımı ve gerekçesi. Her ne kadar kamuoyunda farklı görüşler olsa da şu tespitte anlaşabilmeliyiz. Her bir etnik ve inanç grubunun onurlu yaşam hakkını savunmak başka, dans eden 260 genci öldürmek başka. Bu katliam özgürlük mücadelesiyle değil terörle açıklanabilir.
Diğer yandan Gazze’de çocukları öldürmenin hele saldırılara misilleme olarak Gazze’nin elektriğini, suyunu kesip, askerlerin bu süreçte yaptıklarından dolayı yargılanmayacaklarını söyleyip toplu kıyımı hedefleyen bombalamaların güvenlikle alakalı olduğunu da hiç kimse iddia edemez. Tümü de gerekçesi ne olursa olsun gayri insanidir, terör eylemidir.
İkinci olarak her iki tarafın seçtiği terör politikalarının gerekçelerinin altında hep bir acıları yarıştırma, acıların intikamını alma dili gözleniyor. Acıları yarıştırarak varılacak politik hedef barış olmaz, aksine herkes giderek düşmanına benzer hale gelir. Umur Talu’nun T24 yazısındaki tespitle; asırlar boyu yok edilmek istenen bir halk ile bir gün devlet kurup yok oluşa sürüklediği bir halkın tarihi de, bir halk adına saldıran bir örgüt ile bir halkı hapseden bir devletin tarihi de Ekim 2023’e sığmaz. Ama her zaman şunu görürüz: En zalimi de haklı gerekçelerle ayaklananı da bir gün öfkesini ve nefretini çocukların, kadınların, masumların üzerine kolayca kusabiliyor. İşte düşmanına benzemek, düşmanınla benzeşmek, giderek düşmanınla tanımlanmak!”
Saldırılar ve Hamas üzerinden alınacak üçüncü bir ders daha var. Hamas yıllar önce İsrail’in böl ve yönet politikaları sonucu El Fetih’e karşı örtük destek verdiği örgüttü, bugün ise can düşmanı. Dünyanın her yerinde, bir halkın onurlu yaşam hakkını sağlamak yerine böyle örtük politikalarla sindirmeye, bölerek yönetip yok etmeye kalkıştığınızda eninde sonunda başka bir meseleyle yüzleşmek zorunda kalırsınız. El Kaide örneğinde, IŞİD örneğinde de böyle oldu, Hamas’ta da.. Kalıcı barışı sağlamanın yolu olarak barışı değil savaşı hedeflediğiniz, İsrail’in Filistinlilere reva gördüğü gibi kendi güvenliğiniz için ötekileri yok etmeyi hedeflediğiniz sürece barış mümkün değil. İsrail de Batı da bir kez daha bu çıkmaz yola saplanmış durumda.
Sonuçları 11 Eylül saldırılarından daha ağır olabilir
Bu saldırı ile ilgili en sık dillendirilen iki tez var. Birinci tez; “Hamas çok başarılı bir planlama, hazırlık ve saldırıyla bu baskını gerçekleştirdi, İsrail’i gafil avladı.” İkinci tez; “İsrail’in ve belki de başka devletlerin istihbarat örgütlerinin bu baskın hazırlığını önceden tespit edememesi imkansız, bu ancak İsrail’in alan boşaltması veya başka devletlerin göz yumması ile mümkün olabilir.”
Hangi tez doğrudur, kimin ne kadar örtük desteği ve parmağı vardır bilemem ama rasyonel akıl yürütmeyle bakarsak, bu tezin içinden iki çıkarım yapabiliriz.
Birincisi, örtük birtakım destekler ya da göz yummalar olsa da bu büyüklükte olacağını hiç kimse öngöremedi muhtemelen. Olsa olsa kontrollü bir orman yangını göze alınarak İsrail iç siyasetine müdahale veya Orta Doğu siyasetine dair hedefler gözetilmiş olabilir. Belki de Çin’in önünü kesmek için icat edilmiş Hindistan Baharat Yolu projesini engellemek isteyenler bölgeyi daha da istikrarsızlaştırmayı planlamıştır. Ama yaşananlar boyutları ve özellikle de sonuçları itibarıyla ABD’deki 11 Eylül saldırıları denli büyük küresel etki potansiyeli taşıyor. Şimdi başlangıçtaki tüm senaryoların çöpe atıldığını, kontrollü orman yangını hesabı vardıysa bile artık başka bir yangın ve vakıa konuştuğumuzu not edebiliriz.
İkincisi, destek olan ya da görmezden gelen aktörler için hemencecik şu ülke, bu istihbarat servisi demek doğru olmayabilir. İran veya ABD veya bir diğer devlet, veya bir istihbarat servisi, hiçbir siyasi aktör monoblok değil günümüzde. Dünyanın yaşadığı dizi krizler yumağı, yeni küresel bölüşüm kavgaları ve çağ değişimi hikayesi içinden bakarsak, her bir ülke ve aktörün kendi içinde, “değişime uyum” ile “değişime karşı duranlar” arası diyebileceğimiz bir yarılma var. Özellikle de “değişime karşı duranlar” arasında ulusal, bölgesel, küresel ölçekte açık ya da kapalı iş birlikleri var.
İsrail içinde Netanyahu’ya ders vermek isteyenler ya da daha sert politikalarına yol açmak isteyenler, İran’da daha cüretkar davranmak isteyenlerle değişimciler, ABD’de ‘Orta Doğu’ya askeri varlığımızla geri dönelim’ diyenler gibi birçok alt kümenin olduğunu söylemek mümkün. Her ülkedeki şovenler, güvenlikçi politikaları önceleyenler arasında benzerlikler, ortak çizgi ve pozisyonlarda hizalanmalar olabilir.
Küresel ara buzul dönem uzayacak
Sivillere katliama dönüşmüş bu saldırıların, Hamas’ın yönetim kadrosu da dahil başlangıçta planlayıcısı, destekçisi olan herkesi aşan büyüklükte etkileri olacak. 11 Eylül 2001 terör saldırıları önce ABD’nin sonra da tüm dünyanın gidişatını değiştirmişti. Müslümanlara ve Müslüman coğrafyaya yönelen öfke, askeri harekatlarla geri dönülmez sonuçlar üretti. Tüm dünya özgürlükleri değil güvenliği esas alan bir zihni kırılma yaşadı.Güvenlikçi bakış tüm ülkelerde popülist akımlara ve liderlere, şoven hareketlere güç verdi. Çağ değişiminin kurum ve kurallarını konuşulacakken; popülist, otoriter liderler, şoven ve radikal hareketlerin güçlendiği bir ara buzul çağ başladı.
Her toplumun yarısı değişim, adalet, özgürlük talep ederken diğer yarısının rızasıyla güvenliğin ön planda olduğu, popülist ve saldırgan politikalar geçerli olmaya başladı. Avrupa’nın en demokratik ülkelerinde bile faşist, nazist, şoven, otoriter hareketler hala yükselmeye devam ediyor. Yeni çağın kurum ve kuralları inşa edilemediği gibi varolan küresel yapıların Birleşmiş Milletler’den Dünya Sağlık Örgütü’ne yetersizlikleri ortaya çıktı. Küresel krizler, gerilimler ile popülist, otoriter liderlerin yönettiği ulus devletlerle baş başa kaldık. 11 Eylül saldırılarının ardından ne Orta Doğu ve Müslüman coğrafya ne de dünya huzur buldu. Arap Baharı, Turuncu Devrimler, 2008 küresel ekonomik krizi, pandemi derken dünya yeni bir bölüşüm kavgasının tuzağına düştü.
ABD ve Avrupa ile Rusya ve Çin arasında siyasi egemenlik kavgası Ukrayna’da sıcak savaşa dönüştü. Şimdilerde Rusya, Çin ve İran arasında daha güçlü ve daha tehditkar yeni bir hizalanma yaşanıyor.
ABD ve Avrupa ile Çin ve Asya arasında ekonomik egemenlik kavgası da giderek daha sert ambargolara ve askeri güçle de desteklenen ekonomik politikalara evriliyor. Üçüncü olarak Batı ile Müslüman coğrafya arasında kültürel bir gerilim yaşanıyor. Bir tarafta IŞİD, Taliban, Hizbullah, Hamas diğer tarafta neonazi, faşist, İslamofobi’den, göçmen karşıtlığından beslenen akımlar, toplumsal ötekileştirmeler, öfkeler...
Türkiye ve Orta Doğu bu üç küresel yeniden bölüşüm kavgasının hem sahnesi hem öznesi. Belki kendine özgü meseleleriyle daha da karmaşık bir coğrafya. Yüzlerce yıldır süren din ve mezhep gerilimleri, suni devletler, buna karşılık devleti olmayan kimlikler, otoriter ve yolsuzluğa batmış diktatoryal yönetimler ile yoksulluğun en kötüsünü yaşamakta olan toplumlar, son yirmi yıldır durulmayan Irak, Suriye, Lübnan meseleleri, iç gerilimleri nedeniyle giderek devletsizleşmekte olan Libya, Yemen gibi ülkeler ve hepsinin de üzerine İsrail’in güvenliği gerekçesiyle aralıksız süren saldırgan ve yayılmacı politikaları.
Hamas’ın saldırıları küresel ölçekte de bölgesel ölçekte de siyasal, ekonomik ve kültürel katmanlarda tüm bu fay hatlarını harekete geçirme potansiyeli taşıyor. Küresel bölüşüm kavgasının tüm katmanları ve aktörleri ile Orta Doğu’nun özgün meselelerinin tüm katmanları ve aktörleri hareketlenmiş durumda.
Daha da kötüsü barış için diplomatik ve siyasi çaba harcamak niyetinde olan hiç kimse yok ortalıkta. Kabul edelim ki barış için çaba gösterecek ve gereken ağırlığı, kapasitesi ve vizyonu olan küresel ya da bölgesel siyasal liderlik de yok elimizde.
Bundan sonrasında Gazze’de, Filistin’de ve giderek Orta Doğu’da ne olur, nasıl olur, öngörebilmek zor. Yine de şunu söylemek mümkün; yaşanan küresel ara buzul dönem ve onun popülist, otoriter, keyfi yönetimler dönemi, saldırılar öncesi öngörülebilenden belki on, belki de yirmi yıl daha uzayacak. Her gün daha da sıklaşan savaş ve terör çığlıkları toplumların güvenlik arayışlarını güçlendirmeye devam edecek. Küresel göçler ve ürettikleri toplumsal sorunlar da giderek artacak. Kimsenin elinde geleceğin küresel barış ve huzuru için bir hikaye ve iddia olmadığı için, bölgesel ve dolaylı gerilimlerin belirli bir seviyede sürmesi bugünün etkin aktörlerinin hepsinin işine gelecek. Herkes kendi coğrafyasında, hükümranlık alanında güvenlikçi ve otoriter politikaları için canlı ve güncel gerekçeler bulmuş olacak. Bu zihni ve psikolojik iklim, savaşları bölgeselleştirirken özelleştirmenin, paralı asker örgütlerinin ya da hak mücadelesi verdiğini sanan terörist örgütlerin yolunu açacak. Devletler güvenlik gerekçesiyle daha da kayıt dışı işlere zemin bulacak. Kendini güvenlikte sanan ülkelerin insanları her akşam ekranlardan savaş ve katliam görüntüleri izleyip kendi mutluluklarının garantide olduğu yanılgısını yaşamaya devam edecek. Ya da dünya çağ değişime uygun yeni bir sözü, hayali, hikayeyi tasarlayıp, gerçekleştirmenin peşine düşecek.
Bekir Ağırdır'ın bu yazısı, Oksijen gazetesinden alındı.
Yazarlar
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2025
1.09.2025
25.08.2025
18.08.2025
11.08.2025
4.08.2025
28.07.2025
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025