Bekir AĞIRDIR
Bir yanda ölüm orucuna yatmış yüzlerce insan, bir yanda idam tartışmaları. Aslında idamı tartışan Başbakan’dan başka kimse de yok!.
Peki, Başbakan idam meselesini durup dururken niye gündeme getirdi? Galiba asıl konu yine Kürt meselesinde son iki yılın politikasında yatıyor.
Her ne kadar “siyasetle müzakere, terörle mücadele” şeklinde özetlenen bir politika yürütülüyorsa da müzakere bacağına dair bir belirti yok görünürde. Ama terörle mücadelede iki hedef var. Birincisi PKK’nın belini kırmak, gücünü azaltmak. İkincisi de Kürt meselesinin mekansal boyutuna sınır koymak.
Son üç yıldır Kürt meselesinin mekansal boyutunda iki değişiklik gözleniyor. Olumlu değişiklik, BDP’nin bir yandan bu kadar çok milletvekiliyle temsil edilmesi, bir yandan da yeni anayasa derken Kürt meselesine dair hemen her şeyin Meclis’te konuşulacak olmasıydı.
İkinci mekansal değişiklik Kürt meselesinin artık yalnızca bölge ile sınırlı olmadığı ve hemen tüm ülkeye yayılma eğiliminde olmasıydı.
Hükümetin bu mekansal değişimi kontrol etmeye ve hatta Kürt meselesini bölgeye hapsetmeye çalıştığı anlaşılıyor.
Siyasi zeminde hükümet, ara sıra görüşen Bakanlar olsa da özellikle Başbakan BDP’yi yok sayarak, zaman zaman “dokunulmazlıkları kaldırmak” gibi söylemlerle Meclis’teki varlığını baskı altında tutmaya çalışıyor.
KCK operasyonları ise hız kesmeden sürüyor. KCK operasyonlarıyla iki şeyin hedeflendiği şimdi daha iyi anlaşılıyor. KCK operasyonları BDP çizgisindeki Kürt siyasetinin gücünü kırmak gibi görünüyordu ilk bakışta. Diğer yandan Hükümetin KCK operasyonlarıyla kentlere doğru yayılma olarak da kodlanabilecek bu mekansal değişimi kontrol altına almak istediği anlaşılıyor.
Son günlerde olan bitene bakınca galiba şunu söylemek mümkün: Hükümet bir yandan Kürt meselesini bölgesine sıkıştırmaya çalışıyor. Öte yandan toplumsal psikolojide de Kürt meselesinin siyasi aktörlerini kah operasyonlarla kah söylemlerle baskı altında tutmaya çalışıyor.
Hükümetin bu politikalarına karşı daha etkili siyasi manevra üretemeyen Kürt siyaseti, biraz da çaresizlikle, ölüm oruçlarına başladı.
Fuat Keyman’ın 27 Ekim tarihli Milliyet gazetesindeki yazısında altını çizdiği gibi “ölüm orucu, çok etkili bir eylemi ve çok etkili bir siyasallaşmayı ortaya çıkartır. Kişinin kendi bedenini yok etme kararı ne başka kişilere ne de çevresine hiç bir zarar vermeden, sadece kendisine zarar veren bir süreci başlattığı için, ortaya konan taleplerden çok daha önemli olarak, siyasal olma ile vicdani olma arasındaki sınırı muğlaklaştırır.”
İşte Başbakan’ın söylemleri de tam o muğlaklaşan sınırı tekrar kalınlaştırmak amaçlı. Söylemler çoğu zaman BDP’yi ve PKK’yı şeytanlaştırmak, BDP’yi ve çoğu zaman seçmenlerini de suçlu ilan etmek şeklinde sürüyordu. Son iki aydır bu söylemlere dokunulmazlıkları kaldırmak tehdidi de eklenmişti.
Şimdi “idamı gerekirse geri getirmek” söylemi doğrudan şantaja dönüştü.
Bu söylemlerle amaçlanan ölüm oruçlarına karşı harekete geçmesi olası vicdanları, tekrar siyasi ve toplumsal kutuplaşma psikolojisinde tutmak.
Sonuçta olası ölümler üzerine yeni bir siyasi mücadele sürüyor.
Hükümet bu politikalarla gerçekten Kürt meselesini bir süre daha gerek coğrafi mekanlarda gerek zihinlerde bir alana sıkıştırma yolunda geçici başarı kazanılabilir. Türklerin gözünde tüm BDP siyasetini ve oy veren Kürtleri şeytanlaştırmayı başarabilir.
Ama gözden kaçan şey, bu politikalarla Kürt meselesinin çözülemeyeceğidir. Hatta Kürt meselesi daha da çözümsüz hale gelmektedir. Üretilen, gaza getirilen bu toplumsal psikoloji yarın yeni “biz olma ütopyasının” önünde en büyük engel haline dönüşecektir.
Yazarlar
-
Taha AkyolYangın ve su 30.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİyi yönetimi hak ediyor muyuz 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKSuriye’de tarihi bir uzlaşmanın imkanları: Mutabakatın özüne ve şeklinde dair 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojava, Şam ve çözüm süreci arasında optimal bir nokta bulunabilir mi? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEHey gidi hukuk 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanBakın servet transferi nasıl yapılıyor? Bir tekil örnek… 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEski Türkiye’den Bir Sokak ve Bir Apartman 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuk ve Savaş 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKendiliğin kazanılması ölçüm sorunlarına yolaçıyor 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAynı dili konuşup neden anlaşamıyoruz? 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunVazgeçmeyeceğiz! 25.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
5.05.2025