Bekir AĞIRDIR
Verilerden bilgi üretirken ve bilimsel tezleri, modelleri, şablonları geliştirirken soyutlamalar yapıyoruz. Deneylerin, araştırmaların, gözlemlerin sonuçlarının içindeki yaygın, etkin belirtilere, rakamlara, bulgulara bakıyoruz genel olarak. O ana akım, örüntü üzerinden düşünmeye başlıyoruz. Geliştirdiğimiz bilgi, model, şablon da o ana belirtiyi, eğilimi açıklamaya dönük oluyor
Ana akımı, eğilimi açıklamaya çalışırken bunun dışında kalan görece ana akıma göre daha az gözlenen durum bu açıklamanın dışında kalıyor. Bilginin, modelin, şablonun, soyutlamanın dışında kalan daha az görülen, rastlanan bu gerçeklik soyutlamada yer almıyor ama yok olmuyor ki. Soyutlanan bilginin dışında kalmış o azınlıktaki durum orada, gerçekliğiyle duruyor.
Bu bilimsel modeller hayatı kategorilere, kompartımanlara, kümelere ayırıyor. Hayatı açıklamak için bunlara ihtiyaç da var.
Öte yanda her rastlanan durumu o soyutlanmış bilgi, modele uygunluğunu tartışıyoruz. Modele uymayan azınlıktaki gerçekliği ya yanlış ya da yanlış bulgu olarak geçiştiriyoruz.
Örneğin siyaset bilimi teorilerinden bir sol-sağ tanımı veya İslamcı, Atatürkçü tanımı var. O tanım üzerinden İslamcılar şöyle, muhafazakarlar böyle, Atatürkçüler şöyle davranır, söyler diyoruz. Tersi bulguyla karşılaşınca da şaşırıyoruz. Halbuki hayatın içinde bu var.
Sade birey teoriler, teorik bilgileri üzerinden değil, bildiği kadarıyla, kendine yakıştırdığı kadarıyla, kendi değerleri, kendi duyguları, kendi algılarıyla tercihlerde bulunuyor, anketlere cevap veriyor.
Sade bireyin derdi siyaset teorilerine uygun ve tutarlı davranmak değil, kendi hissiyatının ve talebini, derdini ifade etmek.
Toplumun kategorileri, kümeleri aslında bizim, kendimizin içinde
Araştırmalardan sonra bulguları açıklarken yüzde 50’si A, yüzde 30’su B, yüzde 20’si C dedi, diyoruz. Yukarıda değindiğim gibi hemen toplumu üç küme olarak algılıyor, kategorize ediyor ve etiketliyoruz.
Ferhat Kentel’in bu araştırmanın yorumunda söylediği gibi aslında bu üç küme aynı zamanda kendi içimizde, fikirlerimizde, kanaatlerimizde, algılarımızda üç farklılık da var demek.
Örneğin 10 soru karşısında, beşinde beklentilerimiz baskın olup daha hoşgörülü, beşinde korkularımızdan hareketle daha tutucu cevaplar verebiliyoruz. Gündelik hayatımızda da hemen her birey aynen böyle davranıyor.
Herhangi bir mesele karşısında her birimizin çok küçük farklarla bile olsa bir eksen üzerinde en tutuculuktan en özgürlükçülüğe, en otoriterlikten en demokratlığa pozisyon alışımız da bu yüzden.
Örneğin Kürt meselesinin demokrat yöntemlerle çözümünden yana olan bir büyük kitle içindeki her bir bireyin, anadil olarak Kürtçenin resmi dil olmasından yalnızca yerel hizmetlerde kullanılabilmesine, yerel yönetimin güçlendirilmesinden demokratik özerkliğe kadar bir dizi meselede bir dizi farklı duruşu var.
Dolayısıyla kendi içimizde bile var olan tutarsızlık da denilebilecek farklı tutumları, toplum üzerinden konuşmaya başlayınca suçlayıcı bir dil ve açıklama kullanmak doğru değil.
***
Yarın devam edecek..
Yazarlar
-
Taha AkyolYangın ve su 30.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİyi yönetimi hak ediyor muyuz 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEHey gidi hukuk 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojava, Şam ve çözüm süreci arasında optimal bir nokta bulunabilir mi? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKSuriye’de tarihi bir uzlaşmanın imkanları: Mutabakatın özüne ve şeklinde dair 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanBakın servet transferi nasıl yapılıyor? Bir tekil örnek… 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEski Türkiye’den Bir Sokak ve Bir Apartman 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuk ve Savaş 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKendiliğin kazanılması ölçüm sorunlarına yolaçıyor 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunVazgeçmeyeceğiz! 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAynı dili konuşup neden anlaşamıyoruz? 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMinder… 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluFurkan Karabay, Murat Çalık, Kavala, Atalay, Demirtaş ve diğerleri 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBir Baba Dostu: Altan Öymen 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYusuf Tekin hemen istifa etmeli ama LGS değil, YKS’den 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEMurat Çalık’tan halkın payına düşenler 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan, temel saflaşmanın eksenini 10 yıl sonra bir kez daha değiştirmeye çalışıyor: ‘Millîlik’ yer 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluDevlet, başta dürüst olmazsa sonra kimseyi inandıramaz 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
5.05.2025