Bekir AĞIRDIR
Ergenekon meselesini ağırlıklı olarak bir dava ve aktörleri üzerinden konuşuyoruz. Ergenekon davası ve etrafındaki tartışmalar aynı zamanda toplumda derinleşerek gelişmekte olan siyasal kutuplaşmanın en önemli göstergelerinden birisi. Elbette bu tartışma hem kutuplaşmanın dinamiklerinden hem de sonuçlarından birisi.
Önce KONDA barometrelerinden bulguları özetleyeyim. Toplumun yüzde 55’i Ergenekon davasını “çetelerle mücadele” olarak görürken, yüzde 45’i de bu dava aracılığıyla “hükümetin muhaliflerini cezalandırdığını” düşünüyor.
AK Parti seçmenlerinin yüzde 87’si davayı çetelerle mücadele olarak görürken, CHP seçmeninin yüzde 83’ü ve MHP seçmeninin yüzde 70’i davayı, muhaliflerin cezalandırılması olarak değerlendiriyor.
Benzer bir bulgu da toplumda “askerin gerektiğinde yönetime el koyabilmesi” fikrine tepkilerde gözleniyor. Toplumun yüzde 47’si bu fikre karşı çıkar, yüzde 14’ü nötr bir pozisyon alırken, yüzde 39’u da destekliyor.
O zaman soru şu: Neden bu dava etrafındaki tartışmalarda, neredeyse toplumu ortadan ikiye ayırmış görüntüsü veren farklı pozisyon alış var?
Bu görüntünün arkasında farklı toplumsal, kültürel ve siyasal kümelenmelerin farklı zihin haritaları, duyarlılıkları, korkuları, algıları ve beklentileri var. Ama bunlar kadar dava sürecinin ve davanın yürütülüş biçiminin de etkisi var. Bugün ortaya çıkan neredeyse eşit büyüklükte iki büyük toplumsal küme hâli de devletçi ve vesayetçi zihniyeti aşarak, demokratik toplum olabilmenin önündeki en önemli zihnî ve siyasal engel olarak görünüyor.
Devletçi ve vesayetçi bakış özü itibariyle “vatandaşa ve vatandaşın seçtiği sivil siyasetçilere güvensizlikten” besleniyor. Devletin ve toplumun bekasını, neyin doğru olduğunu, ne olması gerektiğini onlar biliyor. Bu zihniyet ve ürettiği vesayet yalnızca askerden ibaret değil. Askeri ve siviliyle bürokrasi kadar siyaset, medya, sermaye içinde de önemli büyüklüklerdeki destekçileriyle kendi başına bir ekosistemden söz ediyoruz. Özü itibariyle de darbeler tarihimiz topluma ve sade vatandaşa ayar verme, kendilerince devletin ve toplumun bekasının gereklerine göre belli bir strateji, politikalar, rol paylaşımı içinde ve aktörlerin hiyerarşisi içinde gerçekleştirilmiş darbelerle dolu.
Son yirmi yılın küresel ve iç dinamiklerinin yanı sıra gündelik hayatın değişen ritmi ve aktörleri ile beraber bu ekosistem de çatladı ve değişmeye başladı. Eskiden olduğu kadar politikalar ve yöntemler üzerinde aktörleri arasında bir mutabakat oluşamayınca da yeni hayatın ritmine uygun arayışlar gelişti. Aktörlerin arasından bazıları ise doğrudan kendi bildik usulleriyle darbe için ekosistemden ayrılarak kendi örgütlenmelerini kurdu, planlarını yaptı, hamlelere başladı.
Dolayısıyla bir yandan yargılanması gereken suç olan eylemler ve örgütlenmeler, bir yandan da mücadele edilmesi gereken zihniyeti konuşuyoruz.
Zihniyetle mücadele mahkeme salonlarından çıkamazdı, nitekim çıkamayacağını da bugün görüyoruz. Zihniyetle mücadele için siyaset ve toplumsal zeminde, hukuktan eğitime kadar birçok seviyede ve alanda yapılması gereken kurum ve kural değişikliklerine ihtiyaç var. Var olan eğitim sistemiyle oluşturulan devlet algısıyla mücadele kişiler üzerinden değil, eğitimin içeriğinde, yasaların arkasındaki vatandaşı denetlemeyi esas almış zihniyette değişikliklerle beraber yürütülürse zihnî dönüşüm sağlanabilir. Ya da siyaset demokratikleştirilerek, yönetim sistemi merkeziyetçilikten adem-i merkeziyetçiliğe dönüştürülerek ve bu dönüşümlerin kalıcı kurum ve kuralları üretilerek siyasetin, toplumun ve hayatın demokratikleşmesi sağlanabilir.
Bu nedenle eğer davalar doğrudan suçlulara yönelik olsaydı, parlamentoda şimdiki darbe ve benzeri komisyonlar işin başında kurulmuş olsa ve siyasi hesaplaşma da siyaset zeminine çekilmiş olsaydı bugün başka bir siyasi iklim konuşuyor olabilirdik. Hâlbuki davalar suç işleyenlerle zihniyet sahiplerini aynı torbaya doldurdu. Suç ve zihniyet ayrımı yapılamadığı için, suçlu olduğu için orada olanların yeni bir savunma hattı oluşturmasına imkân sağlanmış oldu. Doğrudan darbe planı yapmış ve bu çerçevede somut eyleme geçmiş, psikolojik harbe dâhil olmuş olanlar, davayı eleştirenlerin bile inkâr edemeyecekleri eylemlerini gündemden düşürüp, meseleyi bir siyasi kavgaya çevirme fırsatı bulmuş oldular.
Bu nedenle, dava nasıl biterse bitsin, hâlâ kurum ve kurallarıyla devletin demokratikleştirilmesi ve yeniden yapılandırılması gerçekleştirilemediği için, eğitimden hukuka arkadaki zihniyetin değişimi için gerekli değişiklikler yapılamadığı için, toplumun önüne bir siyasi vizyon olarak demokratikleşme sunulamadığı için, bu davalar yarın sabaha dair yeni bir uzlaşma ve umut fırsatı yaratamadığı gibi kutuplaşmanın aracı olmuş oldu.
Yazarlar
-
Taha AkyolYangın ve su 30.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİyi yönetimi hak ediyor muyuz 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKSuriye’de tarihi bir uzlaşmanın imkanları: Mutabakatın özüne ve şeklinde dair 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEHey gidi hukuk 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojava, Şam ve çözüm süreci arasında optimal bir nokta bulunabilir mi? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanBakın servet transferi nasıl yapılıyor? Bir tekil örnek… 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEski Türkiye’den Bir Sokak ve Bir Apartman 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunVazgeçmeyeceğiz! 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuk ve Savaş 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKendiliğin kazanılması ölçüm sorunlarına yolaçıyor 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAynı dili konuşup neden anlaşamıyoruz? 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMinder… 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluFurkan Karabay, Murat Çalık, Kavala, Atalay, Demirtaş ve diğerleri 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBir Baba Dostu: Altan Öymen 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYusuf Tekin hemen istifa etmeli ama LGS değil, YKS’den 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan, temel saflaşmanın eksenini 10 yıl sonra bir kez daha değiştirmeye çalışıyor: ‘Millîlik’ yer 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEMurat Çalık’tan halkın payına düşenler 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluDevlet, başta dürüst olmazsa sonra kimseyi inandıramaz 21.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
5.05.2025