Bekir AĞIRDIR
Yeni anayasa gerçekten devletin ve yönetim sisteminin yeniden yapılanmasını ve demokratikleşmesini sağlayacak mı? Yoksa kısmi değişiklikler ile sınırlı mı kalacak? Parlamenter sistemle devam edilecek mi yoksa başkanlık sistemine mi geçilecek?
Bu tartışmaları önümüzdeki birkaç ay içinde oldukça yoğun biçimde yapacağımız anlaşılıyor. Anayasanın kapsamı ve sistem ne olursa olsun mutlaka çözmemiz gereken en önemli meselelerden bir tanesi siyaseti demokratikleştirmek. Siyasetin demokratikleşmesi, çözüm sürecinin de yeni anayasanın da olmazsa olmazı bana göre.
Siyasetin demokratikleşmesi derken de elbette önemli boyutlarından bir tanesi seçim sistemi. Her ne kadar seçim sistemi denince ağırlıklı olarak seçim barajı konuşuyor olsak da seçim sisteminin baraj kadar önemli başka unsurları da var.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu’nun geçen hafta Taraf’ta yayımlanan Neşe Düzel röportajında söylediklerinden anlıyoruz ki seçim sistemi üzerine de kapsamlı bir hazırlık yapılıyor.
12 Eylül’ün seçim sistemi
12 Eylül darbesi ve anayasasıyla devlet ve sistem yeniden düzenlendi. Bu yenilenmiş düzenin en büyük müdahalelerinden birisi siyaset alanı oldu, seçim sisteminden siyasi partiler yasasına, dernekler, sendikalar yasalarından, toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasasına kadar.
Seçim sisteminin özü “temsilde adalete” göre değil “istikrara” göre tasarlandı. İstikrarı zihniyette değil matematik formüllerde aramanın sonucu olarak da yüzde on gibi yüksek bir barajuygulaması başlatıldı. Otuz yılın deneyiminden sonra bu sistemin üç temel sonucu oluştu.
Birincisi, hedeflenen istikrarın illaki böyle matematik formüllerden çıkmayacağı görüldü, 1991 ile 2002 arası koalisyonlar dönemi oldu. Kaldı ki istikrar matematik formüllerle mi sağlanmalıdır yoksa zihniyet değişikliği, iktidar olma anlayışının değişmesi ile mi, bu da ayrı tartışma konusu.
İkincisi, daha uzun vadede siyasette çoğulculuk yok oldu çünkü sistem çoğunlukçuluğu esas almıştı. Nitekim küçük partiler ve farklı fikirler siyaseten yok oldu. Biraz barajın etkisiyle biraz da AK Parti’nin siyaset tarzı nedeniyle en azından geleneksel sağ, merkez sağda geniş bir koalisyon AK Parti çatısında gerçekleşti. Bu bakımdan belki de hedeflenene ulaşılmış oldu.
Üçüncüsü, Kürt siyasetinin parlamentoya girmesinin engellenmesi hedeflenmişti, 2007 seçimlerine kadar bunda da başarılı olundu. Şimdi belki az kişi hatırlıyor ama 2007 seçimleri öncesinde önce Seyfettin Gürsel ve Ahmet İnsel geliştirdikleri modellemeyle bağımsız adaylarla seçime girilmesini önerdiler. Daha sonra da Kürt siyaseti, solun bir kesiminin de desteğiyle ve bağımsızlar yoluyla barajı geçersiz kılarak parlamentoya girmeye başladı.
Kısaca baştan hedeflenenlerin bir kısmı başarıldı bir kısmı ise seçim pratiği içinde anlamını yitirdi. Yine de seçim barajının ne olacağı siyasi temsilin en önemli belirleyicisi.
Temsilde adalet yok oldu
Son üç seçimin sonuçlarını özetlersek şöyle bir tablo ile karşılaşıyoruz: Her partinin seçmenden aldığı oy oranı, parlamentoda temsil edilen partilerin oy oranları toplamı içindeki o partinin payı ve milletvekili sayılarının yüzde dağılımını yan yana getirelim. Göreceksiniz ki bu üç oran farklı.
2002 Seçimlerinde AK Parti yüzde 34,3 ve CHP yüzde 19,4 oranında oy aldı. Diğerleri baraj nedeniyle Meclis dışında kalınca, Meclis’te temsil edilen oy toplamı yüzde 53,7’de kaldı. Yani seçmenin neredeyse yarıya yakını Meclis’te temsil edilmiyordu. Temsil edilen oylar toplamı içinde AK Parti yüzde 62,7 ve CHP yüzde 35,5 oranına geliyordu. Milletvekili dağılımına bakıldığında ise AK Parti Meclis’teki milletvekillerinin yüzde 66’sına CHP ise 32,4’üne sahipti. Kısaca AK Parti toplam oy veren seçmenin üçte birinin oyu ile milletvekillerinin üçte ikisine sahip olmuştu.
2007 Seçimlerinde hem MHP barajı aştı hem de DTP bağımsız adaylar yoluyla sisteme sızmayı başardı. AK Parti oy veren seçmenin yüzde 46,6’sının oyu ile, Meclis’te oyu temsil edilen seçmenlerin yüzde 53,6’sına ve milletvekillerinin yüzde 62’sine sahip oldu.
2011 Seçimleri Meclis’te temsil edilen seçmenin en yükseğe ulaştığı seçim oldu. Seçmenin yüzde 95,5’inin oy verdiği parti ve adaylar Meclis’te. AK Parti oy veren seçmenin yüzde 49,9’unun oyu ile Meclis’te oyu temsil edilen seçmenlerin yüzde 52,3’üne ve milletvekillerinin yüzde 59,3’üne sahip oldu.
Bu sistemin temsilde adaleti sağladığını savunmak mümkün değil. Şimdi barajı düşürme noktasına hemen tüm partiler gelmiş görünüyor. Ama oran ne olacak? Hangi orana göre olası sonuçlar ne olabilir? Barajın dışında seçim sisteminde olası değişiklikler neler olabilir? Bir dahaki yazıda devam edelim.
Yazarlar
-
Taha AkyolYangın ve su 30.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİyi yönetimi hak ediyor muyuz 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKSuriye’de tarihi bir uzlaşmanın imkanları: Mutabakatın özüne ve şeklinde dair 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEHey gidi hukuk 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojava, Şam ve çözüm süreci arasında optimal bir nokta bulunabilir mi? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEski Türkiye’den Bir Sokak ve Bir Apartman 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanBakın servet transferi nasıl yapılıyor? Bir tekil örnek… 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAynı dili konuşup neden anlaşamıyoruz? 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunVazgeçmeyeceğiz! 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKendiliğin kazanılması ölçüm sorunlarına yolaçıyor 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuk ve Savaş 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMinder… 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluFurkan Karabay, Murat Çalık, Kavala, Atalay, Demirtaş ve diğerleri 24.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
5.05.2025