Bekir AĞIRDIR
Herkes Gezi Parkı direnişinin siyasi sonuçlarını merak ediyor. Temel soru şu, Ak Parti’nin oy orana iner mi? Kaça iner?
Bu soru eminim sizin de merakınızı gıdıklıyor. O zaman ben size bir soru sorayım: Niçin başka bir partinin oyunun bu direniş sonrası kaça çıktığını merak etmiyoruz?
Hemen herkes aslında cevabı biliyor. O nedenle bu sürecin asıl etkisi bu türden siyasi sonuçlar üretmesi olmayacak. Sürecin asıl etkisi genel olarak siyaset zemininde, siyaset tarzında ve zihniyetlerde olacak bana kalırsa.
Geriden bir örnek, 68 gençlik hareketi. O hareketin başlatanları ve liderlerinin başarısı o yıl içinde ülkelerinde iktidar değiştirmeleri olmadı esas itibariyle. Ama batı dünyasının demokrasi anlayışını ve siyaset tarzına kalıcı etkileri oldu. O hareketin ürettiği enerji, temsili demokrasinin katılımcı demokrasiye dönüşmesinde, insan hakları kavramının hayatın vazgeçilmezleri arasına girişinde, ulus devletlerin demokratikleşmesinde kalıcı zihni değişimler yarattı.
Gezi Parkı direnişinin çekirdeğindeki gençler, kadınlar, insanlar ve başlangıç motivasyonu tam da böylesi zihni kırılmalar yaratacak.
Direniş öncesindeki siyasi kutuplaşmanın iki ucunun silahşorlarının on gündür karşılıklı provokasyon ve manipülasyon çabalarına bakmayın siz. “Doğru yapılanı”, “yanlış yapılanı” tartışalım ama “bilerek yanlış yapılanları” hayata havale edelim. Bilerek yanlış yapanlar meseleyi “ya diz çökmek ya da rest çekmek” noktasına getirmeye çalışıyorlar. Eğer bu ikileme teslim olursak bulunduğumuz noktadan çıkış olmayacağını da bilelim.
O nedenle Başbakan ve Gezi Parkı direnişçileri dahil herkes bir gece susmalı. Herkes bir gece kendisiyle, kendi yandaşlarıyla konuşmalı ve düşünmeli. Ve bir gece Başbakan dahil herkes empati yapmaya çalışmalı.
Önce birbirimizin duygularını anlayalım
Başbakan’ın kızı başı örtülü diye bu ülkede okula sokulmadı. Başörtülü binlerce kızı okullara sokmayanlar bununla da yetinmedi. Kızların, birilerinin manipülasyonuyla, siyasi komplolarıyla, hatta paralar alarak örtündüklerini savundular. O gecelerde Başbakan bir baba olarak neler hissetti acaba? Üstelik bu saçma sapan teorilere inananların bir kısmı bugün meydanlarda. Ve kendileri ve de çocukları aynen o günlerin dili ve argümanlarıyla suçlanıyorlar, o günlerin hayal kırıklığını ve öfkesini yaşayan bir baba olan Başbakan tarafından.
Başbakan’ın partisi 2007 ve 2011’de yüzde elliler dolayında oy aldı. O günlerde ve hala da Ak Parti’ye oy verenler “göbeğini kaşıyan adamlar”, “cahil köylüler”, “kömür torbalarına oy verenler” olarak suçlandılar. Ak Parti ve Başbakan başka ülkelerin komploları, seçime müdahaleleriyle iktidar olmakla suçlandı. Suçlayanların bir kısmı da bugün meydanlarda. O günlerde neleri başardığının görülmediğine inanan Başbakan’ın hayal kırıklığı ve öfkesi eminim hatırındadır. Hatta hala da bu suçlamalar sürdüğüne göre bu duyguları bugünde yaşıyordur. Şimdi aynı Başbakan, meydandakileri komploların oyuncağı olmakla suçluyor.
Başbakan da Ak Partililer de meydandakiler de bu garabeti bir gece olsun hatırlamalı. Bu hatırlama belki de empati ve giderek diyalog kurmayı sağlayacaktır.
Ne o günlerin baş örtülüleri ne bugünün Gezi Parkı direnişçileri ne de o günün ve bugünün seçmen kitleleri bunu hak ediyor.
Ne yapmalı?
Bu ülke son bir buçuk yılda bile çok önemli iki deneyim yaşadı. Birisi başarı hikayesi birisi başarısızlık.
Otuz beş yıldır süren ve kökleri daha derin olan Kürt meselesinde ilk kez bu Başbakan meselenin gerçek taraflarını sürece dahil ettiği için çözüm için umutluyuz. Gezi Parkı direnişi başlayana dek beş aydır toplumun beklentisi ve umutlanışı gün be gün artıyordu. Çatışmalar da tüm provokasyon ve manipülasyonlara karşın durmuştu. Gelinen bu nokta bile başarı hikayesinin ön şartının ne olduğunu söylüyor.
Bir de başarısızlık hikayemiz var. Anayasa Uzlaşma Komisyonu kuruldu, yeni anayasa süreci tanımlandı ve talepler toplandı. Ama bugün hala somut bir ilerleme sağlayabilmiş gibi görünmüyor ve hepimiz yeni anayasadan umutsuzuz. Çünkü hiçbir parti toplanan o talepleri değerlendirip kendi pozisyonlarını o taleplere göre düzenlemedi. Her bir partinin başlangıçtaki ezberi, kırmızı çizgileri neyse halen de o. Halkın ve sivil toplum örgütlerinin neyi talep ettiklerini anlamaya çalışsalar ve kendi pozisyonlarını ayarlasalardı yeni anayasada uzlaşma alanı daha genişti halbuki.
Hala içinde yaşadığımız bu iki hikaye bile ne yapılması gerektiğini herkese göstermiyor mu?
Yazarlar
-
Taha AkyolYangın ve su 30.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİyi yönetimi hak ediyor muyuz 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEHey gidi hukuk 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKSuriye’de tarihi bir uzlaşmanın imkanları: Mutabakatın özüne ve şeklinde dair 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojava, Şam ve çözüm süreci arasında optimal bir nokta bulunabilir mi? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEski Türkiye’den Bir Sokak ve Bir Apartman 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanBakın servet transferi nasıl yapılıyor? Bir tekil örnek… 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuk ve Savaş 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKendiliğin kazanılması ölçüm sorunlarına yolaçıyor 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunVazgeçmeyeceğiz! 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAynı dili konuşup neden anlaşamıyoruz? 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMinder… 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluFurkan Karabay, Murat Çalık, Kavala, Atalay, Demirtaş ve diğerleri 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBir Baba Dostu: Altan Öymen 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYusuf Tekin hemen istifa etmeli ama LGS değil, YKS’den 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluDevlet, başta dürüst olmazsa sonra kimseyi inandıramaz 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEMurat Çalık’tan halkın payına düşenler 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan, temel saflaşmanın eksenini 10 yıl sonra bir kez daha değiştirmeye çalışıyor: ‘Millîlik’ yer 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
5.05.2025