Bekir AĞIRDIR
“Yok eğer bu iki kimliğin (dini inanışı seccadeyle, sol fikriyatı ve özgürlükleri yatakla sınırlayanlar) devlete hakim olma ve devlet aygıtıyla diğerini yok etme kavgası ise siyaset denen şey, toplumun geri kalan yüzde sekseni bu yok edici kavgaya müdahalenin yolunu bulacaktır.”
Son yazımın bu son paragrafı üzerine bir dostum sordu: “Toplum nasıl müdahale edecek?”
Biliyorum, güncel siyasetin cevabı en şehvetli ve en merak edilen sorusu Gezi sonrası Ak Parti oy oranı. Seçmen Gezi’ye dair değerlendirmeyi, olay, olayın yönetimi gibi boyutlara bakarak değerlendirir. Bu değerlendirme sonunda varacağı kanaat, başarı-başarısızlık, doğru-yanlış gibi bir kanaat olur. Eğer bir partiye dair olumsuz kanaatlerden olumlu kanaatten fazla olmaya başladığı zaman oy tercihi değişikliği söz konusu olabilir. Oy verme tercihi ise tek başına bir olay ve o olaya dair kanaatten ibaret değildir hiçbir zaman. Daha da önemlisi oy tercihi bir partiye dair kanaatlerden değil, tüm partilerin dahil olduğu seçeneklerden birisini seçmeyle ilgilidir. Ve bir parti tercihinde bulunmak, özellikle de bizim ülkemizde daha karmaşık süreçlerden, bilinçli muhakemelerden ve bilinçaltı dürtü ve güdülerden hareketle daha karmaşık bir sürecin sonucudur çoğu zaman.
Dolayısıyla Gezi’yi hükümetin başarısızlığı olarak görenlerin bir kısmının hoşnutsuzluğu ya da kızgınlığı artacaktır ama böyle düşünenlerin ne kadarının oy tercihini değiştireceğini şu aşamada, daha seçimlere de uzun bir zaman varken, kesin olarak söyleyemeyiz.
Ama şunu söylemek daha doğru olacaktır. Toplumun ağrı eşiği, duyarlılık eşiği son bir buçuk, iki yıldır düşmüştür. Kürt meselesi, yapılamayan yeni anayasa, Suriye meselesi, her protesto hareketine karşı kullanılan polis şiddeti ve diğer bir dizi siyaset eliyle henüz çözüme kavuşturulamamış siyasal ve toplumsal sorunların etki dozu artmaktadır. Toplumun bu sorunlara karşı duyarlılığı ve hoşnutsuzluğu da artmaktadır.
Toplumun siyasi konulardaki davranış ve tercih kodlarına dair iki önemli karakteristikten söz edebiliriz bana kalırsa.
Birincisi bu toprakların insanlarının belirsizlikle mücadele ya da belirsizlik içinde yaşama güdüleri ve becerileri son derece yüksek. KONDA Barometresi araştırmalarından bir tanesinin teması olan “belirsizlikten kaçınma” araştırmasının sonucu da bu tespiti doğrulamaktadır.
Belirsizlikten kaçınmak demek insanların düzen, tutarlılık, yapı, prosedürler ve günlük hayatlarında bu konuları kapsayan alışkanlıklar, kurallar, kanunlar elde etme çabasıdır. Bireysel hayatta belirsizliğe karşı tahammülsüzlük arttıkça, kurallar da artar. Toplumsal hayatta ise belirsizlikten kaçınmanın en önemli mekanizmaları hukuk ve dini inançlardır.
Halbuki bizde hukukun üstünlüğüne inanç zayıf, çünkü toplum hukuku hayatını düzenleyen kurallar olarak değil devletin kendisini denetlediği kurallar ve mekanizmalar olarak algılıyor.
Bu durumda da toplumun belirsizlikle yaşamaya alışmak dışında elinde seçeneği kalmıyor. Ve bu toplumun belirsizlikle yaşama becerisi son derece yüksek. Düşünün bu ülke neredeyse 40 yıl olağanüstü enflasyon koşullarında yaşadı. Geliri ve ücreti bir yıl boyunca sabit kalırken, ekmeğin fiyatından dolmuş ücretine her bir giderin her ay en az yüzde 10 mertebesinde değiştiği koşullarda yaşadık hepimiz. 40 Yıllık bu olağanüstü sürecin her birimize ve tüm topluma öğrettiği ve kattığı melekeleri unuttuk belki.
Bu söylediklerim toplum her şeye razı olur anlamına gelmiyor. Bu noktada da yukarıda sözünü ettiğim iki karakteristiğin ikincisi ortaya çıkıyor. Belirsizlikle geçen aynı yıllar boyunca toplum elindeki en etkili silah olan oyunu neredeyse ıskasız kullanıyor. 1987 Seçimlerinden itibaren toplumun oy tercihleri nasıl oluşmuş aşağıdaki tabloda görebilirsiniz. Dikkatinizi çekmiştir, her seçimin birincisi partisi farklı. Ve bazı partiler yakın geçmişte zaferi de yok oluşu da yaşamışlar.
Genel Seçimler oy dağılımı (%) |
|||||||||
Seçim Yılı |
DYP |
ANAP |
RP / FP / SP |
DSP |
SHP |
CHP |
MHP |
AkParti |
Diğer |
1987 |
19,1 |
36,3 |
7,2 |
8,5 |
24,7 |
4,1 |
|||
1991 |
26,6 |
24,0 |
16,9 |
10,9 |
20,7 |
0,8 |
|||
1995 |
19,2 |
19,7 |
21,4 |
14,6 |
10,7 |
8,2 |
6,3 |
||
1999 |
13,2 |
12,0 |
15,4 |
22,2 |
8,7 |
18,0 |
10,5 |
||
2002 |
9,5 |
5,1 |
2,5 |
1,2 |
19,4 |
8,4 |
34,3 |
19,6 |
|
2007 |
2,3 |
20,9 |
14,3 |
46,6 |
16,0 |
||||
2011 |
1,3 |
26,0 |
13,0 |
49,8 |
10,1 |
Bugüne de bağlamak açısından, şimdi o yıllardaki partileri, kadroları, vizyonları, adayları da anımsayarak yukarıdaki tabloya bir daha dikkatlice bakın lütfen. Hangi seçimde, toplumun yanlış karar verdiğini söyleyebilirsiniz? Hangi seçimde, hangi parti toplumun önüne sağlıklı bir vizyon ve ütopya koymuştu da toplum inanmadı, seçmedi? Hangi partinin, hangi adayları o gün seçilmeyi başaranlardan daha nitelikliydi de toplum fark etmedi? Hangi partinin, hangi seçim beyannamesi bugün yeniden tartışılmayı hak ediyor? Bugün seçmen eliyle yok olmuş hangi partinin eksikliğini hissediyorsunuz?
2011 Seçimlerinden beri toplum siyasal ve toplumsal sorunların çözümünü bekliyor. O nedenle seçimlerde yeni anayasa vaadine oy verdi. Şimdi eski alışkanlığı, belirsizlikle yaşama becerisini öne çıkararak sessizliğini koruyor. Seçim gününe dek iktidar da muhalefet partileri de bu süreci nasıl değerlendirecek? Toplumun ve hayatın ihtiyaç ve taleplerini hangisi yeniden okumaya çalışacak, yeni vizyon ve iddia geliştirecek göreceğiz. Ve bu yeni okumalara (ya da okuyamamalara) seçmenin de tepkisi yakın zamanda ortaya çıkacak.
Yazarlar
-
Taha AkyolYangın ve su 30.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİyi yönetimi hak ediyor muyuz 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKSuriye’de tarihi bir uzlaşmanın imkanları: Mutabakatın özüne ve şeklinde dair 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEHey gidi hukuk 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojava, Şam ve çözüm süreci arasında optimal bir nokta bulunabilir mi? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEski Türkiye’den Bir Sokak ve Bir Apartman 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanBakın servet transferi nasıl yapılıyor? Bir tekil örnek… 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKendiliğin kazanılması ölçüm sorunlarına yolaçıyor 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunVazgeçmeyeceğiz! 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuk ve Savaş 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAynı dili konuşup neden anlaşamıyoruz? 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMinder… 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluFurkan Karabay, Murat Çalık, Kavala, Atalay, Demirtaş ve diğerleri 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYusuf Tekin hemen istifa etmeli ama LGS değil, YKS’den 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBir Baba Dostu: Altan Öymen 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEMurat Çalık’tan halkın payına düşenler 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan, temel saflaşmanın eksenini 10 yıl sonra bir kez daha değiştirmeye çalışıyor: ‘Millîlik’ yer 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluDevlet, başta dürüst olmazsa sonra kimseyi inandıramaz 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
5.05.2025