Bekir AĞIRDIR
Var olan sistem bir yandan baraj gibi siyasi sonuçları öte yandan göçle beraber değişen demografik yapı gibi teknik nedenlerle artık sürdürülemez. Bu sistem “yönetimde istikrarı” sağlıyor ama temsil adaletini sağlamıyor.
Başbakan ikinci önerisi bu sistemi tümüyle değiştiren dar bölge sistemine geçmek. Yani 550 milletvekilliğinin her birisi için bir seçim çevresi tanımlamak. Bizim seçim çevresi tanımımız il tanımına ve sınırlarına bağlı. Yalnızca seçmen sayısının en yoğun olduğu beş ilde alt tanımlamalarla İstanbul üç, Ankara ve İzmir ikişer seçim çevresine bölünmüş durumda.
Dar bölgeye geçilirse yaklaşık 53-54 milyon seçmen, kabaca her biri 100 bin seçmenlik seçim çevrelerine ayrılacak ve her bir çevreden bir milletvekili seçilecek.
Dar bölge ne demek?
Önce teknik soruna bakalım, seçim çevreleri nasıl tanımlanacak? Şunu anımsatmakta yarar var, bizdeki yönetim bölümleri ve dolayısıyla il/ilçe/mahalle tanımları ve devletin-yönetimin tüm örgütlenmesi coğrafi sınırlara bağlı. Dolayısıyla Karadeniz’den bir il veya ilçe ile Orta Anadolu’dan bir il veya ilçe aynı seçim çevresine dahil olacak değil. Birbiriyle sınırı olan il ve ilçelerden yeni seçim çevreleri tanımlanacak. En fazla siyasi cambazlıklara konu olabilecek şey “çizgiyi kuzeyden güneye mi doğudan batıya mı çekmek lehimize olacak” ya da birleştirmeleri “soldaki ile mi sağda ki ile mi yapalım” türünden kurnazlıklar olabilir.
İkinci bir mesele var ve bu daha önemli. Seçim sistemi ile yönetim sistemi ayrı düşünülemez. Nitekim şimdi ki dar böle önerisi de Ak Parti’nin başkanlık önerisi ile beraber geliştirilen bir öneri aslında.
Seçim sistemi seçim çevresi tanımına dayalı. Bizim var olan yönetim sistemimiz ise mahalle-köy / belde / ilçe / il tanımına dayalı. Ve bu sistem şu anda etkin, demokratik ve katılımcı değil. 300 Nüfuslu köy ve mahalle ile 80 bin nüfuslu bir İstanbul mahallesi aynı idari tanıma ve benzer muhtarlık/ihtiyar heyeti seçiyor. Bu yönetim sisteminin mahalleden başlayarak hem bölünmeleri hem de yönetimi bugünün hayatına uygun değil.
Nitekim Kürt meselesindeki bölge tartışmaları da aynı yanlış yüzünden ilerleyemiyor. Bölge tanımını nasıl yapacağız? Neye göre bölgeleri tanımlayacağız?
O nedenle yönetim sistemini mahalleden başlayarak bölgeye kadar hem sınırlarını hem de yönetimini yeniden yapılandırmamız gerekiyor. Kısaca “yerinden demokratik yönetim” düzenine geçmemiz, merkeziyetçilikten kurtulmamız gerekiyor. Bu yapılmadan yalnızca seçim çevresine veya başkanlığa odaklı hiçbir tartışma ve öneri sonucu alıcı olamaz.
Dar bölgenin matematiğinde ise şöyle bir olasılık var. Varsayalım ki yüz bin seçmenin oyu bir parti 25,003 oy aldı, diğer üç parti de 24,999’ar oy aldı, birinci partinin adayı seçilecek. Bu türden tuhaf sonuçlara gebe olması nedeniyle dar bölge sisteminin iki turlu olması gerekir. Yani ilk turda en çok oy alan iki aday için ikinci tur yapılacak. Yani her seçmen ilk turda kendi ideal tercihine, ikinci turda ikinci tercihine oy vermiş olacak.
Dar bölgenin üreteceği siyasi sorun
Siyasi bakımdan ise dar bölge sisteminin seçmenin doğrudan adayla ve seçtiğiyle temas ve ilişki sağlayabilmesi, pratik yararları gibi nedenlerle bize de uygun olduğu söyleniyor.
Benim tezim ise tam tersi. Ülkenin var olan veri siyasi durumu itibariyle ihtiyacımız tam temsiliyettir. Ülkenin bir çok katmanda ve birçok eksende farklılıkları var. Üstelik bu farklı kümelenmelerin farklı değer setleri var. Yerleşik siyaset zemini ve siyaset tarzı ise “benim değer setim en doğrusu, sen buna uy” mantığında yürüyor. Bugünkü gerilim de özü itibariyle bundan ibaret. Her siyaset kendi değer setini ötekilere kabul ettirmeye ve dayatmaya çalışıyor.
Temel meselemiz ise tüm bu farklılıkların bir arada yaşayabileceği ortak yaşamın ortak kurallarını yeniden tanımlayabilmektir. Birbirimize kendimizin tercihlerini dayatmaya değil yeniden “biz” olabilmeye ve yeni bir mutabakat üretmeye ihtiyacımız var. Bu süreç çoğunluk ya da güç üzerinden değil tüm farklılıkların sürece dahil olmasıyla başarıya ulaşabilir.
O nedenle bugünkü sorunlu siyasi parti örgütlenmeleri ve alışılmış siyaset tarzlarından bakarak yararlı olacağı varsayılan dar bölge sistemi çok daha büyük toplumsal ve siyasal sorunlar çıkaracaktır.
Yazarlar
-
Taha AkyolYangın ve su 30.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİyi yönetimi hak ediyor muyuz 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKSuriye’de tarihi bir uzlaşmanın imkanları: Mutabakatın özüne ve şeklinde dair 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEHey gidi hukuk 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojava, Şam ve çözüm süreci arasında optimal bir nokta bulunabilir mi? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEski Türkiye’den Bir Sokak ve Bir Apartman 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanBakın servet transferi nasıl yapılıyor? Bir tekil örnek… 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKendiliğin kazanılması ölçüm sorunlarına yolaçıyor 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAynı dili konuşup neden anlaşamıyoruz? 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunVazgeçmeyeceğiz! 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuk ve Savaş 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluFurkan Karabay, Murat Çalık, Kavala, Atalay, Demirtaş ve diğerleri 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMinder… 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBir Baba Dostu: Altan Öymen 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
5.05.2025