Bekir AĞIRDIR
Cumhurbaşkanı'nın konuşmasının kodları
3.10.2014
2000
Meclis’in çalışma yılı açılışındaki Cumhurbaşkanı’nın konuşması dikkatle incelendiğinde Cumhurbaşkanının, hükümetin ve Ak Parti’nin ideolojik tercihlerinin yeni döneme dair temel parametreleri ortaya çıkıyor.
- Konuşma dikkatlice kurgulanmıştı her şeyden önce. Konuşmanın genel havasının gösterdiği şey hükümete ve Ak Parti’ye bir ideolojik çerçeve sunmasıydı.
- Konuşma aynı zamanda nasıl bir Cumhurbaşkanlığı yapılacağının da temel ipuçlarını sunuyordu. Doğrudan hükümet icraatları ve ekonomik projeler üzerindeki vurgu, Cumhurbaşkanının partilerden ve hükümetten bağımsız ya da organik ilişkisi olmaz ilkesinin tersine, beklendiği gibi doğrudan icranın ve hatta partinin içinde bir Cumhurbaşkanlığı ima ediyordu.
- Seçimlere ve sivil siyasete vurgu vardı. Vatandaşın tercihine ve seçimlere saygı vurgusu doğruydu elbette. Öte yandan başta HDP olmak üzere muhalefete hitaplarda ise sivil siyasete yalnızca çoğunlukçu bir anlayıştan yaklaşıldığı, Gezi gibi atıflardan anlaşılan da siyasal ve toplumsal muhalefetin her alanının komplo ve darbecilik algılarıyla değerlendirilmeye devam edildiği görülüyordu.
- Dünyada da bizde de tartışılan güvenlik mi özgürlük mü sorusunda ya da ikileminde güvenlikten yana tercih vurgulandı. Özgürlük alanlarını genişleterek, çoğaltarak mı güvenliğimiz artar yoksa güvenlik tedbirleri ve kısıtları artırılarak mı özgürlükler korunur sorusuna Cumhurbaşkanı’nın cevabı güvenlikten yanaydı.
- Güvenlik vurgusu da Cumhurbaşkanı’nın ve Ak Parti’nin “güçlü devlet” idealinin bir yansıması olarak bir kez daha ortaya çıkıyordu. Böyle bir konuşmada bile savunma sanayindeki gelişmelerin altının çizilmesi “güçlü devlet” olmanın alt unsuru olarak da görülmesindendi. Güçlü devletin diğer unsurları dünyada da etkin olmak, insani yardımlar ve tüm dünyada Türk kültürünün ürünlerine ve coğrafyalarına sahip çıkış olarak vurgulanıyordu. Yine güçlü devlet tanımı “risklerle baş edebilen” ve meselelerde etkin olan devlet olarak tanımlandı. Konuşmanın hiçbir yerinde “demokratik devlet” sözü veya vaadi yoktu.
- Çözüm sürecine kararlılıkla sahip çıkış önemliydi. İsmi ve siyasi kimliğinden bağımsız olarak, kendisi Kürt meselesinin öznesi ve nedeni olan devletin, şimdi bizzat Cumhurbaşkanı’nın ağzından çözüm sürecinde kararlılık vurgusunun siyasi ve psikolojik önemini yadsımak mümkün değil.
- “Kutuplaşma diye bahsedilenin çoğulculaşma olduğu” söylendi. Bu tespite katılabilmek mümkün değil, çünkü tanım ve tespit sorunluydu. Ama aynı zamanda Cumhurbaşkanının ve Ak Parti’nin kutuplaştırma ve kimlik siyasetine sıkışmışlığı aşma niyetinin de olmadığı anlaşılıyor.
- “Paralel yapı ile mücadele” paragrafında vesayet tanımının kapsamının askerden daha geniş olarak bürokratik vesayet şeklinde genişletilmiş olması önemliydi ki bu eleştiri uzun yıllardır Ak Parti’ye yapılmıştı.
- Yeni anayasa vurgusu elbette en önemli paragraflardan birisiydi. Ki muhtemelen bu yıl boyunca da yeni anayasa tartışmaları siyasi hayatımızda önemli yer tutacak.
- Konuşmada ekonomi yine kalkınma ve büyük projeler üzerinden bahse konu edildi. Son altı aydaki Soma ya da Torunlar inşaatındaki faciaların ürettiği iş güvenliği sorunu da yoktu, gelir dağılımında adalet, çevre, iklim değişikliği ve kuraklık, sürdürülebilirlik gibi kalkınmanın içeriği ve niteliğine dair konular da yoktu. Ama büyük, çılgın projeler üzerindeki kararlılık konuşmada bir kez daha vurgulandı. Bu da Cumhurbaşkanı’nın ve Ak Parti’nin ideolojisindeki “güçlü devlet”ten sonra ikinci temel parametreye “kalkınmış, büyük ekonomi”ye vurguydu. Güçlü devletin demokratik olup olmadığı bahse konu olmadığı gibi büyük ekonominin adil gelir dağılımı, çevreye duyarlı, iklim değişikliği sorunlarını dikkate alan, tekelciliğe izin vermeyen, sürdürülebilir ekonomi olup olmadığı da bahse konu değildi.
- Orta Doğu ve IŞİD meselesinde yine terör örgütleriyle mücadele, Esat vurguları vardı ama petrol ve enerji güvenliği meselesi yoktu. Karmaşıklığın ve belirsizliğin esas olduğu küresel dinamikleri genel bir değerlendirmenin ipuçları ya da Avrupa Birliği süreci, NATO ile ilişkiler yoktu ama “uluslar arası koalisyona katılma” kararını esas alan tezkereye destek talebi vardı.
- Konuşmanın son bölümünde yine “kucaklaşma” vaadi vardı, “korkutma siyasetine son” diyerek MHP’ye, “çatışmacı siyasete son” diyerek CHP’ye “yapıcı muhalefet” çağrısı vardı. Ama Ak Parti’ye de siyasetin “müzakere-ikna-uzlaşma” süreçleri olduğunu hatırlatma yoktu.
Yazarlar
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2025
1.09.2025
25.08.2025
18.08.2025
11.08.2025
4.08.2025
28.07.2025
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025