Bekir AĞIRDIR
Ak Parti sürekli aynı şeyi yapıyor. İkili bir dil kullanılıyor. Söylenenlerin, tartışılanların iki anlamı var. Söylenen bazen içeriğe dair bazen de biçime, siyasete dair. Bazen de meşru bir gerekçeden yola çıkarak başlatılan tartışmaya “yüz yıllık parantezin kapatılması” hedefi giydiriliyor.
Osmanlıca tartışması da böylesi çift dille yürütülüyor. Osmanlıca dersi mi konuşuyoruz, yoksa seçime yönelik gerilim siyasetini mi? Bir yandan Osmanlıca eğitiminin masum ve haklı görünen gerekçeleri söyleniyor, öte yandan “isteseniz de istemeseniz de yaparız” deniyor ya da “Türkiye yüz yıl sonra başladığı mücadeleyi kaybetmiş olacaktır” yazılıyor.
Değişmeyen bir taktik var. Her hafta medyada yeniden, yeniden yandaş ve karşıt sayımı yapılıyor. Her hafta yeni bir başlık altında Ak Parti yandaşı ve karşıtı yazarların, yorumcuların pozisyonlarını bir kez daha ilan etmeleri sağlanıyor. Saflar sıklaştırılırken, karşılıklı olarak yalnızlaşılıyor, ıssızlaşılıyor da bir yandan. Diğerlerinin ne düşündüklerini anlamanın, ilişki ve diyalog zeminlerini çoğaltmanın ve hatta yalnızca yan yana, yüz yüze durabilmenin bile yanlış olarak algılanacağı bir psikolojik iklim oluşturuluyor. Böylece de hiçbir mesele kendi dinamikleri, boyutları, niteliği içinde tartışılmadan sürekli bir kutuplaşma ve kimlik siyasetini güçlendirme taktiğine dönüşüyor.
Eğitim şurası kendi başına ciddiyetle ve kapsamlıca tartışılmayı hak ediyor. Gündeme yalnızca turizm meslek liselerinde alkol servisi eğitiminin kaldırılması, zorunlu din dersinin birinci sınıflardan başlaması, Osmanlıca eğitimi önerileriyle gündeme gelen bir Şura’yı hak ettiğince tartışmayalım mı?
Şura kararları yalnızca öneridir, doğru. Bu önerilerden çok daha kapsamlı bir eğitim reformuna ihtiyacımız olduğu açık. Hangi uluslararası standartla karşılaştırırsanız karşılaştırın eğitim sisteminin kalitesi ve sonuçları ortada. Şura’da buna dair hiçbir tartışma ve öneri yapılmamışsa, fen bilimlerin de, matematik de, bilgisayar ve internet kullanma becerilerini, muhakeme yeteneğini kazandırmak, öğretmenlerin niteliklerini geliştirmek gibi hiçbir konuda tartışma ve öneri yoksa, içerik kadar niyet tartışması da kaçınılmaz olur.
Osmanlıca öğretilmelidir, isteyen de öğrenebilmelidir. Nitekim öğretiliyor da... Osmanlıca’nın zorunlu ders olduğu liseler ve fakülteler var. Öyleyken buralardaki eğitimin niteliği ve sonucu ortada. Hala okunamayan, hatta tasnif bile edilip edilmediği belli olmayan milyonlarca belgelik arşivlerin hali biliniyor. Dolayısıyla Osmanlıca eğitiminin niteliği üzerine yapılması gereken bir dolu iş var. Osmanlıca eğitecek insanların yetiştirilmesi de dahil. Osmanlıca’dan daha geniş perspektifte baktığımızda tarih derslerinin değişmesi, tarih bilincinin geliştirilmesi, derslerin resmi tarih söyleminin dışına da çıkabilmesi gibi bir boyutu da var meselenin. Bu ülkede her siyasal kümenin farklı tarih anlayışı var. Kimilerinin tarihi 1923’ten, kimilerinin ki 1453’ten, kimilerinin ki de 1071!den başlıyor. Halbuki bu topraklarda beş bin yıllık tarihin yaşananları, savaşları, barışları da Osmanlıca dahil Kürtçe, Ermenice, Rumca tüm dilleri de bizim. Tarih eğitimini de dil eğitimini de tekçi devlet ideolojisiyle değil, toplumun çoğulculuğunu dikkate alarak tasarlarsak huzura ereceğimiz açık.
Mezar taşlarını, dedemizin fotoğraf arkası yazısını okuyamıyoruz, doğru. Öte yandan şu anda kendi dillerinden eğitim alamayan 7 milyon dolayında 18 yaş altı Kürt yurttaşımız var. Kürt komşumuza Kürtçe “günaydın” veya “merhaba” demeyi bilmiyoruz, öğrenme ve öğretme ihtiyacı da duymuyoruz. Şura’da bunları da tartışmıyoruz. Hatta çözüm süreci dediğimiz büyük hikayenin içinde bile doğru dürüst anadilinde eğitimi tartışmıyoruz.
Yapılacak şey eğitim reformunu, kültür devrimini doğru dürüst tartışabilmektir. Eğitimin, kültürün devletçi, tektipçi yaklaşımlarla neler başarabildiğini ya da nelere yol açabildiğini kendi tarihimizden de dünya tarihinden de birçok örneğiyle biliyoruz. Okullarda öğreteceğiniz şeyi çocuklar ister “hazır olda” dinlesinler, ister takkeleriyle dinlesinler, ister Osmanlıca öğretin, ister tarih öğretin, içerik tektiplilik ise, amaç bu günün devlet anlayışının “makbul vatandaşını” üretmek ise başarılı olma şansınız yoktur.
Yazarlar
-
Taha AkyolYangın ve su 30.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİyi yönetimi hak ediyor muyuz 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEHey gidi hukuk 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKSuriye’de tarihi bir uzlaşmanın imkanları: Mutabakatın özüne ve şeklinde dair 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojava, Şam ve çözüm süreci arasında optimal bir nokta bulunabilir mi? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEski Türkiye’den Bir Sokak ve Bir Apartman 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanBakın servet transferi nasıl yapılıyor? Bir tekil örnek… 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuk ve Savaş 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKendiliğin kazanılması ölçüm sorunlarına yolaçıyor 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunVazgeçmeyeceğiz! 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAynı dili konuşup neden anlaşamıyoruz? 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMinder… 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluFurkan Karabay, Murat Çalık, Kavala, Atalay, Demirtaş ve diğerleri 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBir Baba Dostu: Altan Öymen 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYusuf Tekin hemen istifa etmeli ama LGS değil, YKS’den 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluDevlet, başta dürüst olmazsa sonra kimseyi inandıramaz 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEMurat Çalık’tan halkın payına düşenler 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan, temel saflaşmanın eksenini 10 yıl sonra bir kez daha değiştirmeye çalışıyor: ‘Millîlik’ yer 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
5.05.2025