Bekir AĞIRDIR
Uludere tartışmalarıyla eşleştirilmesi, uluslararası komploya bağlanması gibi kasıtlı ve beyhude çabaları dışarıda bırakırsak kürtaj tartışmaları bir bakıma yararlı da oldu. Çünkü bu ülkede hayat tarzı farklılıklarını ve bu farklılıkların bir arada yaşamasının değer ve kurallarını tartışmamız gerekliliğini bir kez daha açığa çıkardı.
Her şeyi o denli siyasileşti ki sakinleşip her hangi bir meselenin sosyolojik ve antropolojik nedenlerini, nereye doğru evrileceğini konuşamadan ve yeni bir mutabakat zemini oluşamadan hemen her şey siyasi münazaraya dönüşüyor. Meselelerimiz çok boyutlu, çok aktörlü ve karmaşık. O nedenle hemen siyasete bağlamak ve durulan siyasi noktadan ezberlerimizle şehvetli tartışmalar kolayımıza geliyor.
Kürtaj tartışması da öyle! Bu tartışmanın tek bir boyutu yok. Siyasi, bilimsel ve ahlaki boyutları var.
Siyasi çünkü nüfus üzerinden siyaset üretmek ne yeni ne de bizim siyasetçilerin ürettiği bir şey. Avrupa sağı “Müslümanlar geliyor, çoğalıyor” diyerek, Türkler “Kürtler daha fazla çoğalıyor” diyerek, elitler, beyaz Türkler “cahiller, köylüler çoğalıyor” diyerek uzun zamandır korku siyaseti üretiyordu zaten. Başbakan’ın meseleyi Uludere tartışmaları içinden dillendirmesi şimdi bu korkunun görünür ve cüretkarlaşması gibi yeni bir safhası.
Bilimsel çünkü kadın sağlığı, kadın psikolojisi ve toplum psikolojisi gibi boyutları var ama bu boyuttan bilimsel söylemleri kargaşadan duyan yok.
Ahlaki boyutu var ama ahlakı yalnızca kadın ve cinselliğe hapsetmiş bir siyaset dünyasında meselenin toplumsal boyutu da fazla konuşulamıyor.
Kürtajı tartışalım ama bu topraklardaki kadim sorunların başında gelen akraba evliliklerini, bu kadar çok özürlü çocuk doğumunun nedenlerini de konuşalım. Ve asıl ensesti konuşalım.
Aslında tüm bu tartışmaların düğüm noktası kadın meselesi. Bu ülkedeki en temel, en belirleyici mesele olarak önümüzde duruyor.
Hayat tarzları araştırmasında kadının rolüne dair sorulan sorulardan bir tanesi kürtaj üzerine. “Kadınlar istiyorlarsa çocuk aldırabilirler, kürtaj yaptırabilirler” önermesine görüşülen kişilerin doğru mu yanlış mı şeklinde verdikleri cevapları aşağıdaki grafikte görüyorsunuz.
Toplumun yüzde 45’i “doğru”, yüzde 41’i “yanlış” ve yüzde 14’ü de “ne doğru ne yanlış” cevabı vermiş.
Grafikte farklı demografik ve toplumsal kümelenmelere göre kanaatlerdeki farklılaşmayı da görüyorsunuz.
Kadınlar erkeklerden daha fazla onay veriyor. Fakat yaş gruplarına göre belirgin bir farklılaşma görülmüyor. Buna karşılık farklılık kendisinin ve annesinin eğitim seviyelerinde net biçimde görülüyor. Eğitim seviyesi yükseldikçe kürtaja destek gözle görülür biçimde artıyor.
En yüksek destek CHP seçmeninde iken en düşük destek Ak Partri seçmeninde gözleniyor.
Hayat tarzlarına göre bakıldığında en yüksek destek modernlerdeyken, en düşük destek dindar muhafazakarlarda.
Sünnilere kıyasla Aleviler, Kürtlere kıyasla Türkler kürtaja daha yüksek oranda olur veriyor.
Başı açıklara göre önce başı kapalılar ama daha çok türbanlılar karşı çıkıyor. Dindarlık seviyesi yükseldikçe de kürtaja karşı çıkış artıyor.
Kırlar ve kentler paralel dururken metropollerde yaşayanlar daha fazla onay veriyor.
Tüm bunlar gösteriyor ki kürtajdan yana veya karşı olmak yalnızca dini referanslara bağlı değil. Dini referansın yanı sıra hayat tarzı, eğitim, gündelik yaşam pratikleri gibi bir çok faktöre bağlı olarak değişiyor. En dindar, sofu olarak adlandırılabilecek kesimde bile veya Ak Parti seçmeninde bile yüzde 30lar dolayında destek var.
Galiba yapılacak en doğru şey bir süre susmak ve bilim adamlarıyla kadınları dinlemek.
Çünkü böyle bir meselede vicdanıyla kadın arasına hiç kimse giremez, girmemeli…
Yazarlar
-
Taha AkyolYangın ve su 30.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİyi yönetimi hak ediyor muyuz 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKSuriye’de tarihi bir uzlaşmanın imkanları: Mutabakatın özüne ve şeklinde dair 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEHey gidi hukuk 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojava, Şam ve çözüm süreci arasında optimal bir nokta bulunabilir mi? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEski Türkiye’den Bir Sokak ve Bir Apartman 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanBakın servet transferi nasıl yapılıyor? Bir tekil örnek… 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKendiliğin kazanılması ölçüm sorunlarına yolaçıyor 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuk ve Savaş 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunVazgeçmeyeceğiz! 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAynı dili konuşup neden anlaşamıyoruz? 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluFurkan Karabay, Murat Çalık, Kavala, Atalay, Demirtaş ve diğerleri 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMinder… 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBir Baba Dostu: Altan Öymen 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYusuf Tekin hemen istifa etmeli ama LGS değil, YKS’den 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluDevlet, başta dürüst olmazsa sonra kimseyi inandıramaz 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEMurat Çalık’tan halkın payına düşenler 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan, temel saflaşmanın eksenini 10 yıl sonra bir kez daha değiştirmeye çalışıyor: ‘Millîlik’ yer 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
5.05.2025