Berrin Sönmez
“Söke söke alırlar” demişti ya Erdoğan, gülerek hem de. Siyasette anı yakalamanın önemi malum. Kimi anı yakalayarak yükselir. Kimi anı yanlış okuyarak düşüşe geçer. İşte Erdoğan’ın düşüşe geçtiği anlardan birisi o “söke söke alırlar” sözünü gülerek sarf ettiği zamandı. Sonradan çok pişman olmuş mudur bilemem ama o sözü duyduğum ilk andan itibaren “kaybedeceğinin farkında” olduğunu düşünüyorum. Benim ne düşündüğüm de o kadar önemli değil ama bildiğim seçmen aklı kaçırmaz bu anları. Geniş halk kesimleri derin, uzun analizleri değil bu kısacık cümleyi nakşeder zihnine. Hatırlayalım 2021 Haziranıydı. Köprüler, otoyollar, havaalanları, hastaneler için verilen dolar bazındaki garantiler üzerine muhalefet itiraz ediyordu. Kemal Kılıçdaroğlu ve pek çok CHP’li politikacının iktidar oldukları zaman bunu önleyeceklerine dair beyanları her yerdeydi. Ve Erdoğan iktidara gelemeyeceklerini söylemedi. Her zamanki tavrının tersine o tarihte bile iktidarı kaybedeceğini bildiği çağrışımını dinleyenlerin beynine kazıdığı şu ifadeleri kullandı: "Yatırımcıları tehdit ediyorlar. 'Geldiğimizde bilesiniz ki ödeme yapmayacağız, elinizden alacağız' diyorlar. Bankaları, projeye ilgi duyan ülkeleri tehdit ediyorlar. Söke söke bu paraları sizden tahkim yoluyla alırlar." 2023 seçimlerini kaybedeceğini bu sözlerle Erdoğan ilan etmiş oldu o anda.
2019 yerel seçimlerini de yine benzer şekilde “kazansalar da yönetemezler” dediği anda kaybetmişti nitekim. Her toplumda benzer tutum var mıdır bilemiyorum ama bizdeki propaganda sürecinde seçmen aklı, söylenenlerden söylenmeyeni çıkarmakta aşırı maharet gösteriyor. ‘Kazansalar da’ sözü seçmen zihnine “kazanacaklar” şeklinde yerleşip seçimin havasını etkiledi sanırım. İktidarda olanın kaybedeceğini düşündüğü imasını hissettiren her söz muhalefet hanesine başarı puanı olarak yazılıyor seçimlerde. Fakat tecrübeyle sabit olduğu üzere kaybedeceğini bilmek Erdoğan’ı durdurmuyor. Hem sadece kendisi değil kemik kitlesi de biliyor kaybedeceğini ve durumu tersine çevirmek amacıyla “seçim kazanmak için her yol mubah” anlayışıyla kampanya yürütülüyor. Cumhur İttifakı, AKP ve Erdoğan adeta “benden sonrası tufan” der gibi tüm kamu kaynaklarını tüketmekle meşguller. Ki yine birkaç yıl önce eski akıldanelerinden birisinin “kime bırakacaksınız?” sorusuna buldukları cevapları uygular gibiler. Önümüzdeki onlarca yılın kaynaklarını tüketircesine kamu malı seçim kampanyasına yatırılıyor. Kazansalar da yönetemezler sözünün arka planındaki Mahalli İdareler Kanunundaki değişiklikle büyük şehir belediyelerinin yetkilerini kısıtladıklarına dair özgüvenin benzeri yatıyor bu harcamalarda. Muhalefet kazandığında karşılaşacağı yıkımın büyüklüğü onları yönetemez hale getirme niyeti “söke söke alırlar” güveninin arkasında yatan. Emeğimizle, vergimizle oluşan milli geliri ve ülkenin tüm kaynaklarını bir seçim kampanyasında harcamaktan zerrece kaçınmadıkları görülüyor bu kampanya sürecinde. Bir kişinin, Erdoğan’ın iktidarı ve AKP üzerine kurulmuş parti devleti yönetim sistemini sürdürmek için harcanıyor ülke. Büyük bir kibir ve pervasızlıkla her türlü insani değer ve hukuki kuralın yok sayıldığı süreç, elbette en çok kendilerine hata yaptırıyor. Örneğin bile isteye seçtikleri 14 Mayıs ayaklarına dolanabilir kolaylıkla.
“Yeter! Söz milletin!” sloganıyla ünlü 1950 seçimleri de parti devletine karşı duruşla kazanılmıştı. Erdoğan 14 Mayıs'ı seçim tarihi olarak ilan ettiği ilk anda bu sloganı kullanacak oldu ama çabuk kendine geldi, vazgeçti. Peki ama Millet İttifakı niçin bu fırsattan faydalanmadı, anlamış değilim. Parti isimlerine takılmak yerine değiştirilmek istenen sistemin benzerliklerine odaklanarak düşünmek gerekirdi oysa. O zaman devleti temsil eden CHP olsa da bugün devleti temsil eden AKP ve değiştirilmek istenen düzenin yerine demokrasi isteniyor. Bugün CHP ve Millet ittifakı demokrasiyi savunan taraftalar. AKP ise tek adam rejimini savunan devlet partisi hükmünde. İttifaka verdikleri isimle de uyumlu çağrışımla “yeter, söz milletin” sloganı pekala kullanılabilir. AKP’nin geçirdiği dönüşümle adeta mutant parti haline geldiğini vurgulamanın faydası olurdu her halde. Neyse yine de AKP eriştiği pervasızlık seviyesiyle, seçmenin gerek Millet, gerekse Emek Özgürlük ittifaklarının kazanacağına inandıran bir performans sergilemeyi başarıyor.
Yirmi yılı aşkın iktidarın son seçimine girerken müstemleke valisi edasına bürünmesi tek başına yeter seçim kaybetmesine. Ama dedik ya müstemleke valisi edası hiçbir kaynağı sömürmekten kaçınmaz. Hatta halkı birbirine karşı kışkırtarak kendi varlığını sürdürmek en iyi bildiği iştir. Nitekim Binali Yıldırım’ın, -talimatla çalışmış olsa dahi- başbakanlık yapmış bir kişinin, Yozgat’ta halka hitap ederken muhalefeti “işgalciler” olarak tanıtması, gerçekten de bir sömürgeci anlayışını açığa vuruyordu. Aynı günlerde Süleyman Soylu’nun İçişleri Bakanı olarak nefret söylemini yükseltmesi, LGBTİ+lara yönelik yaşam hakkı ihlalini teşvik etmek anlamına geliyordu. Ancak bununla da yetinmeyip seçim sonrası iktidarın el değiştireceğini peşinen kabul ettiğini de açığa çıkaran şeklide 14 Mayıs'ı darbe olarak tanımlaması unutulacak gibi değil. İktidar şımarıklığının, pervasızlığın, haddi aşmanın zirvelerine tırmandılar resmen. Aklıma seçmenin Kenan Evren’e verdiği cevap geliyor. Dönemin muktediri, darbeci Cumhurbaşkanı Evren seçim öncesi apaçık şekilde Turgut Sunalp’i işaret etmiş ama sandıktan tam tersi bir tercih çıkmıştı. Şimdinin muktediri Erdoğan ve has adamları kendilerini işaret ediyorlar. Bakalım seçmen yine muktedirin baskı ve tehditlerine benzer cevap verir mi, tam olarak bilmiyoruz elbette. Ancak bu kadar tehdit ve şantaja muhtaç hissedenler eminin durumun farkında.
AFAD ve Kızılay’a yapılan bağışların akıbeti ortada. Bakan ve milletvekili adayı olanların seçim propagandası için kullandıkları araçlarda geziyor AFAD kolileri. Üstelik hiç de yardım iletmek amacıyla yapılmadığı açıkça belli olacak şekilde üzerleri vekil adayı ismiyle etiketlenerek AFAD depremzede yardımı olduğu gizlenmiş. Yüzyılın felaketi, AKP iktidarının ta kendisi imiş dedirtmeyi başarıyorlar. Ekonomik kriz yok diyen de var AKP’liler arasında Nebati bakan gibi koyun eti tavsiyesi veren de var. Sanki pahalı olan sadece dana eti sanırsınız. Neyse bitkisel beslenmeyi de önerebilirdi Nebati bakan ama ah o soğan yok mu o soğan, söyleyemedi sanırım.
Öyle görünüyor ki yandaş ötesi candaş medya da farkında gidişatın. Erdoğan’ın yüz ifadesinden ruhsal çözümleye girişen bir köşe yazısı döşenilmiş. Son günlerdeki donuk yüz ifadesi ve sabit bakışlarından “teslimiyet” okumuş bir arkadaş ve bir de yazmış ve bunu gazetesi de yayınlamış. Bana kalırsa yakında kaldırılır ve özürler havada uçuşur. Erdoğan’ı övmelere doyamayan bir yazı ama AKP tabanını seçimi kaybetmeye hazırlayan bir yanı var. Üstelik toplum nazarından bakıp Erdoğan’a da seçimi kaybedince ağır başlı, edebe, adaba, usule, demokrasiye uygun şekilde kenara çekilme tavsiyesi sunar gibi. Şeyh uçmaz, mürit uçurur misali yüceltmeler ama -belki farkında belki değil- çıkardığı yükseklikten de bırakıveriyor. Bilmez mi ki o şeyh uçmak değil konmak, konduğu koltukta kalmak ister, herkesin bildiği bu gerçekliği gözardı edişin de çözemediğim bir nedeni vardır belki. Çünkü seçim meydanlarında, televizyon ekranlarında, gazete manşetlerinde yer alan AKP ve Erdoğan söylemlerinin tam tersine bir muhayyel Erdoğan profili icat edilmiş yüz falı bakılarak.
Kimi bağlıları Erdoğan için gerçekten böyle düşünüyor olabilir ama Erdoğan’ın, kendisi için böyle kaderci, teslimiyetçi bir portreyi seçim öncesi hayli tehlikeli bulacağına şüphe yok. Evliya olarak bilinmekten hoşlansa da kendisinden evliya gibi davranmasının beklenmesi hiç işine gelmez. Yanındaki politikacılar için de “tekkeye mürit aramıyoruz” dediğini hatırlayanlar bilir bu zihniyet siyasette seçmen için dini duyguları sömürmenin gereğine inanır ancak yönetim sırasında politikacı için dini ahlaki değerleri çiğnemeyi mubah sayar. Cami avlusunda propaganda, afiş, siyasi rakiplerini yuhalatma siyasi gereklilik, ancak Kılıçdaroğlu’nun Alevi videosu ayrımcılık sayılır o akılda. Bunların hepsini ve çok daha fazlasını alt alta yazıp üzerine bir de seçim yasası meselesini hatırlayalım. Seçime yakın zamanlarda seçim yasasını, muhalefetin aleyhine ve iktidarın lehine olacak şekilde değiştiren her parti için bu ülkenin seçmeni “bunlar gidici” der ve illa ki ayaklarına dolaştırır yaptıkları hileli yasayı. 83’te Özal’ı, Evren’e inat iktidara taşıyan seçmen, daha sonra benzer bir seçim kanunu hilesi üzerine ANAP’ı un ufak etmişti. Bir de artık oylar meselesiyle hazırlanan seçim kanunu değişikliğini yapanın aleyhine çevirme huyu var seçmenin. 1950 14 Mayıs'ı buna en iyi örnek. CHP seçim kanununda kendi yaptığı değişiklik nedeniyle aldığı oya oranla son derece düşük sayıda vekil çıkarmıştı. Ne diyelim, bugünün AKP’si o günün CHP’si konumundayken politikacılar bunu dile getirmekten çekinse de seçmenin gözünden kaçtığını sanmıyorum. Her türlü hileye ve baskıya karşın bir kere daha görebiliriz il mi yaman bey mi?
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Ey Diyanet! Fe eyne tezhebun?
10.08.2025 - Cumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’
28.02.2025 - Baskı fırtınasından çıkış planı
31.01.2025 - Soyadı eşitliği yerine yeni ayrımcılık katmanı getiremezsiniz
27.09.2024 - İktidar teğmenleri tehdit ile özgüven kazanamaz
13.09.2024 - Erkeğin soyadı dayatması kadına şiddetin asli faili
5.07.2024 - Kobani cezaları üzerine geleceğe notlar
18.05.2024 - Kulislerden sızdırılan ‘yumuşama’ görülmüştür
3.05.2024 - Van direnişi, demokrasi umudu ve riskler
5.04.2024 - CHP’nin sınavı, kadınların umudu, muhalefetin sorumluluğu
3.04.2024
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
Okur..
Çok komik kadınsın yav..Seçimden sonra uzun süre toz oldun..Halkın yidirdiğini iyi bi hazmedip o seçim öncesi yazdıklarından hiç utanmayıp kaldığın yerden devam..Seküler yalkalık bitmemiş..Sırf "Ay çok güzel şeyler yazıyosunuz sözlerini duymak" için bu kadar meşin suratlı olmak gerekiyor demek ki?Aramızda kalsın,Bütün belediyeleri de kaybedeceksiniz..