Berrin Sönmez
Keşke beni bu kadar kısa sürede haklı çıkarmasalardı. Yanılmışım demeyi çok isterdim. Fakat aceleleri var. Duramıyorlar. Durmayacaklar. Hatta daha yeni başladılar, kadın karşıtı saldırıların arkası gelecek, diyebilirim. Kadınların eşit miras hakkına saldırının tarihine bakar mısınız? 15 Ağustos. Afganistan’ın Amerika tarafından Taliban’a teslim edilişinin dördüncü yıldönümü. Taliban’ın kadınlara uyguladığı gender apartheid sistemine pek öykünmüş olacaklar ki kadınların eşit miras hakkını 3/1 oranına düşürmek, karşı çıkarsa ilahi adalete isyan etmek olarak yorumluyorlar. Hadi canım sende!
Kadınların eşit miras hakkı laikliğin güvencesinde
Osmanlı elitleri arasında bazı ailelerin kız çocukları ile erkek çocukları arasında mirası eşit paylaştırdıkları ve Şeriye Sicilleri’nde onaylandığı akademik araştırmalarla ortaya konmuştur. O dönemin Şeyhülislamları, kadıları din-i İslam’ı bugünkü Diyanet’in aklı evvel yöneticileri kadar bilmiyorlar mıydı, neden onayladılar? Çok basit bir cevabı var bu sorunun. Çünkü miras ayetlerinde verilen oranlar alt sınırdır. Olmazsa olmazı şart olarak koşan oranlardan söz ediliyor. Ayetlerde eşit paylaşıma açıkça bir yasak getirilmemiştir. Ve ilke şudur: Kur’an’da açıkça yasak olduğu belirtilmeyen durumlara serbest nazarıyla bakılır. Ki bu ilkeye dayanarak Osmanlı uleması da cinsiyet eşitliği gözetilerek yapılan miras paylaşımını onaylamış olmalı. Cumhuriyetle birlikte özellikle laik Medeni Kanun sayesinde bazı Osmanlı elitlerinin yararlandığı bir ayrıcalık olmaktan çıkıp eşit miras hakkı tüm kadınların temel hakları arasına girmiştir. Bu ülkede hiçbir kadın eşit miras hakkından vazgeçmez. Medeni yasa ile elde ettiği kazanımlardan vazgeçmez. Kendisini ayrıcalıklı zanneden, bu yöndeki telkinlere inananlar toplumu ikna için kullanılabilir. Ama istediğiniz sonuca ulaşamazsınız. Bu yöndeki hikayeniz yarım kalacak, hiç şüpheniz olmasın.
Cuma akşamı katıldığım bir toplantıda verilen örneği aktarayım. İlahiyatçı erkek kardeş, Diyanet çalışanı kız kardeşine miras bölüşümünü ayette bilinen oranda yapmayı teklif ediyor. Ancak kız kardeş kabul etmiyor ve laik hukuk sayesinde mirastan eşit payını alıyor. Benzer örnekleri siyasetin üst katmanlarında da çok gördük. İnançlı insanlar da açıkça laiklik ilkesini övmeseler bile laik hukukun kazandırdığı hakları önemserler. Diyanet bu yoldan geri dönmezse aile yılı ilan edilen bu dönemde miras, kıyafet, tatil benzeri hutbeler nedeniyle aileleri parçalamaya hizmet etmiş olur. Kardeşi kardeşe düşman eder ama kadınları haklarından vazgeçiremez. Toplumun laik hukuk sistemi ve laik devlet düzenine bağlılığını güçlendirir ki istemese bile bu ülkeye yapacağı en iyi hizmet olur. Nitekim yarattığı din yorgunluğu ile genç nesillerin en hafif tabiriyle dine kayıtsız kalmasına neden oldular. Tıpkı Cumhuriyet düşmanı söylemle, karalama politikasıyla Cumhuriyetin ve Atatürk’ün kıymetinin anlaşılmasını sağladıkları gibi. Hayırlarda nice şerler, şerlerde nice hayırlar… Enseyi karartmayalım başaramayacaklar, hikayeleri yarım kalacak.
Arabuluculuk sistemi kadınlar için yeni bir tehdit
Rejimin orkestrasyonuyla Diyanet ve Adalet Bakanlığı kadın karşıtı girişimlerde suç ortağı haline getirildi. Aile hukukunda arabuluculuk sistemi adaletin sağlanmasına engel olacak bir düzenleme olur. Birleşmiş Milletler Kadınlara Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) 2017 tarihli ek kararında taraf devletleri, aile hukukunda arabuluculuk yöntemlerini uygulamaktan kaçınmakla yükümlü kılıyor. Çünkü aile hukukunda arabuluculuk mevcut cinsiyet eşitsizliğini derinleştirecek ve adaleti engelleyecek sonuçlar vermektedir. Dünya genelinde yapılan izlemelerle, ayrımcılığın derinleşmesi, bir risk faktörü olmaktan çıkıp somut olgu olarak gözlenmişti. Ortaya çıkan bu sonuç doğrultusunda taraf devletleri, 36 sayılı kararla aile hukukunda alternatif çözüm yöntemleri (arabuluculuk) uygulamaktan kaçınmakla yükümlü kılar. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç sık sık “aile hukuku sil baştan” beyanatı vermeyi pek sevse de muradına ermesi pek mümkün olmayacak. Diyanet’in birkaç yıl önce verdiği “erkeklere SMS ile tek taraflı boşama” fetvası benzeri bir “boş ol” sistemi planlıyor, boşanmaların kolaylaştırılması adı altında. Başaramayacak. Çünkü adaletin ticarileşmesi, piyasalaşması anlamına gelen arabuluculuk sistemine kadınlar uymak zorunda değil.
- Kadınlar arabulucu masasına oturmak zorunda değil, oturmasın.
- Kadınlar o masalarda hiçbir belge imzalamak zorunda değil, imzalamasın.
- Boşanmak isteyen taraf kadın ise ve erkek boşanmaya karşı çıkıyorsa o arabulucu ofisi kadın için cinayet mahalli olabilir, olmuşluğu var.
- Kadınlar velayet, tazminat, yoksulluk nafakası, çocuk için iştirak nafakası, aile konutu gibi haklarını kaybetmemek için o masaya oturmasın.
- Kadınların, aile mahkemeleri aracılığıyla tüm haklarına sahip çıkarak adalete erişme yolunu seçmesi önünde arabuluculuk sistemi engel oluşturmuyor. Arabuluculuk uygulamasını reddetme hakkı var.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKBeşir Atalay hadisesi: İslamcı harekette rasyonalizm krizi 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezElhamdülillah laiklik var 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEtrafta fark ettiğim umutsuzluğun bana hatırlattıkları 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunAslolan yoldur, yürümektir 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEEn temel beka sorunumuz: Yargı 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBir siyasi iletişim faciası 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünDağ fare mi doğurdu? 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilMeşruiyetin Sınırları: Siyasal Rejimler ve Liderler Ne Zaman Meşruiyetini Yitirir? 16.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALULeydi’nin topuğundan Efe’nin topuğuna, “topuk dikeni” tarihi! 16.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBahçeli… 16.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPeki, oyları nasıl transfer edeceksiniz? 16.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇMülteci sorununa çözüm 16.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDiyanet, devleti hedef alan faiz hutbesi irad edebilir mi? 16.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGiderek sertleşen yarışta son durum 16.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Güç bozar, mutlak güç mutlaka bozar’ 15.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERFaal nedametten etkin pişmanlığa 15.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBahçeli’nin sancısı… 15.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİndirimli TC vatandaşlığı… 14.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Rojava Hep Gündem… 14.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAMilli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu.. 14.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKomisyonun zor tercihi ve yargının yolsuzluk çıkmazı 14.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNNiyet Hayır, Akıbet Hayır 14.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİAK Parti bu transferlerle güçlenir mi? 14.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.08.2025
10.08.2025
28.02.2025
31.01.2025
27.09.2024
13.09.2024
5.07.2024
18.05.2024
3.05.2024
5.04.2024