Burhanettin DURAN
Başkan Erdoğan'ın devlet ziyareti için dünden itibaren Berlin'deyiz. Bu ziyaretle Türkiye ve Almanya arasında başlayan normalleşmenin hız kazanması hedefleniyor. İki tarafta da gerilimleri bitirerek karşılıklı güveni tamir etme ve işbirliğini geliştirme iradesi var. Son iki üç yılın tortuları aşılabilirse Ankara-Berlin arasında yeni bir "stratejik ortaklık" şekillenebilir. Bunun temel sebebi aslında ABD Başkanı Trump ve Erdoğan'ın peş peşe yaptığı BM Genel Kurul konuşmalarında bulunabilir. Sundukları "uluslararası sistemin geleceği"vizyonlarındaki farktan anlaşılabilir.
Trump iç kamuoyuna hitap eden bir konuşma yaptı. Kendini "en başarılı yönetim" ilan etmesi ise kahkahalarla karşılandı. Ancak bu arada Amerikan istisnacılığının yeni bir versiyonu olan "Önce Amerika" sloganının içeriğini netleştirdi. ABD'nin egemenliğini vurgulayarak "küreselleşme ideolojisini" reddettiklerini, "vatanseverlik doktrinini" kabul ettiklerini açıkladı. Bu doktrin uluslararası kuruluşların ve çok taraflı anlaşmaların radikal şekilde gözden geçirilmesine dayanıyor. Trump'ın, Uluslararası Ceza Mahkemesi, UNESCO ve BM İnsan Hakları Konseyi'ne yaptığı sert eleştiriler sadece son örnekler. Hızını alamayan Trump ayrıca, BM'yi oluşturan her millete de egemenlik ve bağımsızlık önerisinde bulundu. Kuzey Kore liderine teşekkür ederken İran ve Venezuela'yı hedef tahtasına koydu. Diğer bir eleştirisi de Almanya'ya yönelikti.
Trump, Polonya'yı Rusya'ya bağımlılıktan kurtulmak için Baltık boru hattını kurmaya yönelmekle övdü. Almanya'nın mevcut gidişatı değiştirmedikçe Rus enerjisine tümüyle bağımlı olacağını iddia etti. Erdoğan ise konuşmasında, Güvenlik Konseyi'nin "dönüşümlü üyelik" şeklinde reforme edilmesini istemekle yetinmedi. Gelir adaletsizliğine, terörle mücadeledeki sorunlara ve mültecilere insani yaklaşımın önemine değindi. Türkiye'nin küresel insani diplomasi çabalarını anlattı. Dahası, dünya milletlerini "adil bir küresel yönetim sistemi" kurmaya çağırdı. Bu çağrı BM sisteminin Somali'den Suriye'ye aciz kaldığı dramlarda rol almasını isteyen olumlu bir öneri içeriyor. Trump'ın bencil vatanseverlik doktrini karşısında Erdoğan küresel insani sorumluluktan ve dünya ölçeğinde "adalet dairesini" kurma ihtiyacından söz etti. Ticaret savaşlarına ve korumacı politikaların yaygınlaştırılmasına karşı çıktı. Dünya Ticaret Örgütü, G 20 ve AB ile yürüyen Gümrük Birliği'ne desteğini açıkladı. İşte 73. Genel Kurul konuşmaları gösterdi ki Washington, II. Dünya Savaşı öncesinin dış politika kodlarına geri dönüyor. Trump'ın Berlin'e yönelik enerji bağımlılığı eleştirisi meselenin sadece bir yüzü. Diğer yüzünde de Berlin-Washington ticaretindeki fazlanın verdiği rahatsızlık bulunuyor. Dolayısıyla, Trump'ın "zenginliğimiziyağmalatmayacağız" tehditlerinin muhataplarından biri de Almanya. Artık görülüyor ki, Transatlantik ittifakı da yapısal olarak değişmek zorunda. Ve ABD'nin bu tercihi, Trump gitse kolaylıkla değişmeyecek. Bu yüzden ABDAvrupailişkileri artık eskisi gibi olmayacak. Washington, Ortadoğu politikalarında Avrupalı müttefiklerinin ne kadar etkileneceğini umursamayacak. Trump'ın önümüzdeki aylarda uygulamaya koyacağı yeni İran ambargoları ve Filistin'e dayatacağı "Yüzyılın barışı" Avrupa ve Türkiye için de yeni sorunlar demek. İran ambargosunu aşmak için dolar dışında yeni bir finansal mekanizma kurma arayışı gibi. Ve Almanya'nın Rusya'yı dengelemek için Türkiye'ye şiddetle ihtiyacı var.
İşte bu karşılıklı ihtiyaçlar sebebiyle Erdoğan Berlin'e gelirken ikili ilişkilerde yeni bir sayfa açılmasını istedi. Frankfurter Allgemeine Zeitung'daki makalesinde yeni küresel olaylar karşısında ortak tehditlere odaklanmayı önerdi. Terör tehdidi (FETÖ, PKK ve DHKP-C), mülteci sorunu, ticaret savaşları, merkantilizm ve aşırı sağın yükselişi ile birlikte mücadeleye çağırdı. Demem o ki, "stratejik ortaklık" tabiri yeni dönemde Ankara-Berlin hattı için daha uygun bir ifade olabilir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2022
19.05.2021
15.05.2021
30.04.2021
24.04.2021
17.04.2021
6.01.2020
3.01.2020
13.10.2020