Cafer Solgun
Çok değil iki yıl öncesine kadar çözüm süreci ile ilgili en ufak bir eleştirel veya sorgulayıcı yaklaşımı ‘barış karşıtı’ olmakla yaftalıyor, 90’lı yılları hatırlatıyorlardı. Kalıcı bir barış ortamının sağlanması için neler yapılması gerektiğine dair düşüncelere, önerilere, hele ki eleştirilere hiç tahammülleri yoktu. Erdoğan’a güvenmeli ve gerisini merak etmemeliydik…
Ama kayıtsız şartsız, sorgusuz sualsiz güvenmemiz ve gerisini merak etmememiz gereken Erdoğan ‘çözüm’den ne anlıyordu acaba? Bunu merak etmemeliydik örneğin…
Kayıtsız şartsız güvenmemiz, aslında ‘biat’ etmemiz gereken Erdoğan, kafasındaki Türkiye tasavvurunu gerçekleştirmek isterken etnik, dini, kültürel çeşitliliğiyle anlamlı, değerli Türkiye toplumunun dengeleriyle oynayabilir, kendisi gibi düşünmeyenleri, kendisi gibi inanmayanları, kendisi gibi yaşamayanları aşağılayabilir, horlayabilirdi; ve ‘biz’ sadece ve sadece onun ‘liderliğine’ alkış tutmalıydık…
Eleştirisi, itirazı olanlar ‘Gezici’ ya da ‘darbeci’ idiler, ‘çapulcu’ ve ‘marjinal’ idiler. Başlarına her ne gelirse ‘mubah’ idi. Mademki ‘biat’ etmiyorlardı…
İslamcı geçinen iktidar partisinin boğazına kadar rüşvet ve yolsuzluk batağına saplandığı açığa çıktığında ve ‘Reis’ iddiaları karartmak, buharlaştırmak için devleti hallaç pamuğu gibi savurduğunda, ‘paralel’ dediğinde, ‘darbe’ dediğinde, ‘iç ve dış mihraklar’ dediğinde onun arkasında safları sıklaştırmalıydık…
O kendisini Ergenekon, Balyoz davalarında ‘savcı’ ilan ettiğinde de, “Kumpasmış meğer” deyip hepsini salıverdiğinde de “Bir bildiği vardır elbet” demeli ve hikmetinden sual etmemeliydik…
Ortadoğu’da Enver’in maceracılığına rahmet okutan bir ‘Sünni eksen’ oluşturmaya soyunduğunda, Suriye’deki kargaşaya benzin döküldüğünde, IŞİD türü örgütleri palazlandırdığında ve bu politikanın kanlı sonuçlarına katlanmak zorunda kaldığımızda bile ‘ne derse, o’ duruşumuzu bozmamalıydık…
‘Başkan’ olmak istediğinde “Emriniz olur” demeliydik, “Verin 400 vekili huzur içinde halledelim şu işi, yoksa…” dediğinde onun uyarısına kulak vermeliydik. Madem kulak vermemiştik, ‘o zaman böyle…’ şantajına boyun eğmeli, asker olarak, polis olarak, genç aktivistler olarak, nerede ne şekilde patlayacağını bilemediğimiz bombalarla, kurşunlarla can vermeli ve ‘biz ettik sen etme’ noktasına gelmeliydik…
Türkiye, tasfiye edemediği, adına ‘derin devlet’ denilen bir yapının kendisine reva gördüğü kaosa mahkûm edilmek istenmektedir. Bu kılık değiştirmiş ‘derin devlet’ 90’lı yıllarda dahi bu denli çırılçıplak ortada değildi.
Sözcüğün en genel, gerçek ve kıymetli manasında barışa sahip çıkmalı, iktidarları uğruna barış içerisinde bir arada yaşama istek ve irademize kastedecek kadar gözleri kararmış olanların senaryolarına asla figüran olmamalı, “Biz bu filmi tekrar görmek, yaşamak istemiyoruz” demeliyiz… Çünkü bu senaryo bizi 90’lı yıllara geri götürmeyecek; telafisi daha zor ve daha kanlı bir kaosa sürükleyecek…
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.09.2025
14.09.2025
5.09.2025
29.08.2025
22.08.2025
17.08.2025
10.08.2025
1.08.2025
25.07.2025
19.07.2025