Cafer Solgun
Çok mu ‘cesurlar’?
23.06.2016
2094
Özgür Gündem gazetesi üzerindeki baskılara karşı dayanışma amacıyla gerçekleştirilen ‘Bir Günlük Genel Yayın Yönetmenliği’ kampanyasına bugüne değin çok sayıda gazeteci, yazar ve insan hakları savunucusu katıldı. Ve hemen hepsi hakkında da “terör örgütü propagandası yapmak” iddiasıyla soruşturma açıldı.
Şebnem Korur Fincancı, Erol Önderoğlu ve Ahmet Nesin de bu dayanışma kampanyasına katılan isimler arasındaydı. Haklarında soruşturma açan savcı tutuklanmalarını da istedi ve ‘yok canım?’ demeye kalmadan tutuklandılar da...
Bu isimler kendi alanlarında uzman ve uluslararası arenada da tanınan kişiler. Nitekim tutuklanma kararının ardından çok sayıda kurumdan tepkiler geldi. Umursamadıkları belli. ‘Cesur’ olacaklar ya... Keyfiliğin, pervasızlığın, zorbalığın yeni kılıfı sanırım bundan böyle bu; ‘cesur olmak’.
Kimselerin bu yönde talebi yok, aksine itirazlar var; ama Gezi Parkı’na Topçu Kışlası yapılacak... Tespit edilen bir yasal, hukuki ‘faulleri’ yok, olsun; o şirkete, bu holdinge, filan pastaneye, hastaneye, eğitim kurumuna kayyım atanacak... Neden niçin, hangi gerekçe, hangi hukukla filan diye kafa yormaya gerek yok; Can Erzincan TV de kapatılacak... Özgür Gündem’le mi dayanışıyorsunuz; tutuklanacaksınız... Bu uygulamalara bakınca ‘cesur olmak’tan muratlarının ne olduğunu da rahatlıkla anlayabiliyoruz.
Düşünce ve ifade özgürlüğü, örgütlenme, eleştiri, protesto ve özgür medya ile birlikte hayat bulan bir haktır.
Gelgelelim, bizde bu hak iktidar partisi ve özellikle de onun ‘reis’inin görüş ve açıklamalarına güzellemeler yapmak, itirazı ve eleştirisi olanları bastırmak şeklinde anlaşılıyor ve uygulanıyor. Şu havuz medyasının haline bakın; gazetecilik ülkemizin hiçbir döneminde böyle bir ‘tek tipçi’ kafanın elinde, böylesine utanç verici bir eziyete maruz kalmamıştı.
Oysa meslek olarak gazeteciliğin ‘fıtratında’ eleştirel olmak vardır. Bunun için de özgür ve bağımsız olmaya ihtiyaç duyan bir meslektir. İktidara bağımlı ve ‘sahibinin sesi’ iseniz yaptığınız iş gazetecilik değil borazanlık olur.
Kavramlara da eziyet ediyorlar. Bu keyfi, hukuksuz uygulamaların ‘cesur olmak’ ile ne alakası var? Kime karşı bu ‘cesaret’? Anlamı ne?
Benim gördüğüm, çok ‘cesur’ oldukları değil; çok korktuklarıdır. Kendilerini alkışlamayan her türlü eleştirel, muhalif düşünceden korkuyorlar. Devlet gücünü bu denli keyfi ve pervasızca kullanmalarının altında yatan psikoloji, bu: İktidara mahkum ve mecburlar. Başka türlü yaşayamayacaklarını düşünüyor ve bunun için bir zamanlar adına ‘derin devlet’, ‘Ergenekon’ dedikleri yapılarla işbirliği yapmaktan bile geri durmuyorlar. Yani asıl ‘cesur’ olmaları gereken yerde 28 Şubat döneminin Çin işkencesine tabi tutularak devrilen hükümetinden bile daha düşündürücü bir pratikleri var.
Onlar ‘cesur’ filan değiller ama meselemiz asıl ‘cesur’ olması gerekenlerin hala bile haksızlık, adaletsizlik, hukuksuzluk, zorbalık karşısındaki ‘ama onlar da...’ diye başlayan cümlelerde dile gelen şaşkın ve gerçeği görmekten kaçan tutumlarıdır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
1.06.2025
23.05.2025
10.05.2025
27.04.2025
19.04.2025
13.04.2025
4.04.2025
29.03.2025
24.03.2025