Cemil ERTEM
Sanıyorum şu günlerden başlayarak yalnız siyaset tarafında değil, ekonomide de Cumhurbaşkanlığı seçimi ve seçim sonrasında fiili olarak da oluşacak yeni siyasi durumla ilgili risk değerlendirmeleri ağırlık kazanacak.
Ekonomide Türkiye ile ilgili gelen raporlara, açıklamalara bakıyorum; çoğunlukla iki temel noktaya ısrarlı vurgu var; birincisi Türkiye’de halen kırılganlığın yüksek olduğu vurgusu, ikincisi ise 2014’ten başlayarak büyümenin yüzde 2 ile 3 arasında olması gerektiği... Örneğin IMF Türkiye’nin 2014 büyüme tahminini yüzde 3.5’ten, 2.3’e indirdi; IMF, hâlâ büyüme yüzde 4 ve üzeri olursa cari açık artar diye tutturmuş vaziyette. Nitekim, küresel finans raporu ile ilgili basın toplantısında Para ve Sermaye Piyasaları bölüm başkanı Matthew Jones, tam da benim yukarıda belirttiğim iki temel konuyu tekrar gündeme getirdi. İlk önce ‘Türkiye’deki kırılganlık devam ediyor’ dedi sonra da sözü cari açığa getirerek, enflasyon ve cari açığı zorlayacak riskli yüksek büyümeden vazgeçilmesi gerektiğini tavsiye etti.
Büyümeyi düşürün, çünkü...
IMF kaynaklı bu açıklamayı önünüze koyun ve şu an küresel piyasaları yönlendiren bütün derecelendirme kuruluşlarının, banka ve finans kurumlarının raporlarına, aynı anda, bakın aynı vurguları görürsünüz. Sizin siyasi ve ekonomik kırılganlığınız var; büyümeyi düşürün.
Tabii ki büyümeyi, Türkiye gibi dinamik bir ülkede, kısa yoldan düşürmenin en kestirme ve sonuç alıcı yolu, faizleri yüksek tutmak hatta dünyada en yüksek reel faizi veren ülke olmak...Ama işin acı tarafı, artık ipliği pazara çıkan ve en bildik kaynak aktarma yöntemlerinden biri olan bu kandırmaca bizim basınımızda, akademide hatta ve hatta ekonomiyi yönlendiren kamu kurumlarımızda yaygın kabul görüyor.
Hepsi yalan; inanın!
Öncelikle Türkiye’de büyüme artarsa, enflasyon ve cari açık artar yalanına gelelim; bu sav tam da IMF’nin dayattığı ortodoks-neoliberal para ve maliye politikaları geçerli olursa doğruluğu olan bir savdır. Bu politikalar, gelişmekte olan ülkeler için şu ezberi tekrarlarlar; ‘paranızın değerini, ancak kısa vadeli yüksek girişlerle korursunuz, bunun için de faizler daima ortalama sanayi kârlılıklarından yüksek olmalıdır. Küresel tekelci yapılara bağlı tekel sistemi dışındaki KOBİ’lerin dış pazara dayalı denetimsiz ve hızlı büyümeleri yüksek fon ihtiyaçları ve kamusal altyapı yatırımı taleplerini oluşturur bu da, enflasyonist ve açık artıran bir unsurdur.’ Gereksiz(!) altyapı yatırımları, kamuda ve sanayide iç talebi yukarı çekecek yüksek ücret ve banka sisteminin tekeller dışındaki sanayiyi fonlaması IMF’ci politikalar için yasaklar listesindedir. Hele hele beşeri sermayeyi yukarı çekecek sağlık ve eğitim harcamalarının bütçede artması, kafası neoliberal safsatalarla dolu bir ‘piyasacı’ için kıyametin erken habercisidir. Bundan dolayı siz bütün ekonomik dengelerinizi, kısa vadeli girişlerle açık kapatma ve birkaç tekel üzerinden dışa açılma ve sanayileşme (!) üzerine oturtmuşsanız; tabii ki paranızın değerini, yüksek faizle kısa vadeli sermeye çekerek yukarıda tutacaksınız, tekelci yapıların içeride ara malı sanayiyi öldürüp ucuz kurdan ithalat yapmasını sağlayacaksınız, böylece ara malı ithaline bağlı açık vermek kaderiniz olduğu gibi, bunların dayattığı para ve maliye politikaları da vazgeçilmez, tek doğru amentü olacak. Şimdi ben diyorum ki, kafası bu safsatalarla dolu ve iktisatçı diye ortalıkta gezinen zevata; hadi orda n!
İşte yapacaklarımız!
Burayı geçelim; Türkiye, bu safsataları tüketti ama büyük bedeller ödeyerek tüketti. Peki ne mi yapacağız, şunu; Kalkınma Bakanlığı’nın 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı belgesine bakın. Buradaki sanayi ve bilgi toplumuna geçiş başlıklarını hayata geçirmek doğrultusunda; Türkiye’nin ekonomi ile ilgili bütün kurumları, başta TCMB, ipliği pazara çıkmış bu soygun politikalarından vazgeçecek. Faizler, bu ülkede daima ortalama sanayi kârlılıklarından aşağıda olacak. TL rekabetçi ve gerçek değerinde olacak. Enerji yatırımları, girdi tedarikini ve ihracatı destekleyen altyapı yatırımları ve beşeri sermayeyi destekleyen eğitim, sağlık, ulaştırma ve diğer sosyal yatırımlardevam edecek. Uzun vadeli küresel yatırımları çekecek yatırım ortamını iyileştiren reformlarını yapacağız. Ar-Ge getiren küresel yatırımları çeken ve Ar-Ge oranını GSYİH içinde yukarı tırmandıran adımları atacağız. Ve en önemlisi Türkiye, 2014 ve sonrasında ortalama yüzde 5’in üzerinde büyüyecek, cari açığı da düşürerek...
Hani nerede siyasi kırılganlık?
Gelelim şu siyasi kırılganlık meselesine; nerdeymiş bu siyasi kırılganlık? Türkiye’nin doğusunda kirli bir savaş varken, altı ayda bir değişen, askerin postal sesini kapı arkasında bekleyen, asker düdük çalınca kapı arkasından fötr şapkasını alıp giden siyasetçiler ve koalisyon hükümetleri zamanında siyasi kırılganlık yoktu değil mi?
Şimdi Türkiye’de kırılganlık var diyen, içeride ve dışarıda bu ülke aleyhine her dolabı çeviren sermayeye göre, ülke iç savaşın eşiğindeyken kırılganlık yoktu değil mi? Tam şu sıra Türkiye, hem içeride hem de bölgede demokrasiye bağlı bir siyasi istikrarın adımlarını atarken mi siyasi kırılganlık oluyor?.. Ben de şunu iddia ediyorum; Türkiye, tarihinin en sorunsuz ve en şaibesiz, vesayetten uzak Cumhurbaşkanı seçimini yapacak. Eğer aday olursa Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı seçecek... Halkın siyasi tercihleri ilk defa bu kadar yukarıya taşınıyor ve bu gerçek demokratik bir siyasi istikrardır.
Erdoğan’ı seçtirecek üç temel yönelim...
Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması ekonomik olarak Türkiye’yi olumlu etkileyecek bir gelişmedir. Çünkü halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanı gücünü tereddütsüz kullanacaktır. Bu, 2015 seçimlerinin sonuçlarını bile gölgede bırakacak bir belirginliktir. Çünkü Erdoğan’ın üç temel ve vazgeçemeyeceği yönelimi var ki, bunlar, onu var eden, ona desteği sağlayan yönelimlerdir.
Birincisi Kürt barışı, yani çözüm sürecidir; Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması, yasal düzenlemelerle bu sürecin kalıcılaşmasına büyük katkı yapacaktır. İkincisi Türkiye’nin yapıcı ve barışa dönük yeni bölgesel dış politikasıdır. Özellikle Rusya’nın Kırım ilhakinden sonra bu politika, Batı tarafından da anlaşılmaya başlanmıştır. Bu politikaya bağlı olarak enerji yatırımları ve Pasifik’ten gelen transit yol geçişleri Erdoğan’la belirginleşen ve sınır değiştirecek önemde gelişmelerdir. Ve nihayet ekonomide, bir avuç tekel ve bunların dayandığı küresel egemen sistem lehine çalışan yerleşik sistemin bitirilmesi; buna bağlı olarak yeni rekabetçi, dışa açık ve benim yukarıda anlattığım kalkınma persfektifinin bunun yerine geçmesi... İşte bu üç temel Erdoğan yönelimi, halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanlığı müsessesi ile kalıcılaşabilir ve bu da yalnız Türkiye’de değil, bölgede de demokratik siyasi istikar demektir...
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları






























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018