Cemil ERTEM
Fed’in Çarşamba günü Başkan Yellen’le gelen açıklaması sürpriz değildi, Fed’in faiz artırmaya başlaması artık yalnız teknik bir para politikası hamlesi değildir. Çok yönlü-ekonomik ve siyasi- dinamikleri içeren bir mücadelenin “piyasalar” yoluyla açığa çıkmasıdır. Yellen, Obama’nın desteği ile Bernanke’nin koltuğuna oturduğundan beri, çok açık konuşuyor, ne Greenspan gibi piyasaları dolaylı “bazı” simgelerle yönlendiriyor ne de Bernanke gibi, anlaşılmaz bir dil kullanıyor. Yellen, bu çarşamba, faiz artırımı konusunda zamanın daha önemli olduğunu söyledi.
Kriz nasıl aşılacak?
Bu, henüz zamanı gelmedi hem biz hem de küresel ekonomi buna hazır değil demek…Yani hem ABD’de hem de AB-İngiltere tarafında krizin sürdüğünü açıkça söylüyor Fed Başkanı… İşte önemli olan Batı’nın bu en derin ve uzun süreli krizinin nasıl aşılacağı… 1929 Büyük Krizi dahil olmak üzere, sistemin tüm krizleri yeni paylaşım savaşlarıyla aşıldı. Bu savaşlar, aynı zamanda, eski, kriz kaynağı olan, sektörlerin sistemi kontrol eden konumunu kaybederek, yenilerin çıkmasına da vesile olmuştur. 2. Dünya Savaşı, şimdinin öncü sektörü olan, bilgi iletişim alanlarının da ebesidir. Ama 1853’de Kırım Savaşı ile başlayan ve 1. Dünya Savaşı dahil olmak üzere, tüm genel ve bölgesel savaş silsilesi de, sanayi toplumu sektörlerini doruğa taşımıştır. İşte şimdi insanlık bu yol ayrımındadır; Batı, bu krizi yeni bir paylaşım savaşı silsilesi ile mi çözecek yoksa bilgi toplumu sektörlerinin dinamiği gereği, Doğu’nun da katılacağı yeni bir ekonomi-siyasi paradigma ile barışın hakim olacağı çözümler mi geçerli olacak…
Obama’nın yolu…
Obama yönetimi, yalnız siyasi rakibi olan Cumhuriyetçilerden değil, kendi partisi içindeki geleneksel politik cepheden de ayrı bir yol izlemeye çalışıyor. Obama, sekiz yıla yakın olan bu sürede bu yolu belirginleştiremese de, direndi ve ayakta kaldı; en azından J.F. Kennedy’in başına gelen onun başına gelmedi. Zaman zaman geriye çekildi ama nihai olarak ısrar etti.
ABD’nin 2. Dünya Savaşı ile çizdiği ve Henry Kissinger’in “Diplomasi” kitabında Kissinger (Hegemon ABD) doktrinini Kissinger şöyle anlatır ki, bu cümleler, Fukuyama’nın dediği, “tarihin sonunu” anlatan “samimi ikrar”dır.
“ Her ne kadar başka cumhuriyetler mevcut idiyse de, hiçbirisi, Amerika gibi özgürlük fikrini yüceltmek için bilinçli bir şekilde kurulmamıştır. Hiçbir ülkenin halkı, Amerikan halkı gibi özgürlük ve refah sağlanması adına yeni bir kıtanın liderliğine soyunmamış ve onun vahşi doğasını terbiye etmeye kalkışmamıştır.”
İşte bu doktrin, bu krizin de, ABD’nin siyasi ve askeri müdahalesi ile şimdiki krizin de çözüleceğini ve “eskinin” olduğunu gibi devam etmesi gerektiğini söyler. Yani Mısır’da, Türkiye’de, Latin Amerika’da “eskisi” gibi devam edecektir.
Doğu, Batı ile hiç bir zaman eşitlenmeyecek, Batı’nın dayattığını kabul edecektir. Bunun için de, ABD eskisi gibi silah sanayinin öncülüğünü yapacak ve dünya ekonomisi bu askeri-sınai yapıya ve onunla iç içe geçmiş finans sistemine dayanacaktır.
Obama ve onun dayandığı “yeni ekonomi” sektörleri ise, ABD ekonomisinin böyle devam edemeyeceğini söylüyor. Geçen gün ABD Kongresi Bütçe Ofisi, ABD kamu borcunun 2039 yılı itibariyle GSYİH’yı aşacağını ve sürdürülemez hale geleceğini rapor etti. Bu borç yükü, şimdiye değin ABD’nin pek umurunda değildi, çünkü değerli dolar-yüksek faiz sayesinde ABD kağıtlarına olan talep artıyor ve başta Çin olmak üzere fazla veren gelişmekte olan ülkeler ABD’yi finanse ediyorlardı. Yani bu ülkeler kendi başlarına düşecek füzelerin parasını ABD’ye ödüyordu aynı zamanda. Ama bu durum, Rusya ve Çin başta olmak üzere, güçlü doğu ülkelerinin de silah yarışına girmesine yol açıyor ve tüketicilere dayanan bir piyasa ekonomisi değil, devletlere dayanan bir küresel kamu talebi ekonomisi, ABD’nin hegemonyasında devam ediyordu.
Montaj ekonomisi-ambalaj ekonomisi
Bu ekonomi, Türkiye gibi ülkelerde ise devlet bürokrasisine dayanan, piyasa mekanizması ile hiç alakası olmayan “bağımlı” bir montaj ve dışarıya kaynak aktaran finans sistemi olarak oluşturuldu. Mesela CHP, seçim öncesi bu ekonomiyi ambalaj ekonomisi olarak tarif etti. CHP’nin “merkez ülke” diye anlattığı üretim değil, lojistik bir ambalaj merkezi tasarımıdır.
İşte bu “eski-yeni” ekonomi tartışması bizde de, koalisyon tartışmaları olarak yansıyor. CHP ile AK-Partinin koalisyonu mümkündür...Yalnız teorik olarak değil, günlük politika gerekleri için de mümkündür. Ancak CHP ekonomi konusunda günü yakalayan bir çaba içine girmeli ve Türkiye’nin çıkarları nerede bunu aramalıdır. CHP’nin ne devletçi geleneği ne de şimdiki neoliberal hattı günü karşılamaktan uzaktır. CHP, dün yaptığı yanlışı şimdi başka bir yanlışla pekiştiriyor. Devletçilik yanlıştı ama Türkiye’yi ambalaj ekonomisi olarak gören neoliberal bakış da o kadar yanlıştır.
Türkiye’yi montaj sanayi sömürüsünden sonra bir ambalaj ekonomisi “fırsatına” çevirmek isteyenleri de bu millet görüyor; hele tam şimdi koalisyon bir fırsattır diye ortaya çıkanların, biz hangi fırsatı anlatmak istediğini de biliyoruz, tüm Türkiye de biliyor.
Kendi partisi çelme taktı
Bakın geçen gün Deniz Gökçe, bu sayfada Obama’nın yeni ekonomi yolunun, kendi partisi içinde bile nasıl önlendiğini şöyle anlatıyordu:
“ Bilindiği gibi Obama ABD’deki Demokrat Parti’nin üyesi olarak seçilmiş Başkanı. Demokrat Parti hafifçe ortanın solu, sosyal demokrat bir ABD partisidir. Bilindiği gibi Obama ülkesi için dış ticaretin önemini iyice bildiğinden, Çin gibi, kişi başına gelir açısından daha fakir olsalar da, ABD büyüklüğüne gelmiş ülkelerin, dünya ticaretinden büyük pay kapmalarının önüne geçmek için, peş peşe dış ticaret anlaşmaları yapmaya çalışmakta idi. Özellikle de Pasifik ülkeleriyle!
Bu dış ticaret anlaşmaları ülkenin ithalatını sınırlayıp ihracatını artırdığı oranda da ABD’li emekçilerin lehine olacak bir ortam yaratacaktı. Bu tür anlaşmaların ABD Demokrat Partisi üyeleri tarafından destek görmesinden daha normal bir şey olamazdı ama bu hafta sonunda ortaya çıktı ki, kendi partisi Obama’ya yeterli desteği vermemişti ve önemli bir çelme takıyordu.
Cuma günü ABD Kongresi’nde Demokrat Partililer kendi Başkanları Obama’ya tam destek vermediler. Obama’nın uzun zamandan beri görülmemiş büyüklükte ve Trans Pasifik Ortaklığı adıyla geçen ve başta Japonya olmak üzere tam 10 ilave ülkenin de içinde bulunacağı bir dış ticaret anlaşması yapmasını engellediler.” Deniz Hoca, çok önemli bir ayrıntıyı yakalamış; Obama karşıtı savaş cephesi yalnız değerli dolar ve yüksek faiz için bastırmıyor, yeni bir ticaret düzenini de engelliyor.
ABD’de, Obama’nın kendi partisi tarafından bile engellenmesi nasıl açıklanır; bu demokratlar sizce hangi sermayenin adamı?
İnanın Obama burada yalnız değil, başına gelen yeni ve daha adil bir dünyayı savunan, bunun için cesur adımlar atan her liderin başına geliyor… Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi…
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018