Cemil ERTEM
ABD para birimi doların, “tepe sersemi” gibi, bir yukarı bir aşağı salınması, başta Ortadoğu vePasifik olmak üzere, ABD’nin politikasızlığının da bir sonucudur. İki üç haftadır gelişmekte olan ülke birimleri karşısında değerlenen dolar, dün itibarıyla Çin’den gelen 3. çeyrek büyüme verisiyle düşüşe geçti. Çin, 3. çeyrekte yüzde 6.7 büyüdü, buna bağlı olarak, ilk önce Asya uyandı; Tayvan doları yükseldi, G. Kore ve Filipin para ve borsaları bunu takip etti. Sonra Fed’in 2017’in ilk çeyreğinde de genişlemeci para politikalarına devam edeceği konusunda “piyasalar” ikna(!) oldu. Ama bu arada “dolar yükseliyor; bu böyle devam eder, yeni bir gelişmekte olan ülkelerin finans krizi kapıda” diye paniğe kapılanlar, ABD’nin, uzun vadede, kilogramı hurda kağıttan fazla etmeyecek dolarlarını alıp, hem ABD’yi finanse ettiler hem de spekülatörlerin cebine para koydular.
ABD, spekülatörleri kullanarak bu tür operasyonları yapacak bunu bilelim...
Ortadoğu ve dolar...
Ama ABD’nin bu “tepe sersemi” hali ve bunun giderek, hem ekonomide hem de siyasi alanda bir kaos stratejisine dönüşmüş durumda. Musul’da ve daha öncesinde DEAŞ la mücadelede ABD’nin politik ve askeri tavrı, şu dolar sersemliğinden ayrı değildir. ABD, Irak’taİran’dan ayrı ne yapıyor sizce? Suriye-Türkiye sınırında PKK’nın türevi terör yapılarını destekleme şaşkınlığı şimdi Musul’da mezhep savaşına dönüşecek kör bir Şia desteğine mi tekabül ediyor?
O zaman şunu söyleyelim; ABD Merkez Bankası’nın ve -genel olarak- ABD’nin küresel ekonomiye bu bakışı nasıl sürdürülemez bir durumsa ve sürekli kriz üretiyorsa, ABD’nin Ortadoğu’da kaos üzerine oturtulmuş bu dış politikası da aynı derecede sürdürülemez ve kriz üreten bir stratejidir. Ama bu gidişin ABD için daha kritik tarafı bu şaşkınlığın Pasifik tarafına sirayet etmesidir.
Pasifik ve dolar...
ABD, Obama ile birlikte, siyasi ağırlığını Pasifik’e vermeye başladı. Pasifik’i kontrol etmek ABD için iki nedenden önemliydi; birincisi, artık 2008 kriziyle fiili olarak bitmiş olan dolar egemenliğini önceleyen Bretton-Woods para sistemi, ancak devasa dış ticaret fazlası veren Pasifik ülkelerinin dolar ve ABD kâğıdı talebiyle ayakta kalabilirdi; ikincisi, başta Çin olmak üzere, ekonomik olarak ABD merkezli para sisteminden uzaklaşma ihtimali olan Pasifik ülkeleri, siyasi olarak da ikincil bir sistem oluşturabilirlerdi.
Nitekim, 2008 krizini takip eden günlerde ABD, krizin derinleşmesi pahasına doların değerini yukarıda tutmaya çalışmıştı.
Buradaki amaç, Çin ve diğer merkez bankalarının dolar talebinde ciddi kesintilerin olmaması, hatta Çin’in dolar rezervlerini hızla boşaltma ihtimalini en aza indirmekti.
ABD, bunun için siyasi olarak Kafkasya ve Ortadoğu coğrafyasından çekilip Pasifik’i öne aldı.
Problem...
Ama Pasifik dışındaki ekonomik ve siyasi kontrol alanlarında “bazı” ülkelerden kaynaklı sorunlar vardı. Örneğin Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Kafkasya için Türkiye, Rusya’dan daha büyük bir sorun olmaya başlamıştı. Çünkü Rusya’nın Soğuk Savaş’tan kalma “sınırları” vardı.
ABD, Ortadoğu’da hatta Kafkasya’da Rusya’nın nerede duracağını kestirebiliyordu. Zaten İslamcoğrafyasında Rusya’nın gideceği alanlar belliydi. Ancak Türkiye’nin Erdoğan’la birlikte gelen yeni dönemi, tıpkı Latin Amerika’da Brezilya’nın önce Lula ile başlayan, sonra Dilma Rousseff ile devam eden dönemi gibi belirsizlikler taşıyordu. Bu arada Mısır’da Müslüman Kardeşler iktidarı ve bu iktidarın Erdoğan ile ilişkisi Türkiye ile ilgili belirsizliği artırıyordu.
Bunun için ABD, önce Türkiye ile Brezilya’nın öne çıkardığı İran’ın sisteme entegresini kendi kontrolüne aldı. Sonra Rusya’nın Ukrayna gibi hamlelerini görmezden geldi ve Esed konusunda Suriye’de Rusya’nın ve İran’ın politikasına örtülü destek verdi. Esed’in ömrünü, yalnız Türkiye’ye bir tehdit olmak üzere, uzattı. Sonra Mısır darbesi geldi; Mursi devrildi ve Mısır’ı yeniden bir askeri yönetim karanlığına gömdüler.
Yalnız FETÖ mü?
Tabii Brezilya’da da Dilma Rousseff, uzun uğraş ve komplolardan sonra, iktidardan uzaklaştırıldı. Türkiye için hem FETÖ hem PKK hem de DEAŞ kozunu artan terörle birlikte kullandılar.
17/25 Aralık ve daha önce yine FETÖ eliyle MİT’e yapılan operasyonlar, Erdoğan’a yakın çevresine, ailesine dönük algı operasyonları ve tabii bir final olarak 15 Temmuz alçaklığı bu sürecin parçasıdır. Bunun için çok geniş bir medya ağını kullandılar.
Açık söylemeliyim; yalnız müstemlekeci paçavra “solu” değil, geçmişte AK Parti’nin yanında olmuş sözüm ona bazı liberal görünümlü “muhafazakâr” gazeteci ve siyasetçiler de bu medya ağına dahil oldu.
Şimdi geldik Musul’a, yani tam 98 yıl önce başlayan kavgaya... Musul meselesi, öyle sıradan bir mesele değildir. Musul meselesi yeni Türkiye sistemiyle -yani başkanlık- doğrudan ilintili olduğu gibi, bütün bu bölgedeki terör ve yoksulluk bataklığını da temizleyecek bir meseledir. Ama bu meselenin çözümüne Türkiye’nin dahli olduğu takdirde...
Bundan sonra hiç kimse ABD’nin parasına bakarak ekonominin geleceğine dönük yorum yapmasın, ABD’nin şimdiye değin nasılsa bana döner diye -sorumsuzca- bastığı dolarlar artık ona dönmeyebilir. Bu paraların sahibi ABD’de olmayabilir, para su gibidir, boşluğu doldurur ve gerçek sahibini bulmaya çalışır. Tıpkı Musul gibi...
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018