Cemil ERTEM
İspanya’da bugünkü seçimlerde iktidara gelmesi beklenen Halkın Partisi (PP) İspanya’yı krizden çıkarmak için pek umut vermiyor. Çünkü bizce, zaten bugün İspanya’da krizin bu denli derinleşmesinin birinci dereceden sorumlusu İspanya Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) değil, Jose Maria Aznar’ın, o zamanlar, başında olduğu Halkın Partisi’dir. Bunun neden böyle olduğuna geçmeden önce bir ayrıntıya değinelim. Halk nitelemesi bizde genellikle ‘sol’ bir niteleme sayılırken, bu Avrupa’da sağ kitle (popüler) partileri tarafından da kullanılan bir adlandırmadır. İspanyol PP’nin tarihsel hikayesine baktığımızda, bu partinin isim benzerliğine paralel bir şekilde, bizdeki CHP ile daha fazla yan yana geldiğini görebiliriz.
Çünkü PP, ilk defa, 1976 yılında Franco rejiminin bakanlarından M. Fraga Iribarne tarafından kurulmuştur. Iribarne’nin Halkın Birliği (Alianza Popular) olarak kurduğu parti, Franco döneminin izlerini önemli ölçüde taşıdığı için kitle partisi olamamış ve seksenlerin sonunda daha ‘liberal’ bir zeminde yeniden yapılanmış ve Fraga’nın seçim başarısızlıkları sonucu genel başkanlığa Jose Maria Aznar getirilmiştir. Parti Aznar’la birlikte Halkın Partisi ismini alarak yola devam etmiş ve 1996’da tek başına iktidara gelmiştir. 1996’da başlayan ve iki dönem olarak 2004 yılına kadar süren sekiz yıllık Aznar iktidarı, Amerika’da Bush, İngiltere’de de Blair dönemine denk gelmiş ve bilindiği gibi bu dönem, bugünkü küresel krize giden yola, hâlâ kaldırılamayan, kriz taşlarını döşemiştir.
Aslında Aznar’a tam burada yakından bakmak gerek. Aznar’ın büyükbabası ve babası General Franco döneminde önemli görevlerde bulunmuşlar. Böylece PP’de esas kurucu olan M. Fraga ile başlayan General Franco devamcılığı Aznar’la da korunmuş.
Aznar iktidarları, İspanya’nın ekonomik olarak Washington Uzlaşısı ile temellenen neoliberal ekonomi politikalarını ödünsüz uygulamıştır. Bu dönemde İspanya’da işsizlik çok hızlı yükselmeye başlamış ve bugünkü seviyelere (yüzde 20) yaklaşmıştır. Aslında ikinci Aznar dönemi, Bush’un ve Blair’in izinde giden bir İspanya’yı anlatır. Geleneksel sektörlerde ve silahlanmada hızla artan yatırımlar, bugünkü krizin ve işsizliğin altyapısını oluşturmuştur. Ancak artan yatırımlara ve büyümeye karşın, düşen kârlar ve yükselen enflasyon, ETA’nın artan saldırıları ve nihayet 11 Mart’ta-seçimlerden üç gün önce- Madrid metrosundaki patlamada 191 kişinin ölmesi Aznar Hükümeti’nin sonunu getirmiştir. Bu patlama için, Aznar Hükümeti ETA’yı suçlamış ama işin hiç de böyle olmadığı anlaşılınca seçimlerde ağır bir yenilgi almıştır. Aznar, 2004 seçimlerine 3. defa iktidar olmak istemediğini göstermek için yerine Mariano Rajoy’u atamış ama bu hamle de yetmemiştir.
Franco döneminin izlerini taşıyan, Bush’un savaş politikalarının arkasına takılan, İspanya ekonomisindeki bugünkü işsizliğin nedeni olan militarist neoliberal ekonomiyi inşa eden PP yeniden işbaşında olacak büyük bir ihtimalle. Aslında bu, hem İspanya’daki hem de Avrupa’daki krizi derinleştirecek bir durum. Çünkü PP, bu dönemde, Aznar döneminden farklı olarak, hızla özüne dönerek nasyonel-sosyalist bir hattı izleyebilir. Böylece PP, Aznar’ın yaptığının aksine, Euro’dan çıkmanın da bayraktarlığını yapabilir.
PP, her ne kadar, Türkiye’nin AB üyelik sürecine, PSOE’den farklı yaklaşıyor gözükmese de PP, Türkiye politikası dahil, hızla Almanya ve Fransa’nın yanına yerleşecektir. Bu durum, Avrupa’nın krizini kalıcı bir siyasi krize dönüştürdüğü gibi, İspanya’nın Ortadoğu’ya müdahil olma durumunu da birlikte getirir ve Türkiye AB ilişkileri İspanya tarafından da gerilir.
Kritik bir sürece giriyoruz!
Ama bundan öte, Almanya’da Türkler’e yapılan ırkçı saldırıların arkasında devletin nasyonel-sosyalist yapısının izlerinin olması, Fransa ve İngiltere’den yükselen savaş çözümü sesleri, Yunanistan’dan başlayarak para birliğinden çıkmanın ciddi olarak dile getirilmesi... Bütün bunları üst üste koyduğumuzda karşımıza ürkütücü bir tablo çıkıyor. Bu tablo, Avrupa’nın hızla ‘geriye’ dönebileceğini bize söylüyor. Avrupa’da 1970’li yıların başında başlayan ve İspanya, Portekiz, Yunanistan faşizmlerinin son bulmasıyla gelişen dalga, 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılması ile buluşmuş ve Türkiye’yi de içine alan bir demokratikleşme ivmesini ortaya çıkarmıştı. Bu ivmenin Türkiye üzerinden Ortadoğu’yu salladığı bir zamanda Avrupa geriye dönüyor. Durum bu anlamda kritik. Umarım kamuoyu yoklamaları yanılmış olur ve PP seçilmez.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018