Cemil ERTEM
Avcı’nın ortaya çıkardığı üç tarihsel sonuç
11.10.2010
2580
Öyle bir zaman ki bu; geçmişi aydınlatırken geleceği de bize anlatıyor. Şu Avcı meselesi bir tarihsel ve önemli zinciri ortaya çıkardı bence. Avcı’nın kitabını basan yayınevinden, “Devrimci Karargâh” örgütüne kadar kurduğu tüm ilişkiler ve DK’nın (Öcalan’ın vurgusundaki) “denetlemeyen” bir şehir unsuru olarak solda silahlı bir truva atı yapılması projesi, bize bir sonucu anlatıyor. Devletin Ergenekon kanadı, zaaflı ve başından beri mafyatik ilişkileri olan bazı sol yapılara sızarak (ki bu yapıların Kürt hareketine yakınlığı da avantaj olarak kullanılmış) radikal “sol” üzerinden yeni bir post-ergenekon yapılanması yaratmak istemiş. Şu açık; Avcı’nın ortalıkta olan ve gününün yarısını “solculuk” yaparak yarısını da mafyatik para-pul ilişkileri ile geçiren zaaflı bazı unsurlardan “özür” dilemesiyle başlayan ilişki ve süreç, öyle anlaşılıyor ki DK gibi bir yapıya kadar varmış. Karşımızda uzun ve inceden inceye planlanmış bir süreç var. Şimdi bu açığa çıkıyor. Cemaat mi ortaya çıkartıyor, Emniyet mi, CIA mi çok umurumda değil, açıkçası. Ama bu kadar zaaflı ve artık her anlamda “işi” bitmiş unsurlarla kurulan “kullanma” ilişkilerinin açığa çıkmaması beklenemezdi. Ama işin ilginç tarafı, bu kadar açık olan bu zinciri, başta şu çok seyredilen haber kanalları olmak üzere, basının bir cemaat operasyonu olarak anlatması ve de tabii ortaya bir mağdur çıkarması.
Bu işte benim ilgilendiğim olgular şunlardır ve bunlar tarihsel sonuçlardır: Birincisi, Türkiye’de radikal sol - devlet ilişkisi öyle münferit sızma meselelerinden ibaret ilişkiler değildir. Yani karşımızda bir Mahir Çayan - Mahir Kaynak ilişkisi yok. Ama bu, hastalıklı ilişkiler ve solun bazı kesimlerinin, Ergenekon yapılanmasının bir parçasına dönüştürülmesi doksanlı yılların başından itibaren başlayan bir süreçtir. Burada örgüt ve isim vermeyeceğim; ama bu örgütler ve isimler ortadadır. DK’nın ortaya “çıkarılması” operasyonu bu sürecin zirvesidir; çünkü DK, Türkiye solunun geleneksel yapılarından ayrı plastik bir örgüt olarak var edilmek istenmiştir ancak, konjonktür gereği, –Avcı gibilere rağmen- başarılı olamamıştır. Ama sonuçta, Avcı, kurduğu ilişkiler ve Avcı’ya yaptırılmak istenenler, bunlara dâhil olanlar ortaya çıkarmıştır ki; Türkiye’de radikal sol denen yapılanma, tam bu operasyonun başladığı doksanlı yılların başında, teorik ve ideolojik olarak bitmişti ama operasyonel olarak bitiş noktalarından birisi de budur. Artık tam burada ve bu bataklık karşısında bir nokta koymak ve oyun bitti demek zorundayız.
İkinci tarihsel sonuç; Türkiye devleti ile ilgilidir. Devlet, bu işleri bırakıyor. Devletin artık Avcı gibi, “kurallar ve kanunlar” dışında çalışacak unsurlara ihtiyacı yok; bu anlamda Avcı olayı, devletin bu yeni yönelimini ve örgütlenmesini anlatan bir gelişmedir. Siz AB’nin herhangi bir ülkesinde Avcı gibi bir Emniyet müdürünü bırakın bir Emniyet mensubu bulabilir misiniz; Avcı başından beri görevi ile örtüşmeyen bilgilere sahip ve bunları, çok ilginç zamanlarda, devletin içinde olmadığı ya da onu çemberin dışına çıkaran kanatlarına karşı kullanıyor. Dünyanın herhangi bir burjuva demokrasisinde böyle bir figür olmaz ama kazara olursa da saniyede uçururlar. Yani Avcı olayı gösteriyor ki devlet, herhangi bir burjuva demokrasisi çerçevesinde davranmaya karar vermiş.
Üçüncü tarihsel sonuç; Türkiye’de basının durumudur ve basın, ne yazık ki, devletin bu yeni yöneliminin gerisindedir; hatta ona direnmektedir. DK plastik ve post-Ergenekon örgütlenmesi, sanıldığı kadar basit, ilkel bir örgütlenme değildir. DK ve Bostancı’daki operasyon yalnızca aysbergin su üstündeki kısmıdır. Bu örgütlenmenin basın ayağı vardır; buralarda ciddi ilişkiler vardır. Türkiye’de her şeyin eskisi gibi devam edeceğini sanan bazı kişi ve kurumlar bilerek ya da bilmeyerek bu yapılanmaya destek vermişlerdir. Bunu da kabul edelim. Bence bu olay eğer derinleşirse Türkiye’de basının da yeniden yapılanma fırsatı olabilir.
Şimdi bu üç tarihsel sonucun bize yakın gelecekle ilgili yansımaları olacak tabii. Türkiye’de bu gelişmeden bazı dersler çıkarma aklını gösteren siyasi yapı ve kurumlar önemli adımlar atacaklar. Ama tabii ki bu olayı bir cemaat hesaplaşması gibi gören ve at gözlüklerini çıkarmak istemeyenler bulundukları yerleri bir müddet sonra terk etmek zorunda kalacaklar.
Hem referandum sonuçları hem de hemen arkasından gelen barış ve uzlaşma süreci, CHP’yi ve onun takipçilerini yeni bir stratejiye itiyor. Burada büyük resim tabii budur. Yani Avcı olayı, yukarıda anlattığımız sonuçları itibarıyla bu resmi tamamlamaktadır. CHP’yi var olan yağma statükosunun ve baskıcı üniter devletin devamı için destekleyenler, darbe, post-darbe, iç savaş seçenekleri boşa çıkınca, CHP’yi bu sefer AK Parti’ye iktidar ortağı yapıp süreci kendilerince denetlemeye ve geciktirmeye çalışma stratejisini seçtiler. CHP’nin başörtüsünden yeni anayasaya kadar gündeme getirdiği ve daha da getireceği tüm konular bu stratejinin parçasıdır.
www.cemilertem.com
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018