Cemil ERTEM
Bu uzun bayram tatili sonrası Türkiye’de yazın ekonomiyi yavaşlatan ritmi bitiyor. Son bayram tatili vesilesiyle de gördük ki bu yaz, turizm sektörü, geçen yıl uğradığı kayıpları biraz olsun telafi etti. Bayram sonrası, hiç şüphesiz ki günlük ekonomiyi daha fazla konuşacağız. İlk çeyrek büyümesinin yüzde 5 gelmesinden sonra, ikinci ve üçüncü çeyrek öncü göstergelerinin işaret ettiği gibi, daha yüksek büyüme verileri de bu süreçte karşımıza gelecek.
Büyüme verisindeki en önemli kalemlerden biri olan yatırım kalemindeki iyileşmeyi, net dış ticaret ve iç tüketim kalemlerinde görüyoruz ve burada bir devam trendi de var. Bu büyüme trendi son çeyrek itibarıyla yavaşlayabilir ancak bu yavaşlamanın, yılın genelindeki büyümeyi ilk üç çeyrek ortalamasının altına çeken keskinlikte olmayacağını da söylememiz gerekir.
Bu durumda, Türkiye ekonomisi, 2017’yi, 2010-11 yıllarına yaklaşan bir büyüme trendiyle bitirmiş olacak. Bu, 2018 için de avantajlı bir başlangıç sayılmalıdır. Burada iki önemli soru sormamız gerekir. Birincisi, bu büyüme trendi kapsayıcı ve sürdürülebilir mi; ikincisi de hangi sektörlerde yoğunlaşacak. Bu iki sonunun da tek bir cevabı var ve o da bir soru.
Sorular ve cevaplar...
Soru(lar) şu: Türkiye, hem kendisinin hem de dünyanın değişen siyasi ve ekonomik koşullarında hangi ekonomi-politikasını uygulayacak? Devamla, bu ekonomi politikasının temel bileşenleri olan para ve maliye politikaları ne olacak ve bunun en önemli başlıklarından biri olan banka ve finans sistemi, sermaye ve para piyasaları hangi reformlarla ne yönde değişikliğe uğrayacak?
İşte bu soruların cevabı bize, önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin -2019 seçimleri sonucu dahil olmak üzere- yeni yolunu tarif edecek. Bu çerçevede 2019 sonuçlarını da bu büyüme trendi, büyük ölçüde, belirleyecek.
Böyle tarihi geçiş dönemlerinde devletin ne denli yaratıcı çözümler geliştirdiğini önemli tarihsel deneyimler bize anlatıyor. 1929 Büyük Buhranı patlak verdiğinde Amerika Birleşik Devletleri’nin başında ülkenin 31. başkanı Cumhuriyetçi Herbert Hoover bulunuyordu. Hoover, kriz karşısında sistemin kendiliğinden eski yoluna oturacağını sanıyordu. Ama kriz yalnızca finansal sistemle sınırlı kalmadı reel alanları da sararak derinleşti ve Hoover’ın da çaresizliği ortaya çıktı. Böylece 1929 Büyük Buhranı ve sonrasında yaşanan küçüklü büyüklü birçok olay Hoover’ı bitirirken, Roosevelt’i iktidara taşıdı. Roosevelt’in New Deal (Yeni Düzen) politikası ise hiç şüphesiz hem Amerika Birleşik Devletleri hem de krizden etkilenen diğer tüm dünya ülkeleri için adeta bir can simidi haline dönüştü. Ekonomide çarkların yeniden dönmesine imkân sağlamayı hedefleyen ve hemen her konuda devlet harcamalarını ön plana çıkartan New Deal politikası, ABD ekonomisinin yeniden yapılanmasını ve kendine gelmesini sağlamıştır. Bugün hem sermaye hem de emek piyasaları düzenleyen birçok kurum ve iktisadi kanun, temayül Roosevelt’in New-Deal’i kökenlidir ve sanıldığının aksine bu uygulamalar devletçi değil piyasacı düzenlemelerdir.
Ne yapılacak?
Kamunun ekonomiye dahli yalnız kriz dönemlerinde olmaz, tarihi siyasi geçiş dönemlerinde de olur. Örneğin, Türkiye’de 2001 krizi sonrası, gündeme gelen ve Washington Uzlaşısı çerçevesine Türkiye ekonomisi oturtan Kemal Derviş programını takip eden yıllarda, bir 10-15 yıl sonra, Varlık Fonu, KGF gibi uygulamaların devreye gireceğini söyleyene deli muamelesi yaparlardı.
Hoş, şimdi bunlar devreye girince, başarılı olduğu/olacağı aşikâr bile olsa, benzer suçlamalarla karşılaşıyoruz. Ancak söylemek istediğim şudur: Türkiye, vesayetçi siyasi sistemi bitirdiği gibi, güdümlü piyasa dışı ekonomiyi de bitirecektir.
Bu açıdan, önümüzdeki günlerde, kapsayıcı, adil, üretim odaklı bir büyüme için piyasa dışı alışkanlıkları ve odakları tasfiye eden ama açık, üretim odaklı bir kalkınmanın kurumlarını ve uygulamalarını gündeme getiren -KGF örneğinde olduğu gibi- bir kamu otoritesi göreceğiz. Bu açıdan üretim odaklı, kapsayıcı bir büyümeden kimsenin şüphesi olmasın.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları





















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018