Cemil KOÇAK
Evet, ben de farkındayım; Hasan Rıza Soyak, 1973 yılında yayınlanan anılarında, Recep Peker’in 1935 yılında faşizmden esinlenmiş yeni bir örgütlenme hazırlığı içine girmiş olduğunu ve bu nedenle kısa bir süre sonra da CHP genel sekreterliğinden Atatürk tarafından uzaklaştırıldığını yazmıştı. Bu öykü acaba doğru mu?
1931’de düzenlenen CHP tüzüğüne göre Chp değişmez Genel Başkanı Atatürk ile onun atadığı Genel Başkan Vekili (ve tabii Başbakan İnönü) ve yine Atatürk’ün atadığı Genel Sekreter Recep Peker... Bu üçlünün oluşturduğu komitenin kararlarına bütün parti üyelerince kayıtsız şartsız itaat olunacağı tüzükte belirtilmişti.
Atatürk döneminin önemli şahsiyetlerinden biri olan ve 1934 yılında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’ne atanan Hasan Rıza Soyak’ın anılarında anlattığı bu olay, daha sonra Recep Peker’in faşizm konusundaki eğilimini kanıtlamak için çok kullanıldı. Hâlâ pek çok yazar, bu anıdan yola çıkarak, Peker’in ‘totaliter ruhu’nu anlatmaya devam ediyor. Ancak, tarihçilerin bir görevi de, artık seslerini çıkaramayacak durumda olanların haklarını korumak olmalıdır. Bu bakımdan Soyak’ın Peker’e haksızlık ettiğini düşündüğümü belirtmeden geçemeyeceğim.
Peker’in faşizmi
Soyak’ın anlatımına göre; CHP Genel Sekreteri olan Recep Peker, Almanya ve İtalya’da “o zaman epeyce dedikodulara sebep olan uzun ve masraflı bir tetkik seyahati yapmıştı; dönüşünde, yakında toplanacak olan parti kurultayına (…) arz edilmek üzere, yeni bir nizamname [tüzük] ile çok uzun ve çok teferruatlı bir program hazırlamıştı.” Bu taslaklar, CHP Genel Başkan vekili ve Başbakan İsmet İnönü tarafından da onaylanarak Atatürk’e sunulmuştu. Soyak, bu aşamada eline geçen evrakı “acele ile karıştırarak” Atatürk’e sunduğunu belirtiyor. Akşam misafiri olduğundan evrakı ancak gecenin ilerleyen saatlerinde inceleme fırsatı bulmuş olan Atatürk’ün sabaha kadar bu taslakları incelediğini de yine onun anılarından öğreniyoruz.
Soyak, sabah erkenden Atatürk’ün yanına geldiğinde; onun “ilk bakışta sezilen bir sinirlilik hâli” olduğunu özellikle vurguluyor. Atatürk gayet “sinirli” bir şekilde hazırlanan taslağı eleştirir. Ona göre; taslak, “bütün kuvvetleri nefsinde toplayıp, tek-partiyi, tabiî dolayısıyla devleti ve memleketi tek başlarına idare edecek olan yüksek meclis” kurulmasını öngörüyordu. Atatürk, “bu zorbaları kim seçecek?” diye de sormuştu, kızarak… Atatürk, daha da kızarak, en yakın arkadaşlarının bile kendisini anlayamamış olmasından şikâyet etmiş ve bir gün ülkede “padişahlığa taraftar olanlar dahi bir fırka [parti] kurabilsinler” diye çaba gösterdiğinden söz etmişti.
Soyak, Peker tarafından hazırlanan taslakları yeniden incelemişti. Şöyle özetliyor: “Gerek nizamname, gerek program, o zamanın tek-partili totaliter idarelerindeki esaslara göre kaleme alınmıştı. Başta, azası mahdut [üyesi sınırlı], fakat kudret ve salâhiyeti [gücü ve yetkisi] sınırsız bir heyet tasavvur ediliyordu [öngörülüyordu]. Bütün kararları bu âli [yüksek] heyet veriyor; TBMM bir şekilden ibaret kalıyordu. İtalya ve Almanya’da olduğu gibi üniformalı gençlik teşkilâtı kuruluyordu. Bir kelime ile ve tam manası ile faşizm…”
Atatatürk’ün tepkisi
Atatürk, bu taslakların İsmet Paşa tarafından okunmadan ve incelenmeden kendisine iletildiği kanısına varmıştı. Derhal İsmet Paşa ile Peker’i köşke çağırtmış ve yine Soyak’ın anlatımına göre, üçü birlikte “birkaç saat” baş başa görüşmüşlerdi. Soyak, anılarında bu görüşmenin içeriği konusunda bilgisi olmadığını belirtmektedir. Toplantı bittiğinde, Atatürk memnundur: “Atatürk, mütebessim [gülümseyen] bir çehre ile, ‘vaziyet tahmin ettiğim gibi çıktı çocuk… İsmet Paşa, Recep’in marifeti olan o saçmaları okumadan imza etmiş; neyse her şey olduğu gibi kalacaktır’ dedi.”
Soyak, anılarında maalesef bu taslakların kopyasını sunmuyor; hatta bunların kendi elinde bile olmadığını belirtiyor. Bu taslakların saklanıp saklanmadığından da emin değildir. Saklandıysa da, hâli hazırda nerede olduğunu bilememektedir. Belki de CHP evrakı arasındadır ya da bir başka yerde kalmış olabilir. Soyak, bu evrakın bulunup yayınlanmasından yanadır. Çünkü, ona göre, bu gelişmenin kendisi, “Atatürk’ün totaliter idarelerin ne kadar aleyhinde olduğunu” gösteriyordu. Ayrıca, Soyak, bir noktaya daha işaret ediyordu: Bu taslaklar “yabancı ideolojilerin şatafatına kapılmış olan bazı en yakın çalışma arkadaşları ile dahi nasıl uğraşmak zorunda kaldığını bir kere daha pek açık olarak belirten mühim [önemli] belgelerdendi.”
Soyak’a güvenebilir miyiz?
Soyak’ın anılarında yazdığı bu olay gerçek olabilir mi diye sık düşünmüşümdür. Evet, biliyorum, Recep Peker, otoriter bir yönetimi bütün kalbiyle benimsemiş ve savunmuş bir kişiydi. İyi ama; 1935 yılında yönetimde bu görüşleri paylaşmayan birisi var mıydı? Bu soruya olumlu yanıt vermek imkânı elbette yoktur. Sonra; Soyak, hatırlanacağı gibi, Atatürk’ün en yakınında yer alan bir kişi olarak, İnönü ve Peker’e uzaktı. Hatta İnönü’nün Cumhurbaşkanı olmasına karşı çıkan ekibin önemli bir ismiydi. Bu öyküyü uzun yıllar önce “Türkiye’de Millî Şef Dönemi (1938-1945)” adlı kitabımda uzun uzun anlatmıştım. Soyak, bu nedenle İnönü’nün Cumhurbaşkanlığı döneminde Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’nden uzaklaştırılmıştı. Soyak’ın İnönü’ye sempati beslemediğini biliyoruz. Ayrıca, İnönü ile birlikte hareket etmekte olan Peker’e karşı da aynı duyguları beslediğini söyleyebiliriz. Devam edelim: Soyak’ın anılarında yazdığı her olay da maalesef gerçek değildir. O kadar ki, Atatürk’ün ölüm döşeğinde onun müstakbel Cumhurbaşkanı için sözlü bir vasiyet bıraktığına ilişkin açıklaması -ki anılarında yer almaktadır- bizzat dönemin Başbakanı Celâl Bayar tarafından bile ciddîye alınmamıştır. Soyak, Atatürk’ün yazılı vasiyetinden sonra, sadece kendisini yanına çağırarak, kendisinden sonra seçilecek olan cumhurbaşkanı konusunda ona sözlü bir vasiyet bıraktığını açıklamıştı. Yeni cumhurbaşkanı, Atatürk’ün bu sözlü vasiyetine göre, kesinlikle İsmet İnönü olmamalıydı; en iyisi Fevzi Çakmak’ın bir formül bulunup seçilmesinin sağlanmasıydı. Görüldüğü gibi, Soyak, sadece kendisine ifade edilen bu ‘millî sırrı’ Bayar’a aktardığında, Bayar, böyle bir şey olursa, Atatürk’ün başbakanı olan kendisine bu vasiyeti açıklayacağını belirterek, vasiyet fikrini reddetmişti. Ona inanmamış ve güvenmemişti.
SOYAK, BİR TAŞLA KAÇ KUŞ VURUYOR?
Bunca yıl Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi’nde CHP kataloglarını elden geçirmiş olmama rağmen, Soyak’ın sözünü ettiği taslakları hiç göremedim. Elbette bu, taslakların hiç olmadığı anlamına gelmez; belki bir gün bir araştırmacı bunları bulabilir. Fakat ben şahsen bu taslakları görmeden, Soyak’ın anlattıklarını kuşkulu bulmaya devam edeceğim. Soyak, bu öyküyle birkaç kuş birden vuruyor sanıyorum: Öncelikle, kendisinin hiç de sempatisi olmayan dönemin iki önemli şahsiyetini hedef alıyor. İnönü ile Peker’i ve onları, Atatürk’ün nazarında, ‘onu anlamayan dava arkadaşları’ konumuna itiyor. Tabiî bu arada, tıpkı sözlü vasiyet konusunda yaptığı gibi, kendisini de bir kez daha Atatürk’ün en güvendiği yakını konumuna yükseltiyor. Atatürk, bizzat kendisinin atadığı İnönü ile Peker’i, Soyak’ın önünde, ‘totaliter’ olmakla suçluyor. Böylece tek-parti yönetiminin suçluları da belli olmuş oluyor: Tabiî İsmet Paşa ile Peker olmasaydı, böyle olmazdı fikriyatı havada uçuşuyor. Yani, lider olarak Atatürk hiç anlaşılmamıştı; en yakınları dahi onun ideallerini anlamamışlardı; o tek başına ve yalnızdı. Yanında sadece ona sadık Soyak gibi bir iki kişi daha vardı algısının oluşturulmasına gayret ediliyor. Hele İnönü, kendisine sunulan taslakları dahi okumadan, incelemeden, altına paraf atıp, Cumhurbaşkanına sunan bir Başbakan olarak resmediliyor.
PEKER GÖREVİNİ YAPMIŞTI
İşin özüne gelelim: Peker, elbette tek-parti yönetiminde CHP’nin gerçek bir siyasî parti olmasını istiyordu. Onu, kağıt üzerinde kalmış, fiilen varla yok arasında bir parti olmaktan çıkarıp, toplumda gerçekten işlevi olan bir parti haline getirmek istiyordu. Zaten SCF deneyiminden sonra bizzat Atatürk, onu CHP Genel Sekreteri yapmıştı. Amaç, partiye dinamizm kazandırmak ve partinin ideolojik yapılanmasını sağlamaktı. Dolayısıyla Peker, eğer gerçekten de böyle bir taslak hazırlamışsa, sadece görevini yapmıştı. Peker’in bu çabasını eleştirmek değil, takdir etmek gerekirdi. Tek-parti yönetiminde tutarlı olmak gerekirse, partinin yönetim içindeki işlevinin ağırlık kazanması gerekirdi. Partinin ideolojik yönden güçlendirilmesi de gerekirdi. Peker bunları yapmaya çalışmıştı işte… Benim bu dönemde Peker’in politik misyonu konusundaki yargım bu yöndedir. Aslında Peker, tek-parti döneminin ve yönetiminin en tutarlı politikacılarından biriydi.
Soyak’ın çelişkisi
Soyak, daha 1931 yılında yeniden düzenlenmiş olan CHP tüzüğünde öngörülmüş olan Genel Başkanlık Divanı da anılarında anlatmış olsaydı, yazdıklarının ne kadar çelişkili olduğunu okuyucular daha kolayca anlayabilirlerdi. Tüzükte belirtilen Genel Başkanlık Divanı üç üyeden oluşuyordu: CHP Değişmez Genel Başkanı Atatürk ile onun atadığı Genel Başkan vekili (ve tabiî Başbakan) İnönü ve yine Atatürk’ün atadığı Genel Sekreter Recep Peker’den… Bu üçlünün oluşturduğu komitenin kararlarına bütün parti üyelerince “kayıtsız şartsız itaat” olunacağı da yine tüzükte yazılıydı. Zaten yine tüzüğe göre, genel başkan, partinin “yüksek idaresi”ni elinde tutan kişiydi. Şimdi insanın aklına şu geliyor: Acaba Peker, zaten var olan bu yönetim şeklinin yerine nasıl bir başka “totaliter idare” tasavvur etmişti? Sizce de merak etmeye değmez mi?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016