Cemil KOÇAK
CHP’nin günümüzde ardı ardına seçim kaybetmesi karşısında belki de ilk merak edilecek nokta, partinin önde gelen yöneticilerinin 1950 öncesindeki duygu ve düşünceleri olabilir.
Elbette CHP içinde 1950 seçiminin kaybedilebileceğini düşünen bir grup vardı. En azından sonuçtan kesin olarak emin değillerdi. İsterseniz işe bizzat İsmet İnönü’den başlayalım: 1949 yılının Ekim ayında İnönü, oğlu Erdal İnönü’ye yazdığı bir özel mektupta, “gelecek sene seçimi kazansak da, kazanmasak da, umurumda değil” diyordu. 1950 yılının Mart ayında da, “ne netice olsa memnun olacağım” şeklinde yazmıştı. ‘Netice ne çıkarsa şeref bizimdir... Kazansak da, kaybetsek de... Hiçbir endişem yok...” demekteydi. Nisan ayında da, “neticeyi sükûnet ile bekliyoruz” demişti. Aynı ay içinde bir başka mektubunda da, “Netice ne olursa olsun, annen ve kardeşlerin iyi ve keyifli karşılamaya kendimizi tamamiyle hazırladık. Senin de tabiî ve feylosofça karşılayacağına eminim.” diyordu. En sonda da duygularını şöyle ifade etmişti: “Adayların tesbiti çok üzüntülü oldu. (...) Daha sürprizlisi seçimde meydana çıkacak. (...) Çoğu gitti, azı kaldı. Herkes merakta...”
‘Kaybedeceğini sanmıyordu’
Metin Toker, Nihat Erim’in seçimin kaybedebileceğine ilişkin görüşlere sahip olduğunu belirtmekle birlikte; CHP’nin iktidarı muhafaza edebileceğini sandığını yazıyor. Gerçi bizzat İnönü, kaybetme ihtimalinden söz ediyor ve yakın çevresini bu konuda alıştırmaya çalışıyordu; ama yine Toker’e göre, “kaybedeceğini de pek sanmıyordu.” Ama kaybetmeyi de göze almıştı. Toker de, İnönü’nün Nihat Erim’i Başbakan adayı olarak seçtiğini yazmakla birlikte; CHP genel başkanlığı için önce Hüseyin Cahit Yalçın’ı düşündüğünü ve hatta bu konuda ona bizzat Erim ile haber göndererek onayını istediğini de yazıyor. Yalçın, öneriyi kabul etmişse de; İnönü’nün yakın çevresi, bizzat Şükrü Saraçoğlu ile Hilmi Uran, bu öneriyi şiddetle reddetmişti ve sonunda öneri geri alınmak zorunda kalınmıştı. Diğer yandan, Toker, İnönü’nün seçimi kaybetme fikrine ailesini de alıştırmak istemesini vurguluyor.
‘Sürpriz’ mi oldu?
Kasım Gülek ise, 1984 yılının hemen başında, bir mülâkat sırasında, İnönü’nün olsun, yakın çevresinin olsun, seçimde yenilgi beklemediklerini kendi izlenimi olarak aktarıyor. Nihat Erim de, seçimden hemen önce, Mart ayında basına yaptığı bir açıklamada şöyle demişti: “CHP’nin görüşü şudur: Vaziyetimizi 1947, 1948 ve 1949 ile mukayese edersek [karşılaştırırsak], CHP lehine bir inkişâf [gelişme] vardır. Umumî kanaat [genel kanı], CHP’nin yeni Meclis’te büyük bir ekseriyet [çoğunluk] sağlayacağıdır.”
Avni Doğan ise, aksine, bizzat İnönü’nün kendisine CHP’nin seçimi kaybedebileceğini söylediğini aktarıyor. Hatta CHP’nin iktidarı yitirmesi ihtimaline karşı, Ankara’da bazı karışıklıkların çıkabileceğinden endişe eden İnönü, Doğan’dan, Ankara valisi olarak, her türlü ihtimali düşünerek, güvenlik önlemleri almasını istemişti. İnönü, alınan önlemler konusunda ayrıntılı bilgi sahibi olmayı da talep etmişti. Hilmi Uran, yıllar sonra anılarında şunları yazacaktır: “İddia edilebilir ki, 1950 seçimlerini kazanmış olmaya da, onları kaybetmeye de, İnönü kendini önceden hazırlamış bulunuyordu. Seçimler kazanılsaydı, bu hâl onun için bir sürpriz olmayacaktı. Nitekim seçimlerin kaybedilmiş olması da, onun için bir sürpriz olmamıştı.”
‘Kazanacağız sanıyorduk’
Hilmi Uran, anılarında, “Biz Cumhuriyet Halk Partisi’ne mensup mebuslar olarak, bazı vilâyetlerimiz hariç olmak üzere, 1950 senesi için de seçimi kazanacağımız ihtimalini galip [yüksek] görüyorduk” diyor. Uran’ın ifadesi ile “yaptığımız ve yaptırdığımız temaslar, aldığımız haberler ve edindiğimiz intibalar, bize bu ümidi veriyordu.”
Uran, şöyle devam ediyor: “Bununla beraber, elbet kazanmamak ihtimalini de derpiş etmiyor [göz önünde bulundurmuyor] değildik. Burada diğer arkadaşlar nam ve hesabına bir şey söylemek istemem. Fakat mesela ben seçimlerde Adana’yı çok sağlam bulmakla beraber, kazanmamak ihtimalini de daima göz önünde bulunduruyordum. Mamafih içimizde yine sayın İnönü idi ki, kendisini her iki ihtimalin tahakkuk ve tecellisine göre çok esaslı hazırlıyor ve her işinde olduğu gibi, seçimler işinde de, müsbet ve menfî ihtimaller için hesaplı bulunuyordu. İnönü, seçimi parti olarak kaybedersek, Cumhurreisliği köşkünü derhal tahliye edebilmek için çok daha önceden kendi köşkünde lüzumlu hazırlıkları yapmış ve ailesi efradını da böyle bir ihtimale karşı fikren ve ruhen hazırlamıştı. Bir nevi telkin ile bizi de böyle bir ihtimale alıştırmış olmak için bu tedbirlerden zaman zaman bizlere de bahsederdi. Artık onun için seçim kaybı şaşırtıcı bir hâl olmayacaktı.
Öte taraftan, seçimi kazanmamız ihtimaline karşı da fikren hazırlıklar yapıyor; mesela, büyük ve lüzumlu ekseriyetle iktidara gelirsek, rejim teminatını ve anayasa tadillerini [değişikliğini] ele almak istiyor; zannederim ilerideki hükûmet reisliği için de sayın Erim’i düşünüyordu. Sonra, artık bu defa parti ile büsbütün alâkasını keseceğini ve sadece Cumhurreisliği sıfatını muhafaza edeceğini söyleyerek, beni parti genel başkanlığını kabule rızaya çalışıyor ve bana da iltifatta bulunuyordu.”
Rıfkı Salim Burçak ise, Saraçoğlu’nun Meclis’te üçte iki oranında bir çoğunluk sağlayacaklarına inandığını yazıyor. Burçak’a göre, Cevat Dursunoğlu ise, en az 300 milletvekilliği bekliyordu. Faik Ahmet Barutçu, anılarında, seçim gecesinde CHP merkezindeki görevlileri “pek umutlu bulmadığı”na değiniyor. Bununla birlikte, o gece herkesin iyimser olduğunu da belirtiyor. Burçak ise, CHP yöneticilerinin seçimi kazanma konusundaki iyimser beklentilerine karşılık, “İsmet İnönü[‘nün] durumu daha gerçekçi bir açıdan” gördüğünü ve “partisinin seçimleri kaybetme ihtimalini de hesaba” kattığını yazıyor.
SEÇİM KAYBININ ARDINDAN YAZILANLAR
Uran, anılarında, seçimi kaybetme nedenleri üzerinde pek kısa durmayı tercih ediyor: “Halk çoğunluğunu teşkil eden ayrı ayrı her zümrenin, karşı tarafta bizden daha iyi bir hükûmet bulacağına inandırılmış olduğunu ve daha iyi bir hükûmete kavuşmuş olmak için de, pek haklı olarak, seçimlerde bizi ihmal etmiş bulunduğunu söyleyip geçmek, daha iyi olur sanırım...” Barutçu ise, anılarında, seçimin yitirildiği gece, Çankaya köşkünde Başbakan Şemsettin Günaltay’ın yeni iktidarın altı ay bile ülkeyi yönetemeyeceğini söylediğini ve İnönü’nün de yenilginin sorumluluğunu üzerine almakla birlikte, bir yıl içinde yeniden CHP’nin duruma hâkim olacağını ileri sürdüğünü açıklıyor. İnönü’ye göre, DP iktidarı o kadar güçsüz olacaktı ki, CHP ile bir koalisyon kurmayı önereceklerdi. Ama İnönü, bu öneriyi reddetmek gerektiğini de belirtmişti. Barutçu, seçim gecesinde Çankaya köşkünde İnönü’nün “çok kederli ve dolgun” olduğunu gözlediğini yazıyor.
CHP’NİN RESMÎ AÇIKLAMASI
CHP’nin 16 Mayıs’ta teşkilâtına yayınladığı beyanname, seçimi yitiren iktidarın, parti örgütüne yönelik ilk bildirisi niteliğindeydi: “Partimiz son [Türkiye] Büyük Millet Meclisi seçimlerini ve bunun tabiî neticesi olarak iktidarı kaybetmiştir. Bu bir vakıadır ve halk iradesine dayanan rejimlerde milletin iktidar değiştirme suretinde daima tecellisi beklenebilen ihtimallerdendir.
Belirtmek isterim ki, partimizin böyle bir durumla karşı karşıya kalmasında, küçük, büyük teşkilâtımızın ve oralarda çalışan arkadaşlarımızın bir taksiri [suçu] olduğunu kat’îyetle düşünmemekteyiz. Bilakis, onların seçime takaddüm eden [rastlayan] günlerde ve bilhassa halkımızı tenvir ve irşad [uyarı ve aydınlatma] vazifesinde canla, başla çalıştıklarına ve kendilerine bu yüzden teşekkür borçlu olduğumuza kanaatimiz vardır.
Partimiz bundan böyle yeni bir çalışma devrine girmiş bulunmaktadır. Biz bu sahada da memleketimize ve milletimize geniş hizmetler sağlayarak, halkımızı tenvire devam edeceğiz ve muhalefette çalışarak, memlekete bu sahada da hizmet sağlamanın şerefli örneğini vereceğiz. Bu itibarla arkadaşlarımın hiçbir fütur [gevşeklik] getirmeksizin, bu yeni duruma da intibak etmeyi [uymayı] bilmesini ve iktidarı kaybetmiş olmanın hiç kimseye küskünlüğünü izhara hakkımız olmadığını düşünerek, parti başkanımız İnönü etrafında mütesanid [toplanmış] bir kitle halinde, geniş yürekle, memleket ve millet hizmetine ve parti vazifesine devam etmesini rica eder, gözlerinizden öperim.” (İsmet İnönü)
İNÖNÜ: NEDEN KAYBETTİK?
Seçimlerin kaybından sonra İnönü, oğlu Erdal İnönü’ye şunları yazacaktır: “Niçin kaybettik? İnsaflı, insafsız bin bir sebebi var. Fakat en başta geleni, değişiklik arzusudur. Bu da milletlerin hem masum, hem tabiî bir arzularıdır. En sıkıntılı zaman, kaybolmuş bir seçimden sonra geçen bir haftadır. Şimdi bu bitti. İki gün sonra yeni Cumhurbaşkanı ve hükûmet seçilecektir. (...)
Bu bir hafta, çok şükür, sarsıntısız geçmiştir. Beş seneden beri politikacılar benim için nasıl bir düşmanlık havası yaratmaya çalıştılar, bilirsin... Seçimin neticesini alır almaz, her yerde bize karşı sempati duyulmaya başladı. Hatta yanlış bir şey yapıldığı hissinin halkta göründüğünü söyleyenler bile var. Bunların ehemmiyeti yalnız bir noktadadır: O da İnönü ailesine karşı düşmanlık telkini muvaffak olmamıştır. İtibarımız içeride, dışarıda artmıştır. Taşıdığınız adla haklı olarak iftihar edeceksiniz.
Bu seçim, memlekette yeni bir hayat tarzı kurmak için giriştiğimiz teşebbüste ne kadar ciddî ve samimi olduğumuzu ispat etmiştir. Memleket için, hepimiz için şeref olmuştur. (...) Keyfimiz yerinde... Muhalefet lideri olduğumu ve CHP’nin başkanlığını üzerime aldığımı ilân ettim. Çok şükür, memleketimizin itibarı yerinde, bizim itibarımız yerinde... Yeni bir devrin çalışmalarına başladık. Her şey anlaşılacak, her şey iyi olacak...”
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016