Cemil KOÇAK
Türkiye komünist hareketinin ünlü isimlerinden Rasih Nuri İleri de, yaşayan en eski komünistlerden biri olarak, geçenlerde aramızdan ayrıldı. Ama yazdıklarıyla hatırlanmaya devam edilecek. Onun ‘Atatürk ve Komünizm’ kitabını okumak da, Türkiyeli komünistlerin pek çoğunun Kemalizm ile ilişkisini anlamak bakımından uygun bir tercihtir.
Rasih Nuri İleri, önsözünü 1969 yılında yazdığı ‘Atatürk ve Komünizm’ adlı kitabını Anadolu yayınlarından çıkardığında, yıl 1969 ya da 1970 idi. Türkiye’de sosyalist hareket içinde Millî Demokratik Devrim (MDD) düşüncesinin ağır bastığı döneme çoktan girilmişti bile. İleri de, bu kitabıyla Türkiyeli sosyalistlere Atatürk’ün de sosyalizme, komünizme, Sovyetler Birliği’ne yakın bir kişi olduğunu kanıtlamaya çalışmıştı.
Onun bu tutumu doğaldı; çünkü içinde bulunduğu MDD düşüncesinde, Kemalizm ile sosyalizm arasında Çin duvarı bulunmuyordu. Bu görüşe göre; sosyalistler doğal olarak Kemalistlerdi zaten; Kemalistler ise potansiyel sosyalistlerdi. Aradaki ayrım, önemsenmemesi gereken küçük bir ayrıntıydı. Zaten İleri’nin üyesi olduğu gizli Türkiye Komünist Partisi (TKP) de, uzun tarihi boyunca bu görüşe hayli yatkın olmuştu.
Atatürk, komünizme karşı değildi
Bu düşünce, İleri’nin kitabında âdetâ belgesel düzeyde kanıtlanmaya çalışılıyordu. Atatürk’ün sosyalist görüşlere kapalı olduğu yolundaki fikir, İleri’nin hoşuna gitmemiş olacak ki, bu görüşün yanlışlığında ısrar ediyordu. Şimdi kitabında yazdıklarına bir göz atalım isterseniz… İleri’nin dört yüz sayfaya yaklaşan kitabında yaptığı tek bir şey vardı aslında; Atatürk’ün 1919-1922 yılı arasında konuya ilişkin yazışmalarını ardı ardına kurgulayarak sunmak… Okuyucu bu kadar çok belgenin içinde elbette onun Sovyetler Birliği’ne, özel olarak Lenin’e, bu arada sola ve sosyalizme olan yakınlığını hissedecekti. Bu tarihten sonrası ise İleri’de hiç yoktur. Bu tarihten sonra Atatürk bir daha bu konulara geri dönmeyecektir.
Belki de uzun yılların ardından İleri’nin bu kitabında ortaya koyduğu ana görüşe karşı yazılan kitap, Taha Akyol’un ‘Ama Hangi Atatürk’ olmuştur. Akyol’un kitabında başarıyla gösterdiği üzere, Atatürk’ün tamamen konjonktürel ve taktiksel anlamdaki açıklamaları, onun kişisel görüşlerini yansıtmaktan hep çok uzak kalmıştır. Sosyalizme değinme ihtiyacı kalmadığı andan itibaren, yani kurtuluş savaşının başarılmasıyla birlikte, artık bu mesele onun ilgi alanından tamamen çıkmıştır.
Atatürk’ün ‘demokrasi özlemi’
İleri’ye göre, Atatürk’ün kendisinde “bir demokrasi özlemi bulunmaktaydı.” İleri, nedense, bu saptamasının başına bir de “garip görünebilirse de” demek ihtiyacını hissetmişti. Böyle yapmasının nedenini ise, kitabının ilgili dipnotunda şöyle açıklamaktadır: “Atatürk, demokratik bir düzen için çalışmıştı; ancak onun için demokrasi, sırf biçimsel bir ‘sandıktan çıkma’ meselesi değildi. Kendisine karşı gelenlerin hangi yollardan oy sömürücülüğü yapabileceklerini pekiyi biliyordu.” Nereden biliyordu diye soracak olanlar varsa eğer; İleri bunu da yanıtlıyor: Çünkü; “Gazi Mustafa Kemal, büyük bir gerçekçi”ydi; “her attığı adımda ne yapabileceğini, nereye kadar gidebileceğini gayet iyi hesaplayan bir kurmaydı.”
Ama biz yine Atatürk’ün ‘demokrasi’ anlayışına devam edelim; İleri şöyle yazmıştı: “ ‘Parti dinî inançlara hürmetkârdır’ formülünün [bu arada bu formülün 1924 yılında Atatürk’e karşı çıkan paşalarca kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın formülü olduğunu hatırlayalım], ne gibi oyunlar gizlediğini, kimin çıkarına sömürüldüğünü Nutuk’ta gayet açıkça belirtmektedir. Hakikaten de Türkiye’de üç akım için olanaklar bulunmaktaydı. ‘Gerici akıma dayanan çıkarcılar; Atatürk devrimcileri; sosyalistler’ (Dr. Şefik Hüsnü [Değmer]) Bunun için İttihatçıların sözcüsü, İzmit gazeteciler toplantısında [yıl 1923] ‘Paşam, muhalifleriniz çoğunluk kazanırsa, iktidarı onlara terk edecek misiniz?’ sorusunu sorunca; Gazi, ‘o dediğiniz çoğunluğu sopa ile kovarım’ cevabını vermiştir. Onun için demokrasi, şekil, sandık meselesi değil, öz meselesidir.” İleri, bu notunu ünlü Türk Solu dergisinin (ama bugünkü Türk Solu ile karıştırılmaması gerekir) otuz dokuzuncu sayısından almıştı.
Atatürk zamanında sol yayınlar serbestti
İleri’nin kitabının sonunda ortaya koyduğu görüşlerden biri de, buydu işte… Şöyle yazıyordu: “Ancak Atatürk’ün ölümüne kadar yine de genel anlamda sol neşriyat ve çevriler serbestti. 1930’larda, 1932-1936’larda her kitap çevrilebiliyordu.” Neden peki çevrilmedi; yayınlanmadı diye soracak olanlar muhakkak bulunacaktır; İleri de bunu düşünmüş olmalı ki, bu sorunun yanıtını da yazmak ihtiyacını hissetmişti: “Şunu çekinmeden söyleyebiliriz ki, eğer 1930-1938 döneminde bugünkü [1960’lar Türkiyesi’ni hatırlayalım] bollukta sol klasiklerinin çevirileri basılmamışsa, bunun sorumluluğu rejime değil, ‘sol’ yazarlara aittir.” Bunu yazdıktan sonra İleri, belki de biraz ileri gittiğini düşünmüş olmalı; çünkü, hemen akabinde dipnotuna şunu da eklemekten kendisini alamamış: “Haksızlık etmemek için şunu da belirtmeliyiz ki, o dönemde okuyucuların, kitap satışlarının azlığı bu duruma büyük ölçüde sebep olmuştur.” Sonuçta; sol yayınların müşterisinin olmaması, bu durumu yaratmıştı demeye getiriyor! Yazar, bu konuda bu sırada Hikmet Kıvılcımlı’nın ve Kerim Sadi’nin kitaplarını ve çevirilerini de örnek olarak gösteriyor.
Nâzım Hikmet, ders kitabında
İleri’ye göre, Nâzım Hikmet bile o dönemde ders kitabında yer almıştı! Nâzım, ders kitabında öğrencilerce okunuyordu; serbestçe! Doğrusu şimdiye kadar ders kitapları konusunda yapılan araştırmalarda bu konu bayağı eksik kalmış olmalıdır. Ya İleri’nin söylediği doğru değildir; ya da araştırmacıların bu konuda ciddî eksiği bulunmaktadır; çünkü ben şimdiye kadar o dönemin ders kitaplarında Nâzım Hikmet’e hiç rastlamadım!
Solculara az ceza verilirdi
İleri, “yasak olan sol örgütlenmeye karşı verilen cezalara gelince; bunlar Atatürk döneminde şaşılacak kadar azdı” diyor. TKP’nin de 1925 yılında Takriri Sükûn yasası ile yasaklanmasının ardından belki bu iddiası şaşırtıcı gelebilir. Çünkü, TKP’nin yayınları ancak yasa dışı olarak dağıtılabiliyordu. Buna karşılık İleri şu gerekçeyi ortaya sürüyor: “Atatürk’ün en yakın silâh arkadaşlarından asılanlar oldu. Albay (Ayıcı) Arif bey ve Rüştü Paşa (Zorlu) bunlardandı. Sarıklı yobazlar asıldı; şapka ‘devrimi’ne ve reformlara karşı gelenlerden asılanlar oldu; Nakşibendiler asıldı. Bu sert tutum, Atatürk devriminin gereklerindendi. Ancak asılan ya da ağır cezaya uğratılan sol eğilimli tek bir kişi yoktur.”
İleri, bu satırlarıyla âdetâ ‘sol’un nasıl ‘kayrıldığı’nı bize aktarmaktadır. Ama devam edelim… Her ne kadar bizzat İleri, bu cezaların ne denli hafif olduğunu kanıtlamak üzere örnekler verirken; örneğin Şefik Hüsnü Değmer’in 1925 yılında gıyabında on beş yıla mahkûm olduğunu da belirtmek ihtiyacını duymuştur.
Meğer 141. madde ‘olumlu’ imiş…
İleri’nin ceza yasasının bir zamanlar hayli ünlü 141 ve 142. maddelerine yönelik değerlendirmesi de ilginçtir: Bu maddeler hem komünist örgütlenmeyi, hem de komünist düşüncenin açıklanmasını engelliyordu. Fakat İleri başka bir şey daha söylüyor: “İlk şekli ile 142. maddedeki cezalar altı aydan başlıyordu; 141 ise, cebir unsurunu kapsıyordu; bu yüzden de o dönemde sol tarafından olumlu olarak karşılanmıştı.”
Nâzım Hikmet davası ‘sayılmaz’
Elbette Nâzım Hikmet’in ve Hikmet Kıvılcımlı’nın 1938 yılında harb okulu ve donanma davasından aldıkları ağır mahkûmiyetten söz edilmese, İleri’nin bazı bilgileri kendisine sakladığından kuşku duyardık. Fakat İleri, bu davadan da söz ediyor. Bu davanın mahkûmiyetleri, o zamana kadar verilmiş en ağır cezalardı. Ama yine de İleri’nin bir ‘özrü’ vardır; bu sırada “Atatürk ölüm döşeğinde”dir. Yani kabahati ona bulmamak gerekir. Bilinmelidir ki, gerçekten de Türkiyeli sosyalistler, uzun yıllar boyunca ve hatta bugün bile bu davadan dolayı Atatürk’ü sorumlu tutmazlar. Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak’ı, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’yı birinci derecede sorumlu tutarlar. Zamanın başbakanı Celâl Bayar’ı da pek akıllarına getirmemişlerdir denilebilir. İleri’nin deyimiyle; “nasıl olsa bu dava, Atatürk dönemi ile ilgili bir dava sayılmaz.”
İşkence de yoktu o dönemde
İleri, bu dönemde işkencenin de dozunun yerinde olduğunu bize, “bu dönemde falaka gibi işkenceler yaygındı” diye aktarıyor; hatta bazı komünistler de “bu işkenceler”den kurtulamamışlardı. “Hücre hapisleri” de olmuştu; ancak “cezalar çok hafifti ve öteki akımlara karşı uygulanan cezalarla ölçülmeyecek kadar azdı.” diye anlatmaya devam etmektedir. Dolayısıyla teselli olunacak çok şey vardı!
SOSYALİSTLERİN ‘ALTIN’ ÇAĞI MI?
Belki de Atatürk dönemi sosyalistlerin ‘altın’ çağıydı! Nitekim, İleri, “Atatürk döneminin anti-emperyalist ve devrimci niteliği, solu bir dereceye kadar açmazlara sokuyordu” demektedir. “Sol, devrimlerin bazılarını eksik, çoğunu yüzeyde bulmakla beraber, onları desteklemekteydi” diye de devam etmektedir. Türkiye’de sosyalistlerin genel olarak neden Kemalizm ile el ele gittiğini öğrenmek isteyenlerin bu satırlara dikkat etmelerini öneririm. Belki bazıları sadece tarih yazdığımı düşünebilirler; belki bazıları da güncel politikadan söz ettiğimi düşünebilirler; ne diyebilirim ki; Nasrettin hocanın dediği gibi, ‘herkes haklı.’
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016