Demiray ORAL
Televizyonda hararetli bir Roboski (Uludere) tartışması var.
Tartışmacıların kahir ekseriyeti ağır dozda, birkaçı ise mahcup bir edayla İçişleri Mütehassısı İdris Naim Şahin’e sallıyor.
Yağmur aniden yerçekimine yenik düşmüş, mekân ful çekmiş vaziyette.
Eski mahallemin varoş kahvesinde bir ben eksiktim ki, ben de içeri girince neredeyse Türkiye mozaiği tamam oldu.
Çoğunu iyi kötü tanıyorum; aslen Karadenizli olanlar, BDP’ye sempati ile bakan Kürtler, BDP’den nefret eden Kürtler, az sayıda da Trakya’dan İstanbul’a göç etmiş olanlar var masalarda. Geri kalan büyük kalabalık içinde ise Anadolu’nun hemen her yerinden insan mevcut.
Ekrandaki konuklardan biri “AKP artık ‘insani’ bulmadığı bu bakanı daha fazla taşıyamaz” minvalinde“istifa” diye tutturmuş, diğer konuklar da mimikleriyle onu onaylıyordu ki...
Birden Karadenizlilerin masasından biri ayağa kalkıp okkalı bir küfür eşliğinde bağırdı: “Siz ne anlarsınız be adamdan. Bu millet onu seviyor!”
Birkaç saniye içinde önce cılız, ardından güçlü bir alkış koptu mekânda.
Artık uğultudan sesleri duyulmayan uzman şahsiyetler ekranda “uzaylı” misali kalakalmışlardı öylece.
Ben ise içerideki tek uzaylı olarak bir yolunu bulup ekrandan içeri atlayıp, onlarla birlikte uzay gemimizle buralardan gitmenin yolunu düşünüyordum.
Ama hiçbir yere gidemedim.
Mekândakiler yeterince dinlediklerine kanaat getirip, biraz da kendileri konuşmaya karar verince kanalı değiştirdiler ve böylece bizim uzay gemisi beni dünyada bir başıma bırakıp çekti gitti.
O gece, o insanların İdris Naim Şahin’i neden sevdiğini dinledim uzun uzun.
Sonra o insanları iyi bilen, onlarla iç içe yaşayan kimi tanıdıklarımla sohbet ettim, bu sevginin sebebini anlayabilmek için.
Her şey bitip, eve dönünce düşündüm de...
Asıl sorun ne Şahin’in korkunç analizleri, ne Erdoğan’ın onu İçişleri Mütehassısı yapması, hatta ne de Şahin’in sözlerinin AKP’nin gerçek ruhunu temsil etmesi ihtimali...
Bunların hepsi birer sonuç.
Asıl sorun, bizim (en azından benim), hiç hesap etmediğimiz şekilde halkın içinde onu seven, yaptıklarını onaylayan, Kürt meselesiyle ilgili takındığı tavrın altına imza atan bir kesimin bulunması.
Üstelik gördüklerim ve anlatılanlardan anladığım kadarıyla, Şahin sevdalısı kesim sanıldığı gibi sadece“milliyetçi vatandaş”tan ibaret değil.
İçinde mütedeyyin, Kemalist, hatta kendine solcu diyen insanlar da var (enteresan bir ayrıntı, Şahin’i sevenlerin hemen hepsinin Melih Gökçek’i de seviyor olması).
Hepsini Şahin’i onaylamakta buluşturan ortak zemin ise PKK meselesi.
Şahin’e, “PKK’nın kökünü kazıyacak bir mücadele yöntemini savunduğu için” medya üzerinden operasyon yapıldığına inanıyorlar.
Ve “Ama biz onu anlıyoruz” diyorlar.
Sanırım Şahin de şu en zor günlerinde bu kadar cool durabilme gücünü ne İmam-Hatip’ten beri Erdoğan ile arkadaş olmasından, ne de İstanbul Belediye Başkanlığı zamanından bu yana Erdoğan’ın kara kutusu olmasından alıyor.
Toplumun bir kesimindeki bu ruh hâli onu güçlü kılıyor.
Zaten o da son günlerde bunun özellikle altını çiziyor.
Uludere’de ölen insanlar için kullandığı “PKK’nın figüranı”, “dolap beygiri” gibi ifadelerden sonra eleştiriler ışık hızıyla artınca dediklerini hatırlayalım: “Ben yanlış anlatıldığımı düşünüyorum. Anlaşılmak toplum tarafındaysa ben toplumun içindeyim. Türkiye’nin her yerinde ben varım. Eğer anlaşılmak toplumun çoğunluğu tarafındaysa benim bir sıkıntım yok.”
Son vukuatından sonra bile onu hedef tahtasına koymayıp destek çıkmasına bakılırsa, Şahin’in “toplumun çoğunluğu tarafından anlaşıldığına” Erdoğan da ikna olmuş görünüyor.
O destek gerçekten toplumun çoğunluğu mudur, ya da toplumdaki gerçek karşılığı nedir bilmiyoruz elbette.
Ancak Erdoğan’ın son zamanlarda başkanlık koltuğu için ince hesaplar yaptığını biliyoruz.
Anlaşılan, o ince hesaplar da İçişleri Mütehassısı’nın yaptıklarının oy olarak geri döneceğini gösteriyor.
Benim gibi düşünenler bu yanlış hesabın Güneydoğu’dan döneceğini ve AKP’nin Kürt oylarını tamamen, mütedeyyinlerin oylarını da kısmen kaybedeceğini savunuyor.
Ama Erdoğan yine de İdris Naim Şahin’i Sevenler Kulübü’yle arayı bozmaya niyetli görünmüyor.
Aksi takdirde bizim bildiğimiz Erdoğan, altı çocuğu olan Şahin’i “arsası” nüfusuna göre çok büyük olan dost ve kardeş bir ülkeye numune olarak çoktan tayin ederdi.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.05.2015
23.09.2014
13.06.2014
2.04.2014
16.02.2014
13.01.2014
6.01.2014
29.12.2013
19.12.2013
11.11.2013