Ergun BABAHAN
Bakan çocukları evlerinde içleri dolar dolu 6-7 para kasasıyla yakalanıyor. Halk BankasıGenel Müdürü’nin evinde gıcır gıcır 4,5 milyon dolar çıkıyor. Eski Şehircilik Bakanı, büyük müteahhitlere sizin emrinizle vicdanları sızlatan, inanılmaz rantlar sağlayan inşaat izinleri verdiğini söylüyor.
Sabah-atv’nin daha tam nasıl olduğu aydınlanmayan bir biçimde büyük devlet müteahhitlerinden sizin talimatınızla toplanan 100’er milyon dolarla satın alındığı, bu işlem içinZiraat Bankası kaynakları’nın kullanılmaya çalışıldığı, müteahhitlere bu iş karşılığı büyük kamu ihaleleri sözü verildiği muhalefetin TBMM’de açıkladığı polis tapeleriyle ortaya çıkıyor.
Anamuhalefet partisi lideri kamuoyunun bilgi alma hakkına uygulanan sansür ve karartma engelini aşmak için bu tapeleri Meclis’teki grup toplantısında bizzat açıklamak zorunda kalıyor. Bu hafta da bu tapeleri bizzat dinleteceği söyleniyor.
Oğlunuzun içinde olduğu TÜRGEV’e yatırılan 100 milyon dolar konusunda kimse ağzını açmıyor. Paranın Amerika tarafından terörün finansörü olarak görülen Yasin El Kadıtarafından yatırıldığı iddiaları havada uçuşuyor.
Özetle, memleketi padişah yetkisiyle yönettiğiniz, ne hukuk ne de etik kural tanımadığınız her geçen gün ortaya çıkıyor.
Medyaya kızıyoruz ama mahkeme kararlarının uygulanmadığı, valilerin parti komiseri rolüne soyunup mahkeme kararlarını uygulamaması için polis müdürlerine baskı yaptığı bir dönemden geçiyoruz.
Türkiye’de her şey akla gelirdi de mahkeme kararlarının uygulanmayacağını kimse hayal bile edemezdi.
Boyutlarına inanılmaz bir rant dağıtımıyla medyayı susturmuş, gerçekleri elinizden geldiğince gizlemeye başarmış bir lidersiniz. Paralel Yapı deyip duruyor, hakkınızda haber yapan herkesi düşman, vatan haini ilan edebiliyorsunuz.
Avrupa Birliği hedefi olan Türkiye’yi çok başarılı bir şekilde Şanghay 5’lisi standardına yakınlaştırıyorsunuz. Halkın çoğunluğunun yargıya inanmadığı, güvenmediği bir ortam yarattınız.
Kendi oğlunuza gösterdiğiniz ihtimamın binde birini Ali İsmail Korkmaz ve Gezi’de öldürülen diğer gençlere göstermediniz. Davalarını Türkiye’nin dört bir yanına dağıtıp adaletin yerini gelmesini engellemeye çalıştınız.
O da yetmedi son özgürlük kalesi internete el attınız. İnternete örneği sadece Çin’de Suudi Arabistan’da görülebilecek bir yasaklar silsilesi getirdiniz. Derdiniz özgürlüğün son kalesi olan bu ortamı 30 Mart’a kadar susturmak, Anayasa Mahkemesi sonradan bozsa da sıkıntı olmaz.
Size biat etmeyen herkes düşman, vatan haini ilan edildiğinden toplum bir benzeri 12 Eylül öncesinde gördüğümüz üzere kamplara bölündü.
12 Eylül öncesi de medya böyle bölünmüş ve toplumsal kamplaşmayı böyle körüklemişti. 35 yıl sonra ülkeyi yeniden o noktaya getirdiniz ve birbirinden nefret eden insan grupları oluşturdunuz.
Müslümanlığı önce Alevi-Sünni diye ikiye ayırmıştınız, şimdi Milli Görüş ve karşıtları diye ikiye ayırıyorsunuz. Camilerde bile gruplaşmalar yaratma başarısı gösterdiniz.
Türkiye hızla bir nefret toplumuna dönüşüyor ama siz sadece iktidarınızı sağlam tutma, sorumluları yargıdan kaçırma derdinde olduğunuz için aldırmıyorsunuz.
Tamam bu dünyada hesap vermeyebilirsiniz ama inancınıza göre bunun bir de öteki tarafı var. Günde 5 vakit namaz kılan biri olarak, günahın, haramın anlamını ve ödenecek bedelini bizden iyi biliyorsunuz.
Yastığa başınızı koyduğunuzda size öte dünya bu dünyadaki eylemlerinizin hesabını nasıl vereceğinizi düşünüyor musunuz hiç? Yoksa, öbür dünyada da bir yolunu bulacağınıza inanıyor musunuz?
Hukuku bir kenara atın günaha inanıyor musunuz ve günahlarınızın hesabını verebilecek misiniz!
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Uluslar neden çöker, Türkiye neden çöküyor?
24.03.2022 - Madalyonun öteki yüzü: Putin kaybedince, Erdoğan da kaybedecek
7.03.2022 - Kürt sorunu çözülmeden liberal demokrasi kurulamaz!
1.03.2022 - Bir gazeteci cinayeti (daha)
21.02.2022 - Erdoğan TV programlarında neden prompter’a mahkum oldu
28.01.2022 - NATO için iktidardan vazgeçen İnönü'den, iktidarı için NATO’dan vazgeçebilecek Erdoğan'a
11.01.2022 - Parti binası silahla basılan HDP ama terörist de HDP, öyle mi?
6.01.2022 - Türkiye karanlık ve zorlu bir yıla girdi: Tercihler yılı
3.01.2022 - Cehalet ve kötü niyet Türkiye’yi büyük felakete sürüklüyor
25.11.2021 - Kılıçdaroğlu helalleşme ile ‘endişeli muhafazakarları’ kazanmaya çabalıyor
18.11.2021
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları































Nurhan Zakaryan
Marx`in bazi aciklamalarinin etik bir temele dayandigi tabii ki bir gercek, ne de olsa Marx`ta bir insanogluydu. Ancak kapitalizmin cöküs nedenlerini etige dayanarak degil bilimsel analize dayanarak aciklamaya calismistir, yani üretim güclerinin toplumdaki mülkiyet iliskileri ile celiskiye girmesiyle. Sorun Marx`in felsefe ve bilimi degil, sorun "mutlak dogru" bir noktanin bilimde asla ulasilamayacagi gerceginin unutulmasi olayidir.