Ergun BABAHAN
Ülkenin içinde bulunduğu durumun bir kabus olduğu konusunda pek çok insan hemfikir. Ekonomiden dış politikaya, siyasi İslam’ın toplumun katmanlarına yayılmasından kadın haklarına kadar her alna bir gerileme var.
Bu eğitim sisteminin yarattığı kitlelerin oluşturacağı toplumsal tablonun ne olacağını tahmin etmek zor değil.
Suriye sınır bölgesinin giderek radikal İslamcıların üssü haline gelmesi, Türkiye’yi hızla bir Pakistan olma yoluna doğru itiyor: Komşularına ve hatta Avrupa’ya İslami terör ihracını elverişli bir ülke.
Demokrasi ve hukukun temel kuralları ayaklar altına alınmış, Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin eş genel başkanları ve yönetim kadroları cezaevine tıkılmış, gazeteciler ve akademisyenler tarihte eşi görülmemiş bir baskıya maruz kalmışken, ana muhalefet partisi ‘mış’ gibi yapmaya devam ediyor.
Siyaset yapmayı haftalık Meclis Grup toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sallamaktan ibaret sayan, kendi düzenlediği Adalet Yürüyüşü’nün yarattığı etkiden bile ürken, Afrin ve Menbiç’ten Erdoğan kadar şahin olan, Yunanistan ve adalar konusunda ondan da şahin olmaktan çekinmeyen bir ana muhalefet lideri var Türkiye’nin.
Tek işlevi, Türkiye’nin 15 Temmuz darbe girişimi öncesinden başlayan hukuksuzluklarına meşruiyet kazandırmak.
Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasında da, Yenikapı’da da, referandumda da AKP’nin stepnesi olmaktan çekinmeyen, başı zora girdiğinde iktidarın nefes borusu olan bir muhalefet lideri…
Birleştiği noktalar da var tabii AKP ile; milletvekillerine emekli olduktan sonra da ‘Kırmızı Pasaport’ kullanma hakkı verip Avrupa vizesi belasından kurtaran düzenlemede olduğu gibi…
Şimdi, bu muhalefet partisi bir süredir 15 Temmuz darbe girişimi konusunda geveliyor. Dile getirmediği kuşkuları var gibi hareket ediyor, konuşuyor ama ardından milletvekillerine şöyle bir direktif verebiliyor:
‘‘Kutlama mesajlarının dışında dini konulara girilmemeli.
Türk Ordusu ve Genelkurmay Başkanlığı ile ilgili eleştirel söylemlerde bulunulmamalı.
Türkiye’nin etnik ve mezhepsel yapılanmalarına yönelik birleştirici bir söylemde bulunulmalı.
Partinin iç organlarında konuşulması gereken hususlar medya önünde konuşulmamalı. İlkemiz daima “Kol kırılır yen içinde kalır” olmalıdır.
Seçimde hırsızlık yapılacağı, seçim sonuçlarının baştan belli olduğu, bu gerekçelerle seçimlerin boykot edilmesi gibi söylemlere girilmemeli. Seçmen umutsuzluğa itilmemeli.’’
Yani, seçimde hırsızlık yapılabilir, seçimden sonra kısa bir süre gürültüsü yapılır; unutulur geçer diyor. Seçim düzenlemesini, Yüksek Seçim Kurulu’nu, Kürt bölgesinin koşullarını gündeme getirmiyor.
Çünkü, Kürtler HDP’ye oy veriyor ve devletin kurucu partisinin genel başkanı, AKP’nin Kürtlerin oyunu çalma ihtimalinden rahatsızlık duymuyor. Kürt’e gideceğine Saray’a gitsin diye düşünüyor.
Onunla yetinmiyor, AKP ve Saray’ın basın sözcüsü gibi davranan, 15 Temmuz öncesi ve gecesindeki rolü konusunda soru işaretleri bulunan Genelkurmay Başkanı’na sahip çıkıyor: Eleştirmeyin diyor…
Bunu yaparak 15 Temmuz’a, öncesine ve sonrasına sahip çıkıyor. Afrin’e gittiği için eleştirdiği şarkıcı ve türkücülerden farkı kalmıyor ama o memnun. Çünkü, onun için Genelkurmay Başkanı dokunulmaz...
Çünkü temel amacın Kürtleri susturmak, etkisizleştirmek olduğunu biliyor. Her Salı Erdoğan’a sallayıp ülkenin temel sorunlarına teğet geçerek siyaset yapmanın yeterli olacağına inanıyor.
Böyle bir muhalefetle düzlüğe çıkılacağına inananlar olabilir, umut besleyenler olabilir… Boşuna umutlanıyorlar… CHP, MHP’nin kravatlı modeli olmakta kararlı.
Toplumsal muhalefetin bu dağınıklığı, vizyonsuzluğu, AKP ve Erdoğan gitse bile, insana gelecek için umut vermiyor. Yan yana dizilmiş ‘devlet’ partilerinin Türkiye’yi düze çıkarması mümkün görünmüyor.
Acı ama gerçek böyle...
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2022
7.03.2022
1.03.2022
21.02.2022
28.01.2022
11.01.2022
6.01.2022
3.01.2022
25.11.2021
18.11.2021